Hisli Ruhlar İskemlesi

Zübeyde Demir 34 Görüntüleme 2 Yorum
1 Dak. Okuma

Yalnız bir adam gelip ruhumda sallanırken,
Akşamın selâsında nereye götürür bu el beni.
Meyhane sofrasına dayanıp el açarken hislerim,
Kâh bir ihtiyar sürükler beni peşinde,
Cami avlusunda sayıklarım adını art arda,
Dualarım gelir kurtarır beni, bir ölünün ardından,
Bilmezler bir çamaşır gibi güneşte ağarır tenim.
Çivisi çıkmış bendimin, sanki dört ayak üstüne düşen bir kedi,
Gülüşürüm birdenbire minik bir el adım atınca,
Tıngırdar benim de ayaklarım o sırnaşıp durunca,
Bazen kapı eşiğine oturak diye koyarlar beni.
Bazen de meddah gibi ortalığa atarlar beni.
Taşırım üzerimde bazen huysuz aksi bir şeytanı,
Sızlanır benim de ruhum günahları ağırlığınca,
Sicim sicim işlenir tenime gölgesi mezar çiçeklerinin,
Bakmazlar yüzüme, eskidikçe, atarlar bir viraneye beni.
Kimsesiz bir garip gelip, uzanarak boylu boyunca,
Geceler kabus olur onun gibi benim de sırtım tutulunca,
Yavaş yavaş paslanıp bir köşeye sinince,
El etek çekilince on bir parçaya bölerler beni.
Kâh bir tekkede el el üstte tutup tahtım kurarlar.
Kâh bir kumar masasında el altında oynatırlar beni.
Bencileyin yaslanıp duvarlara, cigara kokan entarileriyle,
Sokaklardan ve ruhumdan hisli kadınlar gelip geçer.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Şair
2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version