Kral mı Köle mi

Sema Aktaş 25 Görüntüleme 6 Yorum
2 Dak. Okuma

Evliliklerde ve ilişkilerde çıkan sorunların temelini bize çocukken verilmiş olan iletişim, sevgi ve değer verilme duygusu oluşturur. Yetiştirilme şeklimiz nasıl bir ilişki kuracağımızı yada evlilik yapacağımızı belirler. Aradığımız eş adayı özelliklerini buna göre belirleriz.

Aile içindeki ilk iletişimimiz, bize bakım veren ve tüm fiziksel ihtiyaçlarınızın karşılandığı ilk altı aylık dönemde gerçekleşir. Çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması için oluşturulan düzende, çocuk daha istemeden birçok şey sunulur ise çocukta çok fazla doyum hissi sağlanır. Bunun neticesinde herkes beni mutlu etmeli, her istediğim yapılmalı, duygusunu oluşturur. Bu onun için normaldir çünkü bu şekilde ona bilgi yüklenmiştir. Bu iletişim şekli ile büyütülmüş çocuklar her zaman kendine itaat eden kişileri arar,bencil olurlar ve empati kuramazlar, kendi ihtiyaçları her zaman ön plandadır. İsterler ki herkes el pençe divan dursun.

Aile içinde ki diğer bir iletişim şeklide, kişi ailesinden yeterince sevgi ve şefkat görmez zamanla kendini değerli hissetmez, ailesinin ona karşı olumsuz tutumu devam ederse, benlik algısında azalma olur. “Ben hiçbir şeyim” düşüncesi gelişmeye başlar. Bu nedenle ilişkilerinin içerisinde karşı taraftan hep ilgi ve şefkat arar. Ailesinden alamadığı bu duyguları karşı taraf ona vermeye başladığında kendisini değerli hisseder, onu asla kaybetmek istemez.

Bu noktada kişi kendi ihtiyaçlarını göz ardı etmeye başlar,kendini geliştirme becerilerini hiçe sayarak tamamen bağımlı hale gelir, kendi varlığını başkasına bağlamıştır.

Her iki durumda da ilişki içindeki bireyler başta kendilerini mutlu hissetse de zamanla bir tuhaflık olduğunu hissetmeye başlar, fakat bunu ifade edemezler. Kendi iç dünyasında öfke, kızgınlık, kaygı, kaybetme ve terk edilme gibi yoğun duygular yaşarlar. Bu duygu karmaşası içinde mutlu olma şansları çok azdır. Çünkü karşı tarafı düşünmek, onunla ilgili meselelere çözüm bulmak zorundadır.

Her iki iletişim şeklinde de alma verme dengesi bozulmuştur. Bu dengeyi korumak ve gerekirse yeniden yapılandırmak gerekir.

Bağımlı ilişkilerden kendinizi koruyabilmek için, kendinize zaman ayırın, hobiler edinin, yeni bir dil öğrenin, kişisel gelişim için kitap okuyun, ailenize ve arkadaşlarınıza zaman ayırın, karşınızdaki kişinin de sorumluluk almasına izin verin, sabırla sorumluluğunu yerine getirmesini bekleyin.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Sema Aktaş
Bağlantılar:
Aile Danışmanı
6 Yorum
  • Yine etkin bir yazı olmuş elinize sağlık,kişinin eksiklerini kapatabilmesi için hiçbir zaman geç değildir,bu farkındalığı çok iyi ifade etmiş ve yön gösterimi ile nasıl aşabileceğimiz hakkındaki çözüm önerileri çok iyi,bunları dikkate alarak yeni bir bakış açısı Yakalayacağımdan siz de emin olabilirsiniz,teşekkürler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version