Pinokyo Meselesi

Nurhayat Güler 31 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Pırıl pırıl akan berrak bir nehire düşen bir damla çamur, o nehrin güzelliğinden bir şey kaybettirebilir mi? Bence kaybettirir. Kana kana su içtiğiniz o nehirden , o bir damla çamur yüzünden bir daha su içmek istemezsiniz mesela…Çünkü içinize kurt düşmüştür bir kere.

İşte yalan da böyledir. Bir kere cümleye düştü mü sonraki bin cümleniz bulanıktır artık. Peki, insan neden yalan söyler ? Belki baskıdan belki korkudan belki de kendini o şekilde ifade edebilmesinden ya da eksiklik hissinden… Birçok neden bulabiliriz. Yalanın en berbat yanı ise kendi kendini doğurmasıdır. Yani bir kere diline yalan düşen, konuyu toparlayabilmek için hop başka yalana başvurur. Bu böyle kısır döngü halinde devam eder. Yani anlayacağınız dipsiz bir kuyu.

Peki, yalana hiç başvurmayanlar? Bence onlar dünyanın en cesur insanlarıdır. Ya yalan söylemeye mecbur kalmayacak kadar hayatlarını dikkatli yaşarlar ya da Allah’tan başka kimseden korkuları olmadığı için hata da yapsa dürüstlüğü tercih ederler. Tüm bunlar aslında kişilerin yetişme ortamı, çevresi, çocukluğuna kadar dayanır.

Baskı altında ve korkutularak büyümüş insanlar daha çok yalan söyler. Tam tersi güven ortamında ve her ne olursa olsun ebeveynleri ile her şeyi konuşabilen, anlayışlı bir ailede yetişen bireylerin ise yalan söyleme olasılığı çok ama çok düşüktür. Bir kabiliyet olarak görülse de yalan söylemek, bence travmatik bir durumdur çünkü o an kendinden bir takım ödünler verirsin. Aslında söylemen gerekeni söylemek yerine baskı altında hissettiğinden bambaşka cümleler söylemek kişiliğinden ödün vermek bir yerde…

Bir de yalan kategorize edilmiştir toplumda. Beyaz, siyah, küçük, büyük yalan gibi sınıfsal ve ruhsal yalanlar… Arkadaşının saçını beğenmediği halde, “Ay saçın çoook güzel olmuş” diyen birisi ile işlediği suçu, “Hayır ben yapmadım” diyen bir seri katilin yalanı aynı kategoridedir. İmajını koruma, kendi yararına ya da başkası yararına yalan söylemek belki o an bir fayda sağlayabilir evet ama bir süre sonra zarar olarak geri döner.

Peki, yalanın hiç mi faydası yok? Var elbette… Mesela bir insanın hayatı söz konusu ise anı kurtarmak için ya da bir insan hayatını kurtarmak için gerekirse ee tabi mecburen söylenebilir. Bunun ileri de zararı olur mu o tartışılır.

Yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin maddi çıkarlarını korumak için daha çok yalana yatkın oldukları kadınların ise sosyal rolleri gereği sadece beyaz yalanlara başvurdukları ve yalana daha az yatkın oldukları belirlenmiş. Kısacası yalan hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bir olgu. Günü kurtarmak için söylenen bir yalan yılın sonunda koca bir “yılana” dönüşebilir. O yüzden hayatımızı hiç yalan söylemeye mecbur kalmayacak şekilde dizayn edelim. Dürüstlük her zaman kazanır. Hem ne demiş atalarımız: “Arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar!”

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version