Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası'nı ve Kullanım Şartları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul et
HayrendişHayrendişHayrendiş
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Kategoriler
    • Aile
    • Araştırma
    • Bilim & Kurgu
    • Bilişim & Teknoloji
    • Biyografi
    • Sevgi & Aşk
    • Çeşitli Bilgiler
    • Çocuk
    • Denemeler
    • Edebiyat
      • Öyküler
      • Şiirler
      • Hatıralar
      • Mesajlar
      • Sözler
    • Eğitim
    • Felsefe
    • Finans
    • Genel
    • Gezi
    • Güncel
    • Günlük
    • Hayvanlar Alemi
    • Hukuk
    • İlahiyat
    • İş ve Meslek
    • Kişisel Gelişim
    • Kitap & Dergi
    • Kültür & Sanat
    • Maneviyat
    • Motivasyon
    • Müzik
    • Nostalji
    • Psikoloji
    • Sağlık
    • Sevgi & Aşk
    • Sosyoloji
    • Spor
    • Tarih
      • Tarihi Mekanlar
    • TV & Sinema
    • Yaşam
    • Yemek & Mutfak
  • Okuma Listem
    • Okuma Geçmişi
    • İlgi Alanları
  • İletişim
Arama
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
Okunuyor: Nasipse Gelir Hint’ten Yemen’den
Paylaş
Bildirimler Daha fazla göster
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
HayrendişHayrendiş
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
Arama
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Kategoriler
    • Aile
    • Araştırma
    • Bilim & Kurgu
    • Bilişim & Teknoloji
    • Biyografi
    • Sevgi & Aşk
    • Çeşitli Bilgiler
    • Çocuk
    • Denemeler
    • Edebiyat
    • Eğitim
    • Felsefe
    • Finans
    • Genel
    • Gezi
    • Güncel
    • Günlük
    • Hayvanlar Alemi
    • Hukuk
    • İlahiyat
    • İş ve Meslek
    • Kişisel Gelişim
    • Kitap & Dergi
    • Kültür & Sanat
    • Maneviyat
    • Motivasyon
    • Müzik
    • Nostalji
    • Psikoloji
    • Sağlık
    • Sevgi & Aşk
    • Sosyoloji
    • Spor
    • Tarih
    • TV & Sinema
    • Yaşam
    • Yemek & Mutfak
  • Okuma Listem
    • Okuma Geçmişi
    • İlgi Alanları
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
Hayrendiş > Edebiyat > Öyküler > Nasipse Gelir Hint’ten Yemen’den
Öyküler

Nasipse Gelir Hint’ten Yemen’den

Mustafa Terkir
Mustafa Terkir
Yayınlanma 12 Ağustos 2024
543 Görüntüleme
Yorum yapılmamış
2
Paylaş
5 Dak. Okuma
Paylaş

Bahar, bütün güzelliğiyle dağları kuşatmıştı. Her ağaç, anasından yeni doğmuş bir çocuk gibi pırıl pırıl parlıyor, eriyen her kar insanın aklını başından alacak bir görsel şölen oluşturuyordu. Çiçeklerin muhteşem kokuları ovaları dolduruyor, doğa ana bütün nimetlerini sunmaya hazırlanıyordu.

Neredeyse iki hafta olmuştu yaylaya çıkalı. Herkeste bir telaş varken, Hayati’de hiç telaş yoktu. Bugüne kadar da hiç olmamıştı zaten. Nasibi hiç yaver gitmemişti. Elini nereye atsa sanki o iş kuruyordu. Hiçbir işte dikiş tutturamıyordu. Daha önce giriştiği birçok iş vardı ama ne yaptıysa da bir türlü işlerini çeviremiyordu.

Terzi işine girdiğinde yaşı çok gençti. Bir gün anlayışsız bir adamın pantolonunu yanlış diktiği için ustasından işitmediği laf kalmamıştı.

Berberde başına gelenler, yolunmuş tavuğun başına gelmemişti. Usturaya bir türlü alışamaması onu işinden etmişti.

Kasap işinde de manav işinde de başarılı olamayınca kendine dükkan açmaya karar vermişti. Anlaştığı bir adamla kiralık bir dükkan açmaya karar verdi. Ama adamın kiraladığı dükkan meğer onun değilmiş. Adam, kapora ve kirayı aldıktan sonra kayıplara karışmıştı. Elindeki bütün parası da gitmişti.

Üzülmüyordu Hayati. Ona göre insan hiçbir zaman umutsuz olmamalıydı. Umut, insanın ekmeği olmalıydı. Nefesi olmalıydı umudu. Her şeye rağmen ayakta kalmalı, hayata dört elle sarılmalıydı. Bütün hastalıkların çaresizlikten geldiğini biliyordu. Bunun için telaş etmiyor, nasibinin onu götüreceği yere gidiyordu.

Yaylaya da bunun için çıkmıştı. Kasaba ona göre değildi. Köyüne gelmişti. Kendine biraz koyun aldıktan sonra yaylaya çıkmıştı. Nasibinin doğada olduğuna kendini inandırmıştı. Doğa, bugüne kadar hiçbir canlıyı yalnız bırakmamıştı. Herkesin payını zamanında vermiş, kimseyi kimseden üstün görmemişti. Elbet onun da yüzü gülecekti.

Bu sene işler hiç iyi gitmiyordu. Yaylaya bu sene olduğundan fazla yağmur yağmış, ekinler ve mera seller altında kalmıştı. Bir tek yaylanın arka tarafındaki büyük kayanın etrafındaki otlara bir şey olmamıştı. Bu da ister istemez Hayati için üzülme sebebiydi. Neyse ki büyük kaya vardı. Koyunlarını alıp oraya gidiyor, bu kayanın kendisine çeken sihirli bir yönü olduğunu hissediyordu.

Yine bir gün hayvanlarıyla beraber oraya gitti. Hava oldukça kapalı olduğundan hayvanlarını kayanın alt tarafındaki çeşme üstünde otlatıyordu. Yağmur bu sene çok yağmıştı. Hayati için bu yapacağı ve tutturacağı son işti. Çünkü hayvancılıkla uğraşmanın zararı yoktu. Muhakkak bu işte kar etmeliydi. Selden kendisini korumasa bile hayvanlarını korumalıydı.

Aradan geçen dakikalar, bulutların yağmur yağmasına engel olamadı. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur her tarafı yıkıp geçiyordu. Hayati kayanın altına sığınmıştı ama sağanak yağmurdan hayvanlarını koruyamıyordu. Hem can derdine düşmüş hem de ağlıyordu. Bu işi de olmamıştı. Bütün koyunlarını sel götürmüştü. Asıl şimdi başlıyordu onun için telaş. Her şeye rağmen yeniden başlamıştı hayata. Maalesef olmamıştı. Olmuyordu işte. Kurumuştu bu iş. Yine elinde patlak vermişti.

İçli içli ağlıyor, yüreğinin en derin yerinden gelen ağrının acısını hissediyordu. Bütün kapılar kapanmıştı ona. Şimdi ne yapacaktı, nereye gidecekti? Tek çaresi vardı artık: Başını alıp gidecekti. Şansının yaver olacağı yerlere gidecekti.

Yağmur yavaş yavaş diniyor ama umurunda değildi onun. Bütün rızkı sele kapılmıştı. Artık çekip gitme zamanıydı. Başını uzatıp aşağı baktığında, selin yaptığı felakete bakıp üzüldü. Her yer kanallarla dolmuştu. Sel her yeri çukur yapmıştı.

Kayanın dibinden çıkıp aşağı doğru yürüdü. Parlak üç şey çukura düşmüş, üstleri çamurla dolmuştu. Biraz daha yaklaştığında bunların çok eski zamanlarda kullanılan yemek saklama kapları olduğunu gördü. Bir tanesini aldı ve üstündeki çamuru temizledi. Küpün ağzındaki taş oldukça sağlamdı. Bir türlü çıkmıyordu.

En sonunda küpün ağzındaki taşı çıkardı. Gördükleri karşısında küçük dilini yutacaktı. Böyle bir şey olabilir miydi acaba? Mümkün müydü ki? Bu kadar tesadüf bir arada bulunabilir miydi? Tam hayattan vazgeçerken böyle bir mucize gerçekleşebilir miydi? Böyle şeyler ancak masallarda olabilirdi.

Küplerin içi çil çil altınla doluydu. Artık bu kasabayı alacak kadar parası vardı. Allah bir kapı kapatmış, bin kapı açmıştı. Kendisini felakete götüren sel, şimdi de ona mükemmel bir fırsat açmıştı. Artık Hayati için yeni bir dönem başlayacaktı. Hayat onu zorlu yollardan alıp mükemmel bir fırsat çıkarmıştı karşısına. Umutlu olmanın meyvesini almıştı ilk defa. Nasibi burada ona gülmüştü. “Nasipse gelir Hint’ten Yemen’den; nasip değilse ne gelir elden?” demiş büyüklerimiz. Nasibi de bugüne saklanmış çıkmak için.

Hayat da hep böyledir. Umut her zaman içinde olmalı insanın. Hep bir açık kapısı olmalı. Devamlı mücadele edecek gücü olmalı. Olumsuz bir şeyle karşılaşınca önce bunu düşünmeli. Sonra çözüm üretip hayal etmeli. Hayallerinin peşinden bir ömür koşmalı. Asla ama asla çaresizliğe düşmemeli. Unutulmamalı ki bütün hastalıkların kökeni umutsuzluk ve çaresizliktir.

Hayati de bunu biliyordu. Yıllarca umudunu kaybetmemişti. Hep mücadele etmişti. İçindeki o mükemmel azmi sayesinde hep ayakta durmuştu. Bugün de bunun sonucunu almış ve şükrederek bundan sonra olacaklar için yeni umutlar besliyordu.

Bu Yazarın (Mustafa Terkir) Diğer İçerikleri:

Yalnızlık Çıkmazı

Fark Etmek ve Kendini Bulmak

Talih

En Köklü Gelenek

Mucize Öğretmen ve Vefalı Öğrenci

ETİKETLER:hikayelerMustafa TerkirMustafa Terkir yazılarınasip hikayesiönerilenleröyküler
Bu İçeriği Paylaş
Facebook Whatsapp Whatsapp Bağlantıyı kopyala Yazdır
Tepki Ver
Hayran1
Mutlu0
Üzgün0
Uykulu0
Sinirli0
Şaşkın0
Göz Kırp0
Avatar photo
YazanMustafa Terkir
Bağlantılar:
Yazar
Önceki İçerik Polikistik Over (PCOS) Sendromunda Beslenme Önerileri
Sonraki İçerik Değer Yargısı
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sosyal Medya

FacebookBeğen
XTakip Et
InstagramTakip Et
YoutubeAbone Ol

Yeni İçerikler

Zihnimde Bahar Temizliği
Necla Karataş
Denemeler
15 Haziran 2025
8 Görüntüleme
Bir Asil Cevher
Banu Yurtsever
Maneviyat
15 Haziran 2025
25 Görüntüleme
Çağımızın Hastalığı: Memnuniyetsizlik
Kenan Akkuş
Yaşam
15 Haziran 2025
38 Görüntüleme
Gidiyor
Mehmet Aras
Şiirler
15 Haziran 2025
23 Görüntüleme
Gölgesinde Büyüdüğüm Adam: Babam
Mesut Alan
Hatıralar
14 Haziran 2025
36 Görüntüleme

En Çok Yorumlananlar

Minimalizm
Yaşam
Pilav
Hatıralar Öyküler
26 yorum
Aynanın Söylediği
Öyküler
26 yorum
Yorgunuz
Güncel
26 yorum
Her Şey Kendini Tanımakla Başlar
Öyküler
25 yorum

Bunları da beğenebilirsin

Edebiyat

Edep ve Edebiyat

29 Temmuz 2023
Denemeler

Göç

28 Ağustos 2024
Sağlık

Referans

25 Aralık 2022
DenemelerEdebiyat

Tahta Bavul

22 Nisan 2025
//

Hayatın Lezzeti “Hayrendiş” Olmakta!

Kurumsal

  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim

Hızlı Menü

  • Tüm Gönderiler
  • Bugün Eklenenler
  • Okuma Listem
  • İlgi Alanları
HayrendişHayrendiş
Bizi takip edin
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
Tekrar Hoş Geldiniz!

Hesabınıza giriş yapın

Username or Email Address
Password

Şifreni mi unuttun?