Geçen ayki yazımda, mertebelerden “bekleme” hâlini ele almıştık. Tepkileri erteleyip aceleciliğin sesini kısmayı denediğimizde, kendimizi bir adım daha yukarıya çektiğimizi söylemiştim. Ancak bu hâlde uzun süre kalamayız. Zira bekleyiş, yönsüz kaldığında insanı derin bir boşlukta tutar. O boşluğa düşmemek için içsel yolculuğumuzda şimdi yeni bir basamağa değinmek istiyorum: yönelmek. Beklerken artık sadece durmayız; kalbimizin hangi istikamete döndüğünü de sorgularız. “İnsan,…
Hayatın tam merkezi olan yaşama dair olmazsa olmazı yenilikçilik, insanlığın var oluşumundan günümüze kadar düşüncenin vermiş olduğu yaptırımlar sonucu meydana gelen işlem! Yenilik! Yeni yıl, yeni fikirler, yeni hayatlar ve dahası yeniye dair birçok örneklemeler. Hani insanlık doymak bilmeyen bir canlıdır ya… Yenilikçiliğe alışmış ama yenilikle birlikte yaşlanmaya doğru gidince artık gözü yeniliğe doymuş, eski günleri arıyor. “Nerde o eski…
En aç ruhlar ve en klas kulaklar için dünya, kocaman bir senfonidir. Dünyadaki her dağ, her orman, her nehir ve her şehir; bu senfoninin yaydığı melodilerin en eşsiz noktaya ulaşması ve büyüsüne büyü katması için harıl harıl çalışırlar. İnsan; dağlardan, ovalara ve gönüllere şırıl şırıl akan berrak bir su gördüğünde, nasıl ki bunun hangi esrarengiz kaynaktan fışkırdığını merak ediyorsa, aynı…
Yok, alamazsın beni deli zaman Dur, ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin (Sezen Aksu) Göksel, cuma akşamını verimli geçirmişti. Verimli geçirilmiş bir cuma akşamı, dolu dolu geçecek bir hafta sonunun da habercisi oluyordu genelde. Hatta daha sabahtan başlayacak olursa iş yerinde de istediği gibi sakin bir gün geçirerek haftayı tamamlamışlardı. İş çıkışı önce arkadaşlarıyla keyifli bir sohbet ve sonra sevgilisiyle de…
Geçen her an, her gün bizi tarihten bir adım daha uzaklaştırmaktadır. Bu uzaklaşma neticesinde tarihi olguların bırakmış olduğu manevi his ve duygular da ne yazık ki azalmaktadır. Bazı manevi hisler bitip tükenen cinsten olsa da bu hususta Urfa’nın maneviyatı namütenahi konumdadır. Şuan Urfa eski Urfa, insanları da eski insanları gibi olmasa da görüp anlayabilen için maneviyatı ve hissiyatı aynıdır. Bir…
“Bir var, bir yok seninki” diyorlar Hiç benimki olmadın Bilmiyorlar (Işıl Ayman)…

Enfeksiyon; vücudun zararlı mikroorganizmalar yoluyla işgal altına alınmasıdır, diyebiliriz. Bakteri, virüs ve…
Gönlümün masalını bilir misin? Ben her yaşımın acemisi oldum. Gönül penceremden hiç…
Bir semboldür Alageyik; cesaretin, yeniden doğuşun, özgürlüğün… Önce Ala Geyik şiirini kaleme…
Dijital çağın ilerlemesi ile kullanım alanlarının odak noktaya ve ihtiyaca göre kullanılması…
Zamansız zamanlar boyu. Damla damla derlediğim Gökkuşağı. Süzülüverdi yedi rengiyle Kirpiklerimin arasından,…
Dün nereden aklıma geldiyse yarım kalan işlerimi ve keşkelerimi anımsadım. Dedim ki…
Rüyada olduğunu uyanınca anlarsın; uyanana kadar gördüğünü gerçek zannedersin. İbn-i Arabî “Bu…
Gücün Yeter mi, Bölmeyi Geceyi? Değerli okuyucu, niyetim hiç kimseyi değil, kendimi…
Hiç karşılaşmadan sevmek, hiç tanışmadan tanımak mümkün mü? Ruhlar berzah âleminde ayrılarak dünyaya gelir. Her ruhun bir ya da birden fazla eşi vardır. Bu yalnızca karşı cins değildir. Hemcinsiniz, çocuğunuz…



Hesabınıza giriş yapın