Gülen yüz görmek mesele oldu arkadaş! Esnafın neyi var böyle? Bırakın çıkarken ettiğimiz teşekküre karşılık almayı; girerken verdiğimiz selamın karşılığını bekler olduk. Tanıdık olmak da yetmiyor artık bunun için, işine gelen biri olmak lazım. Acaba diyorum, ben mi çok hassasım bu konuda? Ben de mesleğim gereği insanların arasında çokça bulunmak zorunda kalıyorum ama biri bana “kolay gelsin” dediğinde “sağ ol” ya da “eyvallah” dediğimi duyuramadıysam neredeyse arkasından bağıracak kadar ona bu karşılığı iletmeye çalışıyorum. Tamam, bu kadar hassas olmasın esnaf ya da her kimse —esnafları örnek verdim çünkü şu dönemde en çok onlardan bu karşılığı alamadığımı fark ettim— ama en azından kafa salla be adam!
İşin daha acı tarafı ise bu selamı duymamış falan olması değil de işine gelmeyişi… Esnafın pazarlık yapacağı, yani alışveriş yapacağı biri geldiği zaman neredeyse ayakta karşılıyor. O esnafın sattığı bir şeyi alacak adamdan bahsetmiyorum, esnafın gelen adamdan alacağı bir şey varsa muamele bu yönde oluyor.
Artık iyice çıkarcı bir millet olduk. Her konuda böyleyiz artık. İyilik yapacağımız zaman bile karşılığında ondan isteyecek bir şeyimiz yoksa “bi düşünüyoruz.” Ama hele ki bir çıkarımız varsa, bazen zararımıza bile olsa o iyiliği esirgemiyoruz.
Bizden üstte olan amirlerimizin selamını almakla kalmıyoruz, bir de yalakalık boyutunda hal hatır muhabbeti yapıyoruz. Daha beteri ise o ortamdan uzaklaşınca arkasından dedikodusunu yapmayı da ihmal etmiyoruz.
Biri hakkında hüsnü zan yaptığımda saf muamelesi görüyorum. Zayıfmışım gibi davranılıyor. Ama arka arkaya, konuşulan kişinin yaptığı şeyin art niyetli olabileceği şeyleri sıralasam, “aa doğru diyorsun” oluyor.
Tahammülsüzlük bunların başlıca sebebi olabilir diye düşünüyorum. Her yerde, her şeyde tahammülsüzüz artık. Müşterisi gelen esnaf müşteriye, elemanı gelen patron elemana, düşük kademedeki personelini gören amir personele, trafikte herkes herkese, anne çocuğuna, baba oğluna, oğul babaya, akraba akrabaya… Bu liste uzar gider. Kimse kimseyi çekemiyor artık. Sabır diye bir olguyu insanımızın bünyesinde göremez olduk. Halbuki biz bizken değerliyiz, tekken değil!
Birilerine güler yüzünüzü göstermekten çekinmeyin. Her selamı gülerek alan bir adam olarak söylüyorum; bazen değersiz bile görüleceksiniz bu yüzden. Ama vazgeçmeyin. Arkanızdan “bu çocuk amma güler yüzlü” desinler, “suratsız” demesinler. Özellikle insanlarla fazlaca ilişkisi olan esnafımız; çok değerlisiniz ama selamımızı alın ve lütfen GÜLÜMSEYİN!