Aramızda kilometreler vardı. Dağlar, taşlar, yollar belki de sonsuz hayatlar… Ama en çok mesafemiz kalplerimiz arasındaydı. Kimseye anlatamadım, anlatsam boğazımda düğümlenir kelimeler, eksik kalırdı. Kalbim ne zaman sana doğru koşmak istese, aklım bedenimi geriye çeker çünkü biliyordum sen imkansızdın.
Ve bazen en gerçek sevdanın içinden taşan ama kimseye söyleyemediğim olduğunu, aynı dünyanın ayrı uzak insanları olduğumuzu, her şeyi biliyordum. Yaşanamayacak kadar uzak bir his olduğunu. Kahverengi gözlerinin içinde sonbahar saklı, bir bakışınla inceden inceden düşerdi yaprakların kalbime.
Sevmek bazen uzak olmak, bazen de uzak durmak zorunda olmak demekmiş. Geceleri yastığa başımı koyduğum an sensizlik kulağıma fısıldıyor adını. Ne gülen yüzler anlar derdimi ne de kalabalıklar. Kimseye söylemem sevdanı, içimde biriken hasretin gözlerimden sel olur akar.
Sana bu satırları gönderemem çünkü bazı kelimeler yola çıktığında ya yarım bırakır ardındakini ya da hasret bırakır kavuşamadığına. Belki de aşk dediğin şey tam da budur. Her şeye rağmen sevmek, kimseye söyleyememek, her şeyi içinde taşıyabilmektir. Belki de en büyük cesaret sevdanla tek başına mücadele edebilmektir.
Ben bu savaşı kaybedeceğimi bile bile veriyorum. Sessizce, içimden ve gizlice. Kaybediyorum kahverengi gözlüm, sensizlik mıh gibi çakılıyor aklıma. Sana söylenemeyen sözlerim ok gibi saplanıyor kalbime. Sen bu sözlerimi veda zannetme; bu sözler senden gidemeyen ama sana hiçbir zamanda kavuşamayacak olan küçük bir kızın kırık kalbinin sözleri.
Gece olunca yıldızlara bakan, belki aynı gök altında buluşuruz diye adını sayıklayan bir divanenin sözleri. Gecelerimi al toprak gözlü yar, gündüzler senin olsun; aklının bir köşesine koy beni, unutursan kalbin solsun. Acılarımı, kederlerimi topla dur, sepet sepet yüreğin yüreğimin olsun.
Anılarımı sakla aklında, koy bir köşesine; uzağım, uzağın olsun. Belki bir gün kavuşuruz, kalbim emanetin olsun. Sensiz geçen günleri ağır ağır eksiltiyorum takvimden; sensiz geçen geceleri sabahı olmayan günlere çıkarıyorum her gün. Her gün biraz daha eksiltiyorum senden.
Hasretin kor ateşler yakıyor bağrımda; sana söylenemeyen sözlerim sıra sıra diziliyor boğazıma. Avare olmuş gönlüm savruluyor çaresizce yerden yere, içmeden sarhoş ayyaş olmuş yüreğim sızıp kalıyor her gece yokluğunun baş ucunda.
Uzun uzun dalıyorum hayallerine, sanki her gün 1000 km yol katediyormuşum gibi ilerliyorum seninle. Ama bugün hâlâ aynı yerdeyim, sana hâlâ çok uzak, biraz da suskun. Söylenememiş sözlerimde adımı, duyamamış kalbinin izleri var. Sana hasret bırakılmış, sana söylenememiş sessizliğin çığlığı bunlar.
Ve biliyorum, biz artık hiçbir zaman yan yana gelemeyeceğiz. Başka bir yer varsa orada görüşürüz belki, eğer yoksa da seni tanımak zaten benim cennetimdi. Ve belki de en çok bu yüzden bu aşk ömrümdeki en güzel şeydi.