İnsan hep kavgalı kendisiyle,
sol yanındaki sızının esiri, ne diye
kurulmuş saat gibi vakti gelince
belirir damlalar kirpik dibinde.
Dünya, anlaşılmaz say ki çilehane;
zaman ne ilaç ne de çare.
Kandırma kendini,
nasılsa geçermiş…
El alem ne dermiş,
hep aynı terane.
Kuşlar kanat çırpar,
tükenmez nefes.
Yazmakla azalmaz yüreğin yükü,
çıkmadık candan ümit kesilmez.
Kırılır elbet bu altın kafes.
Haydi,
kalk, omuz ver.
Sular akıyor,
tortusu bir bıçak,
canlar yakıyor.
Tebessümü
merhem bil, sür açıklarına.
Aç kollarını, sarıl
çatlaklarından sızan ışıklarına.