Bedenimizi temiz tutmak için her gün suyla buluşuyoruz, değil mi? Duş alıyoruz, yüzümüzü yıkıyoruz, kıyafetlerimizi değiştiriyoruz. Çünkü dış kir göze görünür; fark ederiz. Peki ya içimizde birikenler? Kalbimizin kuytularında unutulmuş kırgınlıklar, sesini kısmış öfkeler, içimize sindiremediğimiz sözler… İşte ruhsal temizlik benim için tam da bu görünmeyeni görmeye cesaret etmekle başlıyor.
Zamanla anladım ki ruhum da bedenim gibi kirleniyor. Bazen bir söz, bazen bir hayal kırıklığı, bazen de kendi içimde kendime söylediklerim… Tüm bunlar usul usul birikiyor. İlk başta fark etmiyorum ama sonra gülüşümde bir eksilme oluyor. Sevdiklerime karşı sabrım azalıyor, kendi iç sesim yargılamaya başlıyor. İşte o zaman anlıyorum: İçimde bir temizlik zamanı gelmiş.
Ruhsal temizlik benim için illa ki tütsüler, kristaller ya da meditasyon uygulamaları değil. Elbette onları da severek yapıyorum. Ama bazen sadece içten bir nefes, sessiz bir sabah, kendimle geçirdiğim on dakikalık bir yürüyüş bile yeterli oluyor. Temizlik dediğimiz şey bazen ağlamaya izin vermekte saklı, bazen de kimseye anlatmadığın o cümleyi bir deftere dökmekte…
Bazen de geçmişin yüklerini bırakmak gerekiyor. Kırıldım ama affedemem dediğim yerlerden geçtim. Ancak zamanla anladım ki affetmek karşımdakine değil, ruhuma bir iyilik. Artık taşımıyorum. Artık her kırıklığı cebimde saklamıyorum. Bazen susuyorum, bazen içimden “Allah’ım, sen bilirsin.” deyip bırakıyorum. Çünkü ruhumu en iyi Rabbim temizliyor; ben sadece alan açıyorum.
Ruhsal temizlik bana göre bir seçim. Hayatın koşuşturmacası içinde araya sıkıştırılan bir lüks değil; bir ihtiyaç. Gün içinde kendime “Şu anda nasıl hissediyorum?” diye sorduğum her an bir temizliktir. Yanlış düşündüğümü fark ettiğimde fikrimi değiştirebilmek, kendimi suçlamadan “İnsanım.” diyebilmek… Bunların hepsi ruhumu arındırıyor.
Ve bazen sadece “Yeter.” demek. Sosyal medyaya, haberlere, kalabalıklara bir süreliğine ara vermek. Kalabalıktan değil, kendi iç sesimden beslenmek. Çünkü ruh en çok kendi sessizliğinde temizleniyor. Orada gerçek benliğimle buluşuyorum. Orada Rabbimle bağlantıya geçiyorum. Orada iç huzur var.
Kısacası benim için ruhsal temizlik; kendime dönmek, sadeleşmek, affetmek, dua etmek, bırakmak ve tekrar başlamaktır. Ne zaman içim karışsa, bilirim ki temizlik vakti gelmiştir. Bazen gözyaşıyla, bazen kahkahayla, bazen sadece bir iç çekişle… Ama her seferinde ruhum biraz daha hafifler.
Çünkü ruh temizlendikçe, hayat da berraklaşıyor. Kalbimiz ferahlıyor, yolumuz açılıyor, bakışlarımız yumuşuyor. Ve biz kendimize bir adım daha yaklaşıyoruz. İşte o zaman, dış dünya ne olursa olsun, içimizde bir huzur sabit kalıyor.