Kış İçin El Ele
Kış mevsimi kapımızı ha çaldı, ha çalacak. Sıcak evlerimizde karşılayacağız çoğumuz soğuğu. Üzerimize giydiğimiz kalın kıyafetlerimize, elimize aldığımız bir bardak sıcak çay eşlik edecek belki de. Pencerenin önüne oturup heyecanla…
Yaşam Enerjimizi Nasıl Yükseltiriz?
Şehir hayatı, koşturmacalar, sorumluluklar ve dahası derken kimse için modunu yüksek ve stabil tutmak öyle göründüğü gibi kolay olmayabiliyor. Peki, enerjimizi pozitifte tutmak için tüm bunlardan kaçıp kurtulmalı mıyız? Aslında…
Öyle mi Sandın?
Sevemedin ağır geldim ömrüne. Sen gidince mutlu olmaz mı sandın? Ne yapsan da girer sandın emrine. Değerimi kimse bilmez mi sandın? Sen sürgüne gönder yaşlı gözleri, Kaleme dizdirdin ayaz sözleri,…
Ergenlerde Cinsel Kimlik Sorunları
Ergenlerde cinsel kimlik sorunları, ergenlerin biyolojik cinsiyetlerinden memnun olmadıkları, karşı cinsiyetin bedenine ve rolüne sahip olmak istedikleri, ve cinsel olarak karşı cinsiyete ilgi duydukları durumlardır. Bu sorunlar ergenlerin ruhsal, sosyal…
Bir Yolcu
Giderek uzaklaşıyor yüreğimiz en yakınlarımızdan. Giderek başkalaşıyor insancıl yanımız. İçimizde daha önce atamadığımız adımların, çıkaramadığımız fırtınaların kaosu yaşanıyor. Derinlerden asî hırçın bir dalga misali dilimizin kıyısına hoyratça vuruyor hayat boyu…
Şiir Üzerine
Hayat bir şiirdir, okumasını bilirsek... Şiir özlemdir, buz tutmuş gönülde kor gibi yanan. Ayrılıktır, yüreği lime lime doğrayıp dağlayan. Aşktır, dünyada cenneti yaşatan. Acıdır, zehri zerk edip duran. Ve şiirdir…
Yaprağın Vedası
Bir sonbahar sabahında, Yorgundu yaprak, Günden güne, Sararıp solmuştu, Gücü de tükenmişti. Bekliyordu o anı, Ayrılığın kor alevi, Yakıyordu yüreğini. Konuşmak istedi, Sesi çıkmıyordu, Konuşamadı... Son kez daha baktı. Bu…
Günaydın
Bu kelime, bir selamlaşma kelimesinden çok daha fazlası bence. Sabahları birbirimize “Günaydın” diyerek yeni bir başlangıç yapıyoruz aslında. Günün en güzel kelimesi, yepyeni bir başlangıcı müjdeleyen bir anahtar gibi. Dilimizin…
Geçmiş
Göz kapaklarını açtığında her tarafı sızıdan perişan haldeydi. Kolları, bacakları… Sızının ve ağrının beraberinde getirdiği o bitkinlik üzerine çullanmıştı. Sızının geçmesini beklerken de küçük ela gözleri ile ‘ben neredeyim?’ havası…