Nörogelişimsel farklılıklar bireyin günlük yaşamda deneyimlediği dünyayı derinden etkiler. Bu farklardan biri olan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), yalnızca dikkat eksikliği ya da aşırı hareketlilikle değil, kimi zaman tam tersi bir durumla; hiperfiksasyonla da kendini gösterebilir. Her ne kadar bu iki kavram birbiriyle çelişiyor gibi görünse de, nöropsikolojik düzlemde şaşırtıcı bir şekilde birbiriyle ilişkilidir.
DEHB: Dikkatin Dağınıklığı Değil, Dikkatin Yönetilememesidir
DEHB, dikkat eksikliği, dürtüsellik ve hiperaktivite belirtileriyle tanımlanan nörogelişimsel bir bozukluktur. Çocuklukta başlayan belirtiler, yetişkinlikte de çeşitli şekillerde devam eder. Yetişkin bireylerde dikkat eksikliği genellikle şu şekilde kendini gösterir:
- Sürekli dikkat kaybı ve unutkanlık,
- Organize olamama,
- Zaman yönetiminde başarısızlık,
- Görevleri tamamlama güçlüğü.
DEHB’li bireylerin beyninde özellikle prefrontal korteksin dopamin regülasyonunda zorluk yaşandığı bilinmektedir. Bu nedenle dikkat, motivasyon ve ödül sistemlerinde dengesizlikler görülür.
Hiperfiksasyon: Aşırı Odaklanmanın Tuzakları
Hiperfiksasyon, bir düşünceye, konuya, kişiye veya aktiviteye aşırı yoğunlaşma durumudur. Bu odaklanma, kişinin zaman ve çevre algısını yitirmesi, yemek yemeyi ya da uyumayı unutması gibi ciddi işlevsellik kayıplarına neden olabilir.
Hiperfiksasyon, sıklıkla DEHB’li bireylerde de yoğun şekilde gözlemlenir. En yaygın özellikler şunlardır:
- Yeni bir hobiye aniden ve takıntılı biçimde bağlanmak,
- Aynı konuda derinlemesine araştırma yapmak,
- Tekrarlayan davranışlara saatlerce devam etmek.
Bu durum genellikle bireyin dopamin ihtiyacı, duyusal doyum arayışı veya erteleme davranışı üzerinden şekillenir.
DEHB ve Hiperfiksasyon: Zıt Kutuplar mı, Paralel Gerçeklikler mi?
DEHB’de dikkat eksikliği; ilgisiz veya zorlayıcı görevlere karşı düşük dikkat süresiyle karakterizedir. Ancak, ilgi çekici ve dopamin düzeyini yükselten uyarıcılarla karşılaşıldığında bu bireyler olağanüstü bir odaklanma geliştirebilirler. Bu durum “hiperfokus” ya da “hiperfiksasyon” olarak tanımlanır.
Temel Nedenleri:
- Dopamin Dengesizliği: DEHB’li bireyler dopamin salgısını artıran uyaranlara bağımlı hale gelebilir.
- Ödül Sisteminin Aşırı Hassasiyeti: Beyin, hızlı ödüllendirilen aktivitelere saplantılı şekilde yönelir.
- Zaman Algısı Sorunu: DEHB’li bireylerde krono-dinamik farkındalık zayıftır; bu da hiperfiksasyonun süresini artırabilir.
Bu bağlamda, DEHB ve hiperfiksasyon aslında birbirini dışlamaz; aksine aynı sistemin iki farklı yansımasıdır.
İşlevsellik Üzerine Etkiler ve Müdahale Yolları Nelerdir
Olumlu Yönleri:
- Derin odaklanma gerektiren işlerde yüksek performans,
- Hızlı öğrenme ve uzmanlaşma,
- Üretkenlik ve problem çözme becerilerinde artış.
Olumsuz Yönleri:
- Sosyal izolasyon,
- Uyku ve beslenme düzeninde bozulma,
- Zaman kaybı ve görev ihlali,
- Anksiyete ve tükenmişlik hissi.
Uygulanabilecek Müdahale Stratejileri:
- Zaman Sınırlaması ve Planlama: Odaklanma sürelerine sınır koymak.
- Farkındalık Pratikleri: Hiperfiksasyonun başladığı anları tanımayı öğrenmek.
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Düşünce-davranış ilişkisini yeniden yapılandırmak.
- Çevresel Düzenlemeler: Dikkat dağıtan unsurların kontrol altına alınması.
- Medikal Destek: Gerekli görülen durumlarda psikiyatrist kontrolünde ilaç kullanımı.
Sonuç olarak;
DEHB ve hiperfiksasyon, birbirine zıt gibi görünen ama aynı sistemin farklı yüzleri olan iki dikkat işleyişi biçimidir. Bu durumlar bireyin potansiyelini hem destekleyebilir hem de sınırlayabilir. Dolayısıyla, doğru farkındalık, zamanında müdahale ve kişiye özel stratejilerle yaşam kalitesi anlamlı ölçüde artırılabilir.