Uzaylılar gelecek, deprem olacak, büyük tufan kopacak, sel olacak, kıyamet yaklaştı… Bunlardan hangisine göre geleceğinizi şekillendiriyorsunuz bilmiyorum; fakat bazı gerçekler açıktır, biz sadece görmeyi istemeyiz. Kıyamet gerçeği, inandığımız inançla alakalı bir gerçektir; uzaylı gerçeği henüz ne olduğu açıklanamayan, belki yer altında belki yer üstünde ama şu an bizimle olan bir soyun gerçeğidir; sel ve deprem ise yine kıyamete doğru, inanılan dünyanın sonlanmasına doğru ortaya çıkacak gerçeklerimizdir.
Peki neden bu kadar önemliler? Bunlarla ilgili bir açıklama yapıldığında can kulağıyla dinliyoruz, endişeleniyoruz, panikliyoruz. Her zaman tedbir önemlidir ama aramızda kaç kişi deprem çantasını hazırladı ve “ben tamamen hazırım” diyebilir? Ya da kaçımız ani bir uzaylı saldırısında “kesin çıkış yolum budur” diyebilir? Belki “uzaylı mı?” diyen var aranızda ama şu an inanmadığımız ne kadar çok şey var değil mi ileride önümüze çıkacak olan? Ben böyle durumlarda Jules Verne’nin kitaplarını düşünürüm. İnsanların “Hadi canım sende…” dediği bu kitaplar çok kısa bir zamanda gerçeğe dönüşmüştü. O dönemin bilim-kurgu ve bir kısım tarafından hayal kitapları diye adlandırılan kitaplarıyken…
Diyelim ki bu bahsedilenler oldu ve yapacak hiçbir şey yok; işte o zaman “keşke” dememek için şimdi diyorum ki gözünüz kulağınız açık olsun ve lütfen etraftan duyduğumuz bilgileri bir kez olsun yadırgamadan dinleyelim. Üstünde biraz araştıralım, düşünelim. Belki bazı işaretler etrafta dolaşıyordur ama biz hâlâ görmemişizdir. Olamaz mı? Lütfen artık hayata bu zamana kadar olduğundan farklı gözle bakın.
Yakın zamanda Dünya’ya yakın geçen Atlas3I var mesela; birileri uzay gemisi diyor, birileri kuyruklu yıldız. Birileri bizi frekans olarak yükseltmek için geldiler diyor, birileri Dünya’ya saldıracaktı, engelledik diyor. Dünya’daki çoğu gerçekler bu şekilde iki taraflı diye diye düşünüyorum. Tarih için de böyle derler aslında, bilirsiniz. Bildiğimiz tarihin ötesinde bir tarih olduğunu ve bunun değiştirilerek bize aktarıldığını söylerler. O zaman böylesine bilginin ve teknolojinin elimizde olduğu bir çağda gözümüz kulağımız açık olsun ve lütfen biraz dikkat edelim: hayata, doğaya, algılarımıza, gördüklerimize ve insanlığımıza…


















