Kan Sızar Avuçlarımda

Geri gelmeyecekse bir gün neden peşinden koşayım?
Gelmesi için boşa emek vereyim.
Kaldıysam rıhtımlardan çok uzakta,
Bir rıhtıma varmak için neden çırpınayım?
Boşa çaba vermek boşuna ise ey gönlüm,
Ruhumda nağmeler yükselirken boş olmayana,
Razı olmaya razı ol artık.
Mahkûm kılma beni boşa.
Boş bir dünyaya esir etme.
Koy içine âlemi,
Tanısana bu kalemi,
Solgun bırakma bizi.
Duymasan da tüm kelimeleri, sözleri yaban elde,
Tüm hatırladığın geçmiş ise,
Unut geri gelmez o günler.
Bak işte hayat devam ediyor.
Çiçekler açarken kuşlar ötüyor görsene.
Canlı bir cenazeye çevirme beni.
Bak etrafına sırra er.
Sır nedir?
Sırra eren kimdir desene haydi!
Sır nereden gizlidir bilsene.
Beton duvara döndürme kendini beni.
Bitmez mi takvimle geçmişle savaşın?
Bitti işte bitti.
Ömrümüzün feri yarına götürürken,
Neden dünü istersin?
Dün dünde kaldı bak bugüne.
Attığım her bir adımda geri gitmeyi seçersin.
Geri yok ilerisi var artık,
Mühürlenmedi ki kalbim ey gönlüm.
Hakkın ölüm mührü ile,
İçinde sakladığın tebessüm kapısını aç.
Kan sızar avuçlarımda,
Ümidim dermansız değil ki,
Dermandır Mevla’m.
Sonucumuzda şimdi yalnızlık çıkmaz ki.
Mevla var.
Buldun zannettin,
Neydi buldun?
Neyi bulmayı umdun?
Bulmayı istediğin yitirdiğindi.
Elbette ki yitireceksin,
Yitirdikçe yeniden bulacaksın,
Üzüleceksin böyle.
Bin yıl uyudun,
Bin yıl uyanık kaldın,
Neyi gördün, neyi buldun?
Uyudun gördün,
Uyandın kaybettin,
Uyanıkken buldun,
Uyudun kaybettin,
Daha en istersin?
Ömrüm bitişe gider,
Bitişten sonra bulacaksın,
Nedir bu telaşın?
O gün yarınlar, bugünler sana bağrını açacak,
Sen de koşacaksın.