Hayat yolculuğunda en çok güvendiğimiz insanlar, ailemiz ve yakın arkadaşlarımızdır. Çocukluğumuzdan itibaren onların varlığıyla büyür; sevilmenin, korunmanın ve desteklenmenin ne demek olduğunu onlarla öğreniriz. Ne zaman düşsek, onların eli uzanır bize. Ne zaman bir şeyler yolunda gitmese, bizi toparlamak için hemen devreye girerler.
Ancak çoğu zaman bu sevgi dolu niyetler, farkında olunmadan bizi zayıflatabilir. Bizi üzülmekten, hata yapmaktan, başarısız olmaktan korumak isterler. Kimi zaman bizim adımıza karar verir, kimi zaman üzerimize titreyerek nefes alacak alan bile bırakmazlar. Böylece biz, bir süre sonra kendi hayatımızın sorumluluğunu almaktan uzaklaşırız.
Çünkü birisi sürekli olarak bizi kurtarıyorsa mücadele etmeyi öğrenemeyiz.
Biri sürekli olarak yolumuzu çiziyorsa kendi yönümüzü bulamayız.
Biri sürekli olarak düşmemizi engelliyorsa ayağa kalkmayı beceremeyiz.
Zorluklarla karşılaşmak hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Bu gerçeklerden bizi ne kadar korumaya çalışırlarsa çalışsınlar hayat bizden kaçmaz. Er ya da geç o gerçekle yüzleşmek zorunda kalırız. İşte o anda yalnızsak ya da başkalarının gölgesinde büyüdüysek ayakta durmakta zorlanırız.
Oysa gerçek destek, birinin sorununu onun yerine çözmek değil; o kişinin kendi çözümünü bulabilmesi için yanında durmaktır.
Bu; “Ben senin yerine yaparım” demek değil, “Senin bunu başarabileceğine inanıyorum” demektir.
Bu; “Sakın üzülme, ben hallederim” demek değil, “Üzülebilirsin, bu da geçecek, ben buradayım” diyebilmektir.
Birini gerçekten sevmek, onun yerine yaşamak değildir. Onun hayatına yön vermek de değildir. Gerçek sevgi, bir insanın kendi potansiyelini açığa çıkarması için alan tanımaktır. Düşmesine izin verecek kadar güçlü ama düştüğünde elini uzatacak kadar şefkatli olmaktır.
Bu yüzden ailelerimize, arkadaşlarımıza, sevgililerimize düşen en büyük sorumluluk kurtarıcı olmak değil; yol arkadaşı olmaktır. Yanında yürümek ama onun yürümesine izin vermek… Yön göstermek ama yönü onun seçmesine saygı duymak… Sevmek ama boğmadan…
Bazen geri çekilmek en büyük destektir. Bazen “karışmamak” en sevgi dolu harekettir. Çünkü biliyoruz ki her birey kendi hayat yolunda yürümek zorundadır. Ve en iyi yoldaş, yürürken yanında sessizce duran kişidir.