Merhaba sevgili çocukluğum, merhaba içimdeki küçük kız çocuğu. Sana bu mektubu 40 yaşımdan, yetişkin ama kırık dökük bir kadın olarak yazıyorum. Yazıyorum çünkü bundan sonraki hayatımda kendimi sevmek ve değerli olduğumu hissetmek için bu yüzleşmeye ihtiyacım var. Beni anlamana ve benimle barışmana, bana sarılmana ihtiyacım var. Sana yaptığım haksızlıklarla yüzleşmek ve seni ne kadar sevdiğimi söylemek istiyorum. Biliyorum, hayatın boyunca birçok zorlukla karşılaştın ve her zaman güçlü durmak zorunda kaldın. Kalbin kırıldı, üzüldün, sessizce ağladın ama hiç konuşmadın. Bu yüzden senden özür dilemek istiyorum.
Sana yeterince destek olamadığım, duygularını anlayamadığım ve seni yalnız bıraktığım için özür dilerim. Zaman zaman senin hissettiğin endişeleri, korkuları ve üzüntüleri hafife aldım. Sen çocuktun, ben bunu görmezden geldim; çocukluğunu yaşamana izin vermedim. Oysa sen, tüm bu duygularla başa çıkarken gerçekten çok cesur ve güçlüydün. Küçük kalbinde kalbinden daha büyük yükler taşıdın, sırtına yüklenen sorumluluklara ses çıkarmadın, “Ben çocuğum, yapamam.” demedin. Buna engel olmadığım ve izin verdiğim için özür dilerim.
Seni sevmekten, sana ne kadar değerli olduğunu söylemekten vazgeçtiğim ve seni unuttuğum için çok üzgünüm. Sen içten içe hayallerinden, umutlarından vazgeçerken buna izin verdiğim için özür dilerim. Kendinle ilgili kararlar verilirken aciz ve pasif kaldığım için özür dilerim. Hayatının en güzel yıllarını elinden almalarına, gülüşünü çalmalarına izin verdiğim için özür dilerim. Önüne çıkan engelleri aşamadığım için, istemediğin bir yaşama razı geldiğim için, ses çıkarmadığım için özür dilerim.
Onca zorluğa göğüs germek, katlanmak zorunda kaldın. Birileri üzülmesin, kırılmasın diye sen üzülüp kırıldın. Herkesin yaralarını sardın ama hep sen yaralandın. İyilikten başka gayen yoktu ama kötü anlaşıldın. Hayatının yarısını başkaları iyi olsun, mutlu olsun diye kendi zamanından çaldın. Herkesi kendinin önceliği yaptın ama anlaşılmadın. Birileri kırılmasın diye kendi hakkına girdin, kendi isteklerini hep sonraya erteledin. Hayal kurmayı bıraktın, umudunu kaybettin ve ben hiçbir şey yapmadım; özür dilerim.
İnsanlar değişiyor, dünya değişiyor. Ben de değiştim. Şu an zamanı geri almak mümkün değil, biliyorum ama bugün eski ben değilim, söylemek isterim. Bütün o yaşanılanları geri alamam, sana çocukluğunu geri veremem; sadece bundan sonrası için söz verebilirim. Sana söz veriyorum, bundan sonra kimse bizi olmadığımız bir kalıba sokamayacak, lüzumsuz yere üzüp ağlatamayacak, iyi gelmeyen kimse hayatımızda olmayacak; sana söz veriyorum.
Bugün, seninle gurur duyduğumu ve seni sevdiğimi bilmeni istiyorum. Geçmişteki hatalarım ve eksikliklerim için senden özür diliyorum. Biliyorum ki, senin içindeki sevgi ve güç, bugün olduğum kişiyi şekillendirdi. Yaşanan olumsuzluklar bizi yaralarla bugünlere getirmiş olsa da bu kadar başarılı, kararlı ve güçlü olmayı başardık. İçindeki o cevhere sahip çıktığın ve iyi kaldığın için seninle gurur duyuyorum. Kendini iyileştirebildiğin ve her yıkımda daha iyi bir versiyonunu keşfettiğin için seninle gurur duyuyorum. Elinden alınmış hayallerini gerçekleştirdiğin için seninle gurur duyuyorum. Küçücük yüreğinle savaşıp bugün mükemmel bir insan olduğun için gurur duyuyorum. Kendinden vazgeçmediğin ve verdiğin savaştan galip çıktığın için seninle gurur duyuyorum.
Her zaman seninle birlikte olduğumu ve seni her zaman seveceğimi unutma. Senin yaşadıkların ve hissettiklerin benim için çok değerli. Sana söz veriyorum, artık seni daha iyi anlamak ve seninle barışmak için çaba göstereceğim. Benimle barışacağın ve bana sarılacağın o günü sabırsızlıkla bekliyorum. Biliyorum, sen iyileşmedikçe ben de iyi olamayacağım; lütfen beni affet. Özür dilerim.
Not:
Sevgili sen, iki gün sonra 44 yaşıma adım atıyorum. Bugüne kadar ne yaşamış olursam olayım, pişman olmadım diyemem ama daha güzel şeyler yaşamak adına daima çaba içerisinde olduğumu gururla söyleyebilirim. En önemli şey meğer kendini sevmek ve kendinle barış içinde olmakmış; ben bunu çok geç öğrendim. Keşke demek istemiyorum, çünkü biz insanlar yaşadığımız her şeyin bir nedene bağlı olduğunu artık biliyoruz. Bu nedenle kendini sev, değerini bil ve içindeki çocuk kırgınsa onunla mutlaka konuş ve barış. Sonrasında hayatın sana sunduklarını kabul et ve şükretmeyi ihmal etme.
Sevgilerle.