Özgürlük her canlıya göre farklılık gösterir. Hem bireysel hem de toplumsal açıdan kendi benliğini tanımak, sorumluluk bilinciyle kendi dünyasıyla kurduğu ilişkinin en derin ifadesidir.
Özgürlük sadece zincirlerinden kurtulmak ya da bir kafesten kendini dışarı atmak, seçim yaparak istediğini elde etmek değildir. Gerçek özgürlük; başkalarının haklarına zarar vermeden, müdahale etmeden, sorumluluk bilinciyle kendi yolunu çizerek o yolda devam etmektir. Kimi için özgürlük hiç kimseye hesap vermeden, kendini ifade ederek benliğini tanımaktır. Kimine göre dayatmaların ötesinde, karanlık içinde kendine ışık olabilmektir. Adaletin ve özgürlüğün hüküm sürdüğü günümüz ortamında insan ancak düşüncesini, duygularını, hayallerini, inancını korkmadan ve çekinmeden dile getirdiği bir yerdir özgürlük…
Bazen insanlar kendi iç dünyalarında bunu yaşar, bazıları da dış dünyada! Çünkü korkularımız, endişelerimiz, alışkanlıklarımız geçmişin zincirlerine bağlıdır. Oysa içsel özgürlük; affetmeyi, zihnin elemli güçlerinden ayrılarak kendince barış içinde yaşamayı sağlar. Doğuştan gelen en temel hakkımızdır. Kimi zaman susmayı, kimi zaman haykırmayı, kimi zaman ise “Hayır” kelimesini kullanmakta saklıdır. “İnsan özgürlüğüne kavuşunca kendini bulur.” Hukuki kararın ardından çoğu kadın için özgürlük daha fazla şey ifade eder. Yeniden doğuş gibidir. Başkasının gölgesinde değil, kendi ışığında yürüyebilmek demektir. “Yıllarca susturulan sözlerin haykırarak yüksek sesle söylenmesi gibidir.” Kendi kararlarını kendi almak, kimseye hesap vermemek, yönetilmemek ve en önemlisi de direksiyona kendi geçip her yolculukta rotasını kendi oluşturmaktır.
Kendi kimliğini yeniden kazanmış olur. Zorlu süreçten geçip zincirlerinden kurtularak kendi ritminde ve kendi istediği gibi bir hayat sürmektir. Korkularını geride bırakarak “Yapamazsın” diyenlere inat yapabileceğini kanıtlayıp susmalarını sağlamaktır özgürlük!
Yeniden sevmek, yeniden umut etmek, yeniden başlamak demektir…
Geçmişin yükünden kurtulmak zaman alsa da “Ben artık varım” diyebilmektir. Özgürlük, yalnız kalmak değil; kendi ayaklarının üzerinde durmak demektir. Bir sabah uyanıp perdeyi açarak kahveyi eline alıp yudumladığında, kimseye hesap vermeden güneşin sadece onun için doğduğunu düşünmektir. Kitap okurken, müzik dinlerken sözleri hissederek kendi değerini yeniden hatırlamaktır. Bu özgürlük; günlük yaşamın en küçük ayrıntılarında bile kendini görmektir.
“Her özgürlük büyük bir güçtür. Özgürleşmiş kalbi dünyasını değiştirir.”
Sahi neydi özgürlük,
Bir kuşun kanat sesini duymak mı,
Yoksa bir kelebeğin kısa ömrünün güzelliği mi?
Bir kıvılcımın alev alması mı,
Kayaların gür sesi mi,
Yoksa bir karıncanın çığlığı mı?
Sahi neydi özgürlük,
Kimseyi üzmeden, kırmadan yaşamak mı,
Yoksa hayatını kısıtlamak mı?
Gönülden düşen kalp kırıklığı mı,
Karanlığa gömülmeden bir ışık bulmak mı,
Yoksa üflemeden söndürmek mi?
SAHİ NEYDİ ÖZGÜRLÜK!