İstanbul, sadece İslam dinine mensup olanlar için değil, diğer semavi dinler için de önem arz eden büyük bir mega kenttir.
İslam dinine mensup olan Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye ise bu güzel şehri önemli eserlerle donatarak bir cazibe merkezi hâline getirmiştir. Daha önceki asırlarda birçok medeniyete başkentlik yapmış olan bu güzide şehrimiz, son kez 1920’li yıllarda bizim başkentimiz olmuştur. Bizler kıymetini bilmezken, Endülüs’ten onu ziyarete gelenler vardır. Bizler, Anadolu halkının bağrından yetişen aziz milletin evlatları olarak İstanbul’umuza sahip çıkmalıyız.
Bu kadim şehir; üç tarafı Marmara Denizi, Boğaziçi ve Haliç’le çevrili bir yarımada üzerinde yer almaktadır.
Ekonomik olarak da merkez özelliğini hâlâ korumaktadır.
Başlıca doğal güzellikleri arasında Riva, Kağıthane ve Alibey dereleri ile Aydos Tepesi sayılabilir.
İlin ve yakın çevresinin iklimi ise geçiş özellikleri göstermektedir.
İstanbul’u tüm dünyada eşsiz kılan en önemli unsur, iki kıtayı coğrafi olarak birbirine bağlayan tek şehir olmasıdır.
İstanbul, çağlar boyunca çeşitli adlar almıştır: Byzantion, Augusta Antonina, Nova Roma, Kostantiniyye, İslambol gibi.
Kültürel miraslardan bazıları şunlardır:
- İstanbul Surları
- Haliç
- Topkapı Sarayı
- Galata Kulesi
- Taksim Meydanı
- Ayasofya Camii
- Sultanahmet Camii
- Sultanahmet Meydanı
- Dolmabahçe Sarayı
İstanbul’un yüzölçümü 5.712 km²’dir. Marmara Denizi’ndeki Adalar da İstanbul iline dahil edilerek yönetilmektedir.
Şehrin adını aldığı ve Haliç ile Marmara arasında kalan yarımada üzerinde bulunan asıl İstanbul 253 km²’dir.
İstanbul il sınırları içinde yüksek dağlar bulunmaz; dağların yüksekliği 1000 metrenin altındadır.
İstanbul’un rengi ise Boğaz’ın incisi erguvanlardır. Tarih boyunca İstanbul’un simgesi hâline gelen erguvanlar, pembe ve mor renkleriyle Boğaz’ı boydan boya sararak adeta bir mücevher gibi süslemektedir.
İstanbul’un Fethinin Nedenleri:
- Bizans’ın, Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki ilerleyişini engellemesi.
- Bizans’ın Anadolu beyliklerini Osmanlı’ya karşı kışkırtarak Türk birliğini bozma girişimleri.
- Osmanlı şehzadelerini destekleyerek taht kavgalarına yol açması.
- Avrupa-Hristiyan dünyasını Haçlı Seferleri’ne kışkırtması.
- İstanbul’un jeopolitik konumu ve ticaret yolları üzerindeki stratejik yeri.
- İpek Yolu’nun Avrupa’ya açılan koluna egemen olması.
- Kara ve deniz ticaretinde önemli bir merkez olması.
- Boğazlar üzerinden sağlanan ekonomik canlılık.
- Anadolu ve Rumeli arasındaki askeri geçişin kolaylaştırılması arzusu.
- II. Mehmed’in, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) “İstanbul elbet fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır; onu fetheden asker ne güzel askerdir.” (el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:422; Buharî, Târihü’s-Sağîr, no. 139; Müsned, 4:335; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 6:218.) hadisine layık olma arzusu.
Fethin Sonuçları:
- Orta Çağ resmen sona ermiş, Yeni Çağ başlamıştır.
- Doğu Roma İmparatorluğu resmen sona ermiştir.
- Osmanlı Devleti güçlenerek Yükselme Dönemi’ne girmiştir.
- İstanbul, kültürel, dini ve ticari açıdan önemli bir merkez hâline gelmiştir.
- Hadis-i şerife nail olan bir millet olunmuştur.