Dünyada futbol artık bambaşka bir endüstri konumuna geçmiş durumunda… Paranın ana özne olduğu bir spor dalından olağanüstü keyif almak çok da mümkün görünmüyor. Baronların ve hatta bahisçilerin aktör olarak yer aldığı bir organizasyon ne kadar temiz kalabilir?
Futbolseverlerin en büyük boşluğu yaz ayları oluyor. Koca bir sezonun temposunun ardından, haziran ayından itibaren sporcular büyük bir nefes alıyor ve ağustos ayında başlayacak yeni dönem için kısa metrajlı bir tatille, kaldıkları yerden bizlere keyif sunacak işlerine geri dönüyorlar.
FIFA’nın yaz aylarını doldurmaya yönelik organizasyonu Kulüpler Dünya Kupası da yaklaşık 2 haftadır sahneleniyor. Real Madrid, Manchester City, Paris Saint-Germain, Chelsea FC, FC Bayern Münih, Inter, Juventus, Borussia Dortmund, SL Benfica, SE Palmeiras, CR Flamengo, Botafogo FR, Al-Hilal SFC, Fluminense FC, CF Monterrey, Inter Miami CF, Atlético Madrid, FC Porto, Red Bull Salzburg, River Plate, Boca Juniors, CF Pachuca, Seattle Sounders, Al Ahly FC, Al-Ain FC, Los Angeles FC, Mamelodi Sundowns FC, Esperance Tunis, Urawa Red Diamonds, Wydad Casablanca, Ulsan HD ve Auckland City şampiyonluk için yarışa girdi.
Arjantin ve Arap takımları erkenden havlu atarken, Avrupa ve Brezilya takımları yollarına devam ediyor. Devletimizin ulusal kanalı da maçları farklı platformlarından izleyicilerine sunuyor. Her maçta yakaladığımız hava aynı. Oyuncular, bu kadar yoğun sezonun ardından yeni bir maç karnavalına hazır görünmüyor. Bizlerin şölen olarak gördükleri organizasyon, onları şöbiyet gibi yapıyor. Sakatlık riski bir yana, tatil yapmadan maç trafiğinde sıkışıp kalan oyuncular net bir şekilde gerginlik yaşıyor.
Futbol, bazı zamanlarda keyfin ötesine bir zorunluluğa dönmeye başladı. Malum, artık yasal ya da yasadışı bahislerde aldı başını gidiyor. “Dön özüne, ruhunu yeniden yakala futbol.” söylemleri tarih oldu.