Günümüzün hızlı temposu, yoğun iş yükü ve dijital dünyaya sürekli bağlı kalma hali; stres, kaygı bozukluğu ve uyku problemlerini her geçen gün daha yaygın hale getiriyor. Kaliteli uyku ve dengeli bir ruh hali hem bedensel hem de zihinsel sağlığımız için temel ihtiyaçlarımız arasında. Bu noktada fizyoterapi bakış açısıyla destekleyici bir yöntem olarak Yoga, son yıllarda bilimsel araştırmalarla da giderek daha fazla önem kazanıyor.
Uyku bozukluğu yaşayan bireylerde en sık görülen sorunlardan biri, uykuya dalmakta zorlanma veya sık sık uyanmadır. Yoga, nefes teknikleri (pranayama) ve gevşeme odaklı asanalar aracılığıyla sinir sisteminde “parasempatik” etkinliği artırarak bedeni uykuya hazırlar. Düzenli uygulamalar; uykuya dalma süresini kısaltır, uyku kalitesini artırır, gece uyanmalarını azaltır. Özellikle nörogelişimsel yoga, yin yoga, yoga nidra ve meditasyon odaklı pratikler derin uykuya geçişi kolaylaştırmada etkili yöntemlerdir.
Stres, vücudun “savaş ya da kaç” tepkisini sürekli aktif tutarak kas gerginlikleri, baş ağrıları, sindirim sorunları ve kalp-damar sistemi üzerinde yük oluşturur. Yoga seanslarında uygulanan beden farkındalık çalışmaları kasların gevşemesine ve solunumun düzenlenmesine yardımcı olur. Böylece sinir sisteminin yeniden düzenlenmesi, parasempatik aktiviteyi artırır; zihinsel gevşeme, tolerans seviyesinde artış, dolayısı ile fiziksel gevşeme ve rahatlama yaşanır.
Fizyoterapi penceresinden bakıldığında; postürün düzelmesi, kas-iskelet sistemindeki gerginliklerin azalması ve nefes kapasitesinin artması stres yönetiminde yoganın önemli bir avantajıdır. Kaygı bozukluğunda zihnin sürekli geleceğe yönelik olumsuz senaryolar üretmesi, bedende de huzursuzluk ve gerginlik yaratır. Düzenli yoga pratiği ile beyinde “mutluluk hormonları” olarak bilinen serotonin ve GABA seviyeleri artar, nefes kontrolü sayesinde kalp atışları ve tansiyon dengelenir, kişi “anda kalmayı” öğrenir.
Özellikle sinir sistemi temelli yoga kaygıyı azaltmada klinik araştırmalarda olumlu sonuçlar vermektedir. Fizyoterapist olarak uygulayıcılığını yapmak ve sonuçlarını gözlemlemekten mutluluk duyduğum, bilim ve kadim yoga tekniklerini birleştiren “nörogelişimsel yoga” yalnızca esneklik veya kas kuvveti geliştiren bir egzersiz yöntemi değildir. Aynı zamanda uyku düzenleyici, stres azaltıcı ve kaygı kontrolünü destekleyen; hatta hâlâ bilimsel olarak spesifik birçok rahatsızlıktaki etkinliği kanıt aşamasında olan bütüncül bir sağlık yaklaşımıdır. Düzenli ve bilinçli uygulandığında yaşam kalitesini artıran güçlü bir terapi aracıdır.
Unutmayalım ki yoga kişisel ihtiyaçlara göre uyarlanmalıdır. Bu konuda en sık yapılan hata, kronik rahatsızlığı olan bireylerin –sağlıklı bireylerin bile seçici davranması gereken– yoga derslerini platformlardan kendilerince uygulamasıdır ki mevcut rahatsızlığı azaltmak yerine tetikleyici olması muhtemeldir. Sonuç olarak, özellikle kronik rahatsızlıkları olan bireylerin fizyoterapist veya alanında uzman eğitmen eşliğinde kendilerine özel hazırlanmış akışlarla yoga pratiğine başlaması önemlidir.
Kaygı bozukluğu ya da uyku problemleri kaderiniz değil!