Dünyada en büyük günah nedir diye sorsalar, cinayet işlemekten sonra en büyük günah yalan söylemektir derim. Haklı olduğumu Kur’an-ı Kerim’de geçen ayetlerden ve sünnet kitaplarında geçen hadisi şeriflerden teyit ettim.
Casiye Suresi 7. ayet: “Yalan ve iftirayı meslek haline getiren ve günaha düşkün olan kimsenin vay haline!” buyuruyor. Tabii, buradaki “vay haline” nidası bu dünyayı mı yoksa ahireti mi kastediyor, tefsire bakmak lazım.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), yalan söylemenin hakka girmek olduğunu vurgulayıp, “Yemin ederek bir Müslümanın hakkını alan kimseye, Allah cehennemi vâcip kılar, cenneti de haram eder.” (Müslim, İman 218) buyuruyor.
Yine Peygamber Efendimize (s.a.v.) göre Mümin korkak olabilir, cimri olabilir ama yalancı olamaz. (Muvatta’, Kelam, 19; Beyhakî, Şuab, IV, 207)
Yalan ve yalan söyleme üzerine kutsal kitabımızda ve hadis ve sünnetlerde öyle örnekler var ki, ahiretini düşünen bir Müslümanın başını kesseler, doğru cevap vermekten başka bir çaresi olmadığını görürsünüz. Zira kimseye zararı olmayacağını düşündüğünüz pembe bir yalan dahi kalbinizde siyah bir nokta oluşturur ve sonunda söylediğiniz yalanlarla kapkara bir kalbe sahip olursunuz. Üstelik yalanlar muhakkak bir kula zarar verdiği için de bedeli cehennem olur.
Gün içinde söylediğiniz sözlerin kapladığı alanın hesabını yapın. Ne kadarı doğru cümlelerden oluşuyor, bir düşünün. Bazı sözleriniz birilerini eğlendirmek için de olsa, doğru değilse, varsın kimseyi eğlendirmeyin. Ancak bazı sözleriniz yalan içerecekse, varsın söylemeyin.
Yalancı insanlar, doğrucu insanları fazlasıyla rahatsız eder. Doğrucu ve net insanlar, yalan söyleyen kişiyle aynı sofrayı paylaşmak dahi istemez.
Ahir zaman diye tabir edilen günümüz insanları içinde gerçekten doğru ve dürüst yaşamaya çalışan kimseler vardır ki, eğer yalan sizin hamurunuza yapışmışsa, o kimselerden uzak durun. Yalanlarınızla kimsenin masumiyetini kirletmeyin.
















