Merhaba değerli okurlar.
Bu ay karşınıza bir kitap inceleme yazısıyla çıkıyorum. Benim için de bir ilk olacak. Kitabımızın adı: Yırtıcı Kuşlar Zamanı. Daha önce görmüş ya da duyduğumuz bir isim olan Ahmet Ümit’in çok değerli bir eseri.
Kitabımız, cinayet büroda görevli başkomiser Nevzat’ın etrafında şekillenen olayları anlatıyor. İçeriğinden çok, kitaptan neler aldığımı aktarmak istiyorum.
Polisiye-gerilim türünde olan kitabımız, ülkemizin son zamanlarda yaşadığı ahlaki çöküntüyü, sosyoekonomik ve psikososyal sorunlara distopik şekilde cevap veriyor.
Her sayfada yaşadığımız heyecanın yanı sıra, kitabı okurken karakterlerle empati kurabilmemiz bizi olay örgüsüne dahil ediyor. Adeta içimizdeki polisi sokaklara salıveriyoruz. Genel itibariyle polisiye romanlarda suçluları kitabın ortasında tahmin edebilme durumumuz, Yırtıcı Kuşlar Zamanı’nda tam tersine dönüyor. Kötülük diye nitelendirdiğimiz karakterlerin suçlu olmasını gerektirecek o kadar çok sebep var ki insan fıtratının kötülük yapmakta ne kadar engin bir potansiyeli olduğunu yazar bize net olarak aktarmış.
Değinmek istediğim bir başka konu ise, kitabın sayfaları ilerledikçe bir dizi-film etkisi izlediğinizi hissedeceksiniz. Bölümler bittikçe bir sonraki haftayı beklemek istercesine bir duyguya kapılabilirsiniz.
Suç örgütlerinin devletin güvenlik ve siyasi kurumlarını nasıl bir örümcek ağı gibi sardığını, kara para aklama, rüşvet, görevi kötüye kullanma gibi suçların nasıl basitçe işlendiğini, tüm bunların ne gibi süreçlerden geçtiği ilmek ilmek işlenmiş.
Yakın Türkiye tarihinin kriminolojik faaliyetlerini mercek altına alan bu kitabı okumanızı tavsiye eder, yazara bize bu değerli eseri okuttuğu için teşekkür ederim.
Esen kalın.