Her milletin tarihinde kırılma noktaları vardır. Öyle anlar gelir ki, bir milletin kaderi bir gecede yeniden yazılır. Türkiye için 15 Temmuz 2016, işte böyle bir gecedir. Bir yanda hain bir darbe teşebbüsü, diğer yanda ellerinde sadece bayrağı ve duası olan onurlu bir millet… Ve o gecede, siper olan bedenler, susmayan ezanlar, dalgalanan bayraklar ve toprağa düşen canlar…
O gece, zaman durdu. Saatler korkuyla çarpıyor, şehirler sessizliğe bürünüyordu. Ama o sessizlik, milletin vicdanında yükselen haykırışın sessizliğiydi. Tankların önünde dimdik duran delikanlılar, köprüde göğsünü kurşunlara siper eden analar, camiden yükselen sela sesine koşan yürekler… O gece, Türk milleti bir kez daha hatırlattı dünyaya: Biz bu toprakları şehit kanıyla vatan kıldık ve yine kanımızla koruruz!
15 Temmuz gecesi sadece bir direnişin değil, aynı zamanda bir imanın, bir sadakatin, bir adanmışlığın gecesiydi. O gece sabaha eren her göz, şehitlere borçluydu aydınlığını. Sadece bir darbeyi değil, bir milleti susturmak isteyen karanlığı da boğmak istediler. Ama hesap edemedikleri bir şey vardı: Bu milletin mayasında hürriyet vardı, bağımsızlık vardı, vatan sevgisi vardı.
Şehitler… O gecenin isimsiz kahramanları. Kimisi bir öğretmendi, kimisi bir öğrenci. Kimisi evine ekmek götüren bir işçiydi, kimisi yeni doğmuş bebeğini koklayan bir babaydı. Her biri farklı hayallerin sahibi, ama aynı sevdanın yolcusu: Vatan!
Onlar tanklara karşı secdeyle direndi, kurşunlara karşı tekbirle yürüdü. “Ölürsek şehit, kalırsak gazi” diyerek çıktılar evlerinden. Belki de son kez baktılar çocuklarının yüzüne, belki de bir daha dönemeyeceklerini bilerek sarıldılar annelerine. Ama vatan sağ olsun dediler…
Ve sabah olduğunda, bizlere bir destan bıraktılar. Kanla yazılmış, imanla mühürlenmiş bir destan…
Bugün özgürce nefes alabiliyorsak, çocuklarımız güvenle okullarına gidiyorsa, ezanlarımız minarelerden yankılanmaya devam ediyorsa, bu o gecenin kahramanları sayesindedir. Onlar bize bir ülkenin tanklarla değil, inançla, birlikle ve direnişle korunabileceğini gösterdiler.
Ey 15 Temmuz’un aziz şehitleri! Sizler bu milletin baş tacısınız. Adlarınız belki taşlara, tabelalara yazıldı ama asıl olarak yüreklerimize kazındı. Siz gittiniz ama ardınızda bir millet uyandı. Ve bizler, size layık bir vatan bırakmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Siz, gecenin en karanlık anında bile umudu büyütenlersiniz. Toprağa düşerken bir çınar gibi ayakta kalan, ardında binlerce yürek uyandıranlarsınız. Her 15 Temmuz sabahında, bizlere bıraktığınız o kutlu mirasa yeniden sarılacak; sizin inancınızı, cesaretinizi, adanmışlığınızı sonsuza dek yaşatacağız. Ruhunuz şad, mekânınız cennet olsun…