Çocuğun gelişim süreci ilk olarak ailede başlar. Anne karnında annenin olumlu olumsuz tüm davranışlarını hisseder, çocukluk döneminde ise anne babanın davranışlarına bakarak onları rol model alırlar. Bu yüzden ebeveynlerin aile içerisindeki tutum ve davranışları çocuk için önemli bir etkiye sahiptir. Çiftlerin birbirleri ile tartışıp kavga etmeleri, çocuğun agresif bir tavır sergilemesine, şiddet içinde büyüyen bir çocuğun şiddete meyilli olmasına sebep olur. Bunu da çocuğun oyun oynarken oyuncaklarına nasıl davrandığında gözlemleyebilirsiniz. Onda ayna etkisi olduğunuzu unutmayınız.
Çiftlerin birbirine karşı tutum ve anlayışı, çocukta güzel bir etki bırakarak sağlıklı bir birey yetişmesine olanak sağlar. Okul zamanında ve öncesinde arkadaşları arasında iyi bir bağ kurmasına ve kendi ayna görevi yaparak ona sunduğunuz her davranışı kendisi arkadaş seçiminde bulacaktır. Aslında farkında olmadan o arkadaşı çocuğa siz seçmiş oluyorsunuz.
Çocuğun gelişim sürecindeki en önemli nokta ise ilgi. Ona onu gerçekten dinleyip anladığımızı inandırmak, onu yetişkin bir birey gibi dinleyip göz teması kurmak, beden dilini kullanıp arada sorular yöneltmek, haksız veya yanlış bir davranış değinildiğinde onu uyarmak önemlidir. Bu, ona doğru ve yanlışın ne olduğunu gösterir.
Evde işimiz ile çok meşgul olup çocuk her konuşmak istediğinde ya da bir şey göstermek için geldiğinde onu yok sayıp yapılan işe adapte olunursa, çocuk kendini değersiz ve söyleyeceği sözlerin bir an anlamsız olduğunu düşünerek bir daha heyecanla gelmeyebilir. O yüzden ne iş ile meşgul olursak olalım, onların her konuda arkasında durup göz teması kurarak dinlemek, çocukta özgüven duygusunun gelişmesine ve okul çağında daha ön planda olmasına; kendine güvenen ve arkadaşları arasında nasıl bir iletişim sağlayacağını bilen bir birey yetişir. O yüzden hiçbir şey onlar kadar önemli değil, meşguliyet başarıya engel olamamalıdır.
Ortada fazla dolanmasın diye verilen tablet ve açılan televizyon, “Sonra anlatırsın işim var” diye onu yok saymak, okul dönüşü “Günün nasıl geçti?” sorusu yerine odasında oturmasını söylemek, belki farkında olmadan onunla bu güzel çağlarında duygularını zedeler. Bunun yerine: “Bugün günün nasıl geçti, okulda neler yaptınız çok merak ettim, anlatabilir misin?” demek; “Anlatmak istediğin bir şey olmalı. Yemek yapacağım ama önemli değil, istersen birlikte yapalım, sen hem anlat ne olduğunu ben seni dinlerim.” demek, onda işbirliği yaratır. “Bugün yeterince fazla televizyon seyrettin sanki, istersen biraz dışarı çıkalım, parka gideriz.” demek, onun da aile içinde önemli bir yere sahip olduğunu, değerli olduğunu anımsatır.
Okul çağı dönemlerinde ise arkadaş seçiminde ona arada “Arkadaşını yemeğe davet etmek ister misin, birlikte güzel zaman geçirmiş olursunuz?” diyerek onayını alıp arkadaş ortamını tanımak ebeveynlerin görevidir. Çoğu ebeveynin yaptığı hatalardan biri ise arkadaş kavgalarına gereğinden fazla tepki gösterip olayın büyümesine olanak sağlamalarıdır. Bu konuda ilk rehberlik öğretmeni ile iletişime geçip çocukların sorunları ilk tespit edilmesi ve daha sonra ailenin çocuğu ile bizzat sorunun neden kaynaklı olduğunu çocuk ile konuşmasıdır. Olayın iki taraf ile çözümlenmez bir hâl alması, çocukta daha çok öfke kontrolünü yaşamasına sebebiyet verebilir.
Çocuğun derslerde uyumu ise, ödevleri velinin yapması yerine ona yön gösterip “Bu soruyu bu şekilde yapsan daha mı iyi olur acaba? İstersen birkaç soru çözelim, pratik olur.” diyerek çözüm yolu üretmek ve çocuğun çizdiği her resmi önemseyip odasına asmak veya birlikte resim yapmak onun için güzel bir aktiviteye yön vermiş olur. Hem de çizmiş olduğu resimde nasıl bir ruh halinde olduğunu bulabilirsiniz. Her kalem ve her fırça darbeleri onun karakterini ortaya çıkarır. Resimlerde güneşli güzel bir gün, mutlu çizilmiş çocuklar ve güzel bir arkadaş ortamı çizimi, mutlu aile tablosu onun nasıl bir ruh halinde olduğunu öğrenmenin en güzel yöntemidir.
Geçmişte yarım kaldığınız her bir anının izlerini geleceğin güzel bireylerine yüklemeyin. Bırakın onlar size umut olsun. Siz onlara… Unutmayın ki ayna görevini ne kadar iyi yaparsanız, yansıması o kadar güzel olur.