Şimdiki çocuklar çok zeki deniyor. Evet zekiler ama bu görsel ve bilgisel, asla pratik ve kıvrak zeka değil. Şöyle ki, oyuncakların her çeşidi var, iki nesil önceki çocukların ne kadar üretken olduklarını görmek mümkün.
Oyuncakları yok, ne gam! At olarak uzun bir sopa, atın boynu sayılan yere bağlanan bir ip, ağaç dallarını kopararak yapılmış kamçı, sonra koş koşabildiği kadar. Tabii ki onların koşacak bahçe ve sokakları, at ve kamçı yapacak ağaçları vardı.
Şimdiki çocuklar bunu yapmaktan mahrum. Sallanan atına oturup sallanıyor sadece, ya da bilgisayarda sanal dünyada hiç hareket etmeden istediği bir koşu veya yarış oyunu ile oyalanıyorlar ve sadece öğrendikleri bilgi ile yetiniyorlar.
Bahçelerde ya da sokaklarda oynayan çocuklar ağacı, yaprağı, otu, çimeni, çiçeği görerek, koklayarak, dokunarak tanıyordu. Yapışkan otlarıyla elbisesine süs yapıyor, papatyalardan taç örüyor, ağaçlara çıkıp meyve koparıp yiyorlardı. O zamanlar meyveler ilaçsız, hatta bazen kurtlu bile olurdu.
İnsanlar; ağaçları, çiçekleri, hayvanları ne kadar severlerse o kadar insandırlar.
Bahçelerde ya da sokakta oynayan çocuklar hareketlidirler, ne yeseler obez olmuyorlar çünkü hep hareket halindeydi.
Bugünün çocukları bilgisayarlarının başında, dünyayı, ağaçları, çiçekleri, hayvanları tanıyor fakat sadece görüyorlar. Şimdiki çocukların incir yaprağından ayakkabı yapıp giyeceğini, ağaçlara çıkarak apartman komşuluğu oynayacağını, solucanlarla balık tutacağını düşünebiliyor musunuz? El becerileri ya çok az ya da hiç yok.
Onların yerine düşünerek her şeyi hesaplayan ve sunan çok güçlü bir oyuncak sektörü var. Bütün dünya bundan çok memnun…