Cüzdandan düşen bozukluk gibi,
Unutulanların arasına bile giremeden,
Çabucak çıkardın beni aklından.
Yokluğunun varlığını sundum kalbime,
Oy çokluğuyla
Kabul edildin yine.
Şükürsüzlük haddini bulamıyorum kendimde,
Bin karıncaya eşit böldüm yokluğunu.
Kapalıyız, ahirete taşınıyoruz;
Bu dünya, vermediklerinden fazla aldı.
Yetmiyor artık, nefesler bile zararına…
Pinti bu dünya,
Bak, ay bile bölünmüş yarıya;
Bi’ yokluğun tam,
O da açken geçmiyor kursaktan.
Saygın var mı toprağın altına?
Ne bileceksin ki, papatyam,
Sen bir gün bile susuz kalmadın ki.
Ölüler sebep değil,
Sen açtın diye yapılıyor mezarlık ziyareti.
Sen açtın ya toprakta,
Aslında mezarlık ziyafeti.