Öğretmenlerin öğrencilerden en sık duyduğu cümlelerden biri şudur: “Öğretmenim, ben nasıl ders çalışacağımı bilmiyorum.” Bu cümlede sadece bir bilgi eksikliği değil, aynı zamanda bir yön arayışı, belki de çaresizlik vardır. Oysaki ders çalışmak sadece kitap açıp satırları gözden geçirmekten ibaret değildir. Hangi yöntemle, ne zaman ve ne kadar çalışacağımızı bilmek; aslında öğrenmenin temel yapı taşlarından biridir. Bu yazıda, hem bir öğretmen olarak kendi deneyimlerime hem de öğrencilerin gerçek ihtiyaçlarına dayanarak, ders çalışmayı daha etkili ve verimli hale getirmenin yollarını paylaşmak istiyorum. Çünkü verimli çalışmak, doğuştan gelen bir yetenek değil; sonradan kazanılabilen bir beceridir.
İlk adım, hedef belirlemek olmalıdır. Ne için çalıştığını bilen bir öğrenci, hangi derse ne kadar vakit ayırması gerektiğini daha kolay planlar. Belirsizlik, zihni yorar. Hedef koymak, çalışmayı anlamlı hale getirir. Hedefin büyük olması gerekmez; önemli olan gerçekçi ve ulaşılabilir olmasıdır. Örneğin, “Bu hafta Sosyal Bilgiler’de 1. ünitenin ‘Yerleşme ve Göç’ konusunu çalışacağım. Bu konuyla ilgili ders kitabındaki üç ana başlığı (göç nedenleri, göçün sonuçları, yerleşme stratejileri) okuyacağım, notlar alacağım, ardından bu konuya yönelik testte en az 8 doğru yapmayı hedefleyeceğim” gibi bir hedef, hem net hem de motive edicidir. Bu tür somut hedefler, başarıya ulaşmayı kolaylaştırır.
Zaman yönetimi de verimli çalışmanın olmazsa olmazıdır. Plansız bir şekilde çalışmaya başlamak, pusulasız yola çıkmaya benzer. Günlük veya haftalık çalışma çizelgeleri, öğrencinin zamanını bilinçli ve dengeli kullanmasına yardımcı olur. Ancak bu planların esnek olması da önemlidir. Katı kurallar yerine önceliklendirilmiş bir sistem, hem sürdürülebilir hem de motive edici olur.
Ders çalışırken sıklıkla karşılaşılan bir diğer sorun ise dikkat dağınıklığıdır. Sosyal medya, telefon bildirimleri, çevresel gürültüler öğrencinin odaklanmasını zorlaştırır. Bunun için “pomodoro tekniği” gibi odaklanmayı destekleyen yöntemler kullanılabilir. 25 dakika çalışma + 5 dakika mola şeklinde uygulanan bu sistem, hem zihni dinlendirir hem de çalışmayı daha düzenli hale getirir.
Tekrar ve not alma ise öğrenmenin kalıcılığını sağlayan iki güçlü araçtır. Bir konuyu çalıştıktan sonra hemen tekrar yapmak, bilgiyi kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya aktarır. Öğrenci kendi cümleleriyle özet çıkararak, görsel şemalarla ya da başkasına anlatarak bilgiyi pekiştirdiğinde, öğrenme çok daha kalıcı hale gelir. Bu noktada Prof. Dr. Aysel Köksal (2017), öğrencinin pasif değil aktif öğrenme sürecine katıldığında bilginin zihne daha etkili yerleştiğini ifade eder.
Verimli ders çalışmanın bir diğer yönü de öğrenme stilini tanımaktır. Kimileri yazarak öğrenir, kimileri dinleyerek, kimileri ise görsel materyallerle. Öğrenci kendi öğrenme biçimini tanıdığında, çalışma sürecinden daha fazla verim alır. Bu farkındalık, sadece akademik başarıyı değil, öğrenme sürecine olan ilgiyi de artırır.
Ayrıca çalışma ortamı da bu sürecin önemli bir parçasıdır. Gürültülü, dağınık ya da dikkat dağıtan bir ortamda zihin verimli çalışamaz. Sessiz, düzenli ve sadece ders çalışmak için ayrılmış bir alan oluşturmak gerekir. Ayrıca her gün aynı saatlerde aynı ortamda çalışmak, beyinde bu zamanı “öğrenme zamanı” olarak kodlar ve odaklanmayı kolaylaştırır.
Son olarak, verimli çalışmanın sadece akademik bir süreç olmadığını, aynı zamanda duygusal dengeyle de doğrudan ilgili olduğunu unutmamak gerekir. Yorgunluk, kaygı, düşük motivasyon gibi duygular öğrenme sürecini olumsuz etkiler. Bu yüzden uyku düzenine, sağlıklı beslenmeye ve molalarda zihni rahatlatmaya da özen göstermek gerekir.
Unutmayalım ki verimli ders çalışmak çok çalışmak değil, akıllıca çalışmaktır. Kendini tanımak, planlı olmak ve süreci yönetebilmek, başarıya ulaşmanın anahtarıdır.
Kaynakça
- Demirel, Ö. (2012). Eğitimde Program Geliştirme. Pegem Akademi Yayıncılık.
- Şahin, M. (2014). Öğrencilerin ders çalışma alışkanlıkları üzerine bir araştırma. Eğitim ve Bilim, 39(171), 134-145.
- Yıldız, M. (2018). Zaman yönetimi ve akademik başarı arasındaki ilişki. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 16(2), 88-103.
- Köksal, A. (2017). Aktif öğrenme yaklaşımlarının öğrenci başarısı üzerindeki etkileri. Eğitimde Kuram ve Uygulama, 13(3), 321-338.