Gerçekliğimiz tekrarlara sığan kimliğimizdir desem, nasıl mı? Beyin neyi tekrarlarsa, o duygu ve düşünceyi büyütür ve geliştirir içinde. Olumlu düşünceleri bütünlemişsek beynimizde, o fikirlerin aydınlığına ulaşırız. Tam tersi olumsuz düşüncelere sahipsek, o karanlık fikirlerin esiri olmamız içten bile değildir. Zihnimizde tekrarladığımız düşünceler bir süre sonra biz olur, benliğimiz olur, yaşantımız olur. Beynimiz öylesi farklı bir kimyaya sahiptir ki, tekrarladığımız düşünceler bilincimizin ve inançlarımızın bir parçasına dönüşür. Hayatımıza yeni düşünceler alsak da önceki fikirlerimizi desteklemesini bekleriz ya da kabul ettiğimiz fikirlere uyum sağlamasını isteriz. İşte bu noktada kendimize neyi tekrar ettiğimiz önemlidir.
Öyle değil midir, bir kelimenin bilincimizden bir parça taşıdığına kanaat getirmişsek, benliğimizin bir yanı da o kelimeyi bir kısmıymış gibi algılaması da olasıdır. Fakat iç dünyamıza döndüğümüzde o duygu ve fikirlerin kimliğimizden bir kısım taşıdığını düşünmemiz, inancımızla örtüştüğünde olur. Kendimizle ilgili iyi bir deneyim yaşadığımızda olumsuz düşüncelerin ve inancın tutsağı olmayı reddetmek, olumlu düşüncelere yönelmek en güzelidir. Yaşantımıza kattığımız tekrarları kendimiz seçeriz. Belirlediğimiz duygu ve düşünceleri ise hayatımıza çekeriz. Algılarımıza neyin yerleşmesini istememiz kendi elimizdedir. Yaşantımıza dahil ettiğimiz düşünceleri neyle beslediğimiz de önemlidir ya da düşüncelerimizi neyle yeşerttiğimiz de.
Tekrarlar hafızamıza minik atışlar yapan, beynimizi kodlar koyan bilgisayar gibidir. Neyi nasıl kodlarsak, öyle anlarız ve algılarız hayatı, varlığımızı, dünyamızı. Öyledir ki, hayata nasıl bakarsak, hayat da bize o şekilde karşılığını sunar. İnşa ettiğimiz dünyamızda tekrarlanan cümleler, seçtiğimiz kelimelerimiz hayatımızı şekiller, hislerimizi biçimler, düşüncelerimizi ölçer. Umut cümleleri kurarsak kendimize ve geleceğimize aydınlık bir dünya oluştururuz kendi evrenimize. Karamsarlığı tercih edersek, hayatımızda karanlık ve kasvetli bir dünya inşa etmiş oluruz ilerimizde. Beynimiz tekrarlarla kendine bir inanç inşa eder. Tekrarların oluşturduğu dünya, hayatımızı ya kucaklar tüm sevecenliğinle ya da ayrışır tüm mesafesiyle.
Yaşadığımız her şey deneyimlerimizde saklıdır. Hafızamızda yinelediğimiz cümlelerin şifreleri kimliğimizde gizlidir. İnançlarımızın yönünde evrilmek varken, neden düşüncelerin esiri olalım ki? Benimsediğimiz düşünceler kendi özümüz mü, yoksa özümüz sandığımız yanıltıcı bir duygu mu? Ruh dünyamızda ışığımızı aralamak varken, neden karanlığın pusunda kaybolalım?
Kelimeler öyle güçtedir ki, gerçekliğimizi şekiller, düşüncelerimizi biçimler, duygularımızın içine siner. Böylesine kuvvetli bir güce sahipken ve bunu tercih edebiliyorken, neden bunu iyiye ve güzele çevirmeyelim? Seçtiğimiz bu kelimelerin bizi kuvvetlendirmesi, fikirlerimizi şekillendirmesi, geleceğimize yön vermesi de olasıdır. Karanlık bir ormanın kuzgunî renklerinde kaybolmak yerine, aydınlık bir yolda yürümeyi tercih etmek elimizdedir.
Hikayemizin oluşumunda neyi tekrar edersek, hayatımızda o oluruz, onunla şekil alırız ve onu yaşarız zaman içinde yaşantımızda. Tekrar ettiğimiz düşünceler beynin gerçekliğini ve yaşantımızın ince çizgilerini inşa etmesidir kimi zaman.
Süregelen ve beynimizde yinelenen düşünceler inancımıza nasıl tesir ederse, hayatımızın ışığını korumak da bizlere ve inancımıza o derece tesir etmesi kaçınılmazdır. Olumsuz düşünmek ya da negatif fikirlerin tutsağı olmayı istemek ne kadar tercihse, olumlu fikirlerde de yol almayı istemek de o derece bir tercihtir. İyi düşünceler zorlukla karşılaştığımızda yolu aydınlatan gece lambaları gibidir. Olumsuz ve negatif anlamlı kelimelerse karanlığın suyunu içmek gibidir.
Oluşmuş olan kimliğimizi şekil vermek elimizdeyse, bunu kendimize iyi davranarak, hayatımıza iyi düşünceler katarak, duygularımızı koruyarak da olması mümkündür. Benliğimizi güzel şekillendirmek, hayatımızdaki inançlarımızı belirlemek, tekrarlarımıza iyileri dahil etmek ne güzeldir.
Bilincimize aldığımız kelimeleri, kimyamızla bütünlediğimiz düşünceleri, duygularımızla beslediğimiz fikirleri, tekrarladığımız fikrin getirilerini fark ettiğimizde, gerçekliğimiz şekillenir ve anlam kazanır.
Düşüncelerimize dahil ettiğimiz ve tekrarladığımız kelimeler hayatımızı bir bahçıvanın bahçeyi biçmesi gibi biçimler, yeniden organize eder. Yaşantımıza dahil ettiğimiz fikirlerse gerçekliğimize siner. Benimsediğimiz her yeni fikrin izleri hayatımızdadır. Zihnimize kattığımız ve tekrarladığımız her kelimenin anlamı daha bir büyür içimizde her yinelediğinde.
Hikayemiz bize verilmiş bir armağandır. Onu nasıl şekil verdiğimiz yine kendi elimizdedir. Hayatımız inançlarımız üzerine örülüyse, bu örüntüye hangi kelimeler ve duyguları dahil etmeyi istemek de yine kendi tercihimizdedir. Tekrarlar kadar gerçekliğimize katkılar katarız, kelimelerin anlamı ve güzelliği kadar yaşantımıza iyilik ya da zorlukla yol alırız. Şöyle bir gerçeklik vardır ki, yinelediğimiz kelimelerin enerjisi sızar hayatımıza, biçimlenir inancımızla, bizi tamamlar varlığımızla.