Ümmetin evlatları ateşin içinde çayır çayır yanarken,
Vicdanları körelmiş, körelmekten ziyade ölü toprakları ile örtülmüş bir halde
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Ümmetin evlatları Gazze’de, Kudüs’te, kutsal topraklarda tek tek Yahudi kurşunları ile toprağa düşerken,
Gazze’de Yahudi bombaları ile paramparça olmuş bedenler,
Kollar, bacaklar, başlar, bedenin her bir parçası toprağın farklı bir mekânında bulunmakta.
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Beş yaşındaki çocuk, babasının bedeninin parçalarını tek tek elleri ile arayıp, bulup toplamakta,
Gözlerinden akan yaşlarla değil, yüreğinden akan gözyaşlarıyla haykırmakta Yaradan’a.
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Çocuk, anne, baba, kardeş bir lokma ekmek yemeden can çekişip açlıktan ölmekte,
Çığlıkları Arş-ı Âlâ’yı inletmekte.
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Müslüman ülkeleri yöneten sözde liderler kendi ülkelerinde eğlenceler düzenlemekte,
Dünyanın zevk ve sefasına kendilerini vermekte.
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Gazze’de, Kudüs’te, Doğu Türkistan’da, Myanmar’da, dünyanın diğer ülkelerinde
Ümmetin çocukları işkenceler altında can verirken
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Gazze’de bir anne, bedenleri paramparça olmuş, şehit olan üç çocuğunun bedenlerinin üzerinde yüreğindeki acıyla Yaratan’a seslenip ümmetin çocuklarının bu zulme sessiz kalmalarını şikâyet etmekte,
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Bir baba, evladının parçalanmış bedenini bir naylon poşete bırakıp götürürken,
Bir hayvan yolda Yahudi bombalarıyla şehadete yürümüş bir çocuğun bedeninden parçalar koparıp yerken,
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
İslam’ın düşmanları bir arada toplanmakta, vampir gibi Müslüman kanını içmekte,
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Gökyüzündeki bulutlar bile yaşanan bu vahşete gözyaşlarını akıtmakta,
Yerdeki taş bile yapılan zulmün şiddeti ile çatlamakta,
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Hicaz bölgesinde prens olan lider, Hristiyan liderin karşısında ümmetin kızlarının başını açtırıp dans ettirip karşılamakta,
Mekke’de, Kâbe’de, Allah’ın emri hac vazifesini yerine getiren ümmetin evlatlarını, Medine’de esaret altına alıp engellemekte,
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Kâbe, Mescid-i Aksa esaret altında inlemekte, özgürlükleri zincirlerle kısıtlanmakta, Müslümanlarla bağı kesilmeye çalışılmakta,
Ümmet; sağır, dilsiz, kör olmuş halde!
Yüreğimden geçenleri şiir tarzında kaleme almaya çalıştım. 21. yy’da dünyanın farklı yerlerinde Müslümanlara yapılan zulümler yoğun bir şekilde işkenceler ve ölümlerle devam ediyor. Yapılan bu zulümleri anlatmak için kelimeler bile yetersiz kalıyor. Bu kadar yoğun zulümler yaşanırken İslam ümmetinin bu zulümlere kayıtsız kalması, birlik içinde olamamaları, körleşip görmezden gelmeleri, çığlıklara sessiz, kulaklarını kapatıp sağır olmaları, yaşanan bu zulümleri kalemleriyle ifade etmemeleri, seslerini çıkarmayıp kendi dünyalarında yaşamaları bu zulümlerin daha uzun bir süre yaşamasına neden olmaktadır. Bu zulümlerin sona ermesi için İslam ümmetinin ölü topraklarını üzerlerinden atıp bir vücut olma zamanı gelmiştir. Bir vücudun azaları gibi tüm ümmet birlik haline gelip, başta Filistin topraklarında yaşanan bu zulme karşı mücadele etme zamanı gelmiştir. Rabbim İslam ümmetinin birliğini sağlasın İNŞALLAH.
Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle…