Bir çocuk dünyaya gözlerini açtığında, ilk öğretmeni annesi ve babasıdır. Daha kelimeleri tanımadan, sevgiyi, güveni ve paylaşmayı aile ortamında öğrenir. Bu yüzden aile, bir çocuğun hayattaki ilk okulu olarak kabul edilir. Evde geçirilen her an, çocuk için bir deneyim ve öğrenme fırsatıdır; birlikte söylenen bir masal, paylaşılan bir öğün veya bir hatanın sabırla karşılanışı, çocuğun ruh dünyasında kalıcı izler bırakır.
Araştırmalar, çocukların sekiz yaşına kadar zihinsel gelişimlerinin büyük kısmını tamamladığını göstermektedir (Tekiner, 1996). Bu bulgu, aile ortamında yaşanan deneyimlerin çocuğun kişilik, değerler ve sosyal uyum gelişimi üzerinde ne kadar belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır. Küçük bir sevgi dolu bakış, sabırla dinlenen bir soru veya birlikte geçirilen basit bir an, çocuğun karakterinde derin izler bırakır.
Aile, yalnızca biyolojik bir bağ değil; aynı zamanda çocuğun öğrenme ortamıdır. Dil becerileri, özgüven, sosyal beceriler ve öğrenmeye duyulan merak, önce evin içinde filizlenir. Araştırmalar, aile desteğinin çocukların akademik başarısını, sosyal uyumunu ve öğrenmeye yönelik motivasyonunu doğrudan etkilediğini göstermektedir (Dergipark, 2010). Bu destek; sadece çocukla vakit geçirmek değil, onun duygusal ihtiyaçlarına duyarlı olmak, hatalarını yapıcı şekilde ele almak ve merakını teşvik etmekle de ilgilidir.
Günümüzde teknoloji, çocukların hayatında çok erken yaşta yer almakta ve öğrenme biçimlerini de şekillendirmektedir. Bu noktada aile, sadece sevgiyi ve güveni öğretmekle kalmaz; doğru teknoloji kullanımını da kazandırmakla yükümlüdür. Ebeveynlerin medya okuryazarlığı, dijital dünyanın çocuk için bir tehdit yerine fırsatlar sunmasını sağlar. Çocuk, bu sayede hem çağın gerektirdiği becerileri edinir hem de güvenli bir şekilde kendi dijital alanını yönetmeyi öğrenir (Dergipark, 2023).
Ailenin rolü sadece başlangıçta değil, çocuk büyüdükçe de devam eder. İlk sosyal ilişkilerin, sorumluluk duygusunun ve empati yeteneğinin temeli aile içinde atılır. Çocuk, evde öğrendiği değerler ve deneyimlerle okulda ve sosyal hayatta karşılaştığı zorluklara daha dirençli ve bilinçli yaklaşır. Sevgiyle ve rehberlikle dolu bir aile ortamı, çocuğun yalnızca bugünkü başarısını değil, gelecekteki yaşam yolculuğunu da şekillendirir.
Sonuç olarak, aileden hayata uzanan bu yolculuk, sevgiyle, bilinçle ve rehberlikle örüldüğünde, çocuk geleceğe güvenle ve sağlam adımlarla yürür. Her aile, çocuğun hayatındaki en değerli ilk okuldur ve bu okulun etkisi, çocuğun tüm yaşamında hissedilir.
Kaynakça
- Tekiner, A. (1996). Çocuğun gelişiminde ailenin rolü. Rize İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yayını. rize.meb.gov.tr
- Aile ve eğitim ilişkisi üzerine makale. Dergipark. dergipark. org.tr
- “Eğitimde Ailenin Rolü ve Önemi.” Bilsem Zekâ. bilsemzeka.com
- Ailelerin medya okuryazarlığı üzerine araştırma. Dergipark. dergipark. org.tr