Yaşam, bir soluk almak ve bir soluk vermek arasında. Yaşadıklarımız ise anlardan ibaret. Dünyaya geldiğimiz andan itibaren geri sayımın içindeyiz. İleri gittiğimizi sanırken, geri geri gidiyor; bize bahşedilen yaşamı tüketiyoruz.
Bir gün mutlu, huzurlu; bir diğer gün ise hayatımızdan bezdiğimiz oluyor yaşam döngüsünde. “Yaşamak ne güzel” diye haykırırken; “Yaşamak bu kadar zor olmamalı, ne tadı var ne de tuzu yaşamın” diyerek hayıflanmalarımız da sık sık oluyor ne yazık ki…
Her zaman böyle miydi, yoksa günümüz şartlarında mı bu kadar bezdik yaşamdan? Hayat zor, şüphesiz. Sürekli bir koşturmaca, sürekli bir mücadele. Bıkıyor, tükeniyor, yoruluyoruz. Nefes almak, rahatlamaya çalışmak için bazen olağanüstü bir efor sarf ediyoruz. Ruhumuz, bedenimizden daha çok yoruluyor ve ne yazık ki ruhumuzun yorgunluğu, bedenimiz gibi sadece dinlenmekle geçmiyor.
Endişeler, sıkıntılar, hayatın karmaşası yordukça yoruyor insanı. Sonuç olarak çoğu kişinin ruhu hastalanıyor ve bazen de geriye dönülmesi zor hasarlar ve hastalıklar bırakıyor kişide.
Ruhumuzun huzuru için hayatımızın da huzurlu ve mutlu olması gerekir. Bunu başarabilmek, her ne kadar zor olsa da imkânsız değil elbette. Biraz daha pozitif bakarak hayata, bunu başarabiliriz. Her şeyden önce kendi sağlığımız ve huzurumuz için bunu yapabilmeliyiz. Günlük hayat rutinimiz içinde kendimize bir alan yaratabilmek; birkaç dakikalık bir çay ya da kahve molası bile oldukça huzur verici olabilir. Zaman zaman da farklı yerlere gitmek, imkânlar el verdikçe rutinin dışına çıkmak iyi hissetmenizi sağlar.
Hayat anlardan ibarettir ve yaşanan her anın değerini bilmek gerekir. Dillerde pelesenk olmuş fakat uygulamada zor olsa da “Yaşamanın tadını çıkarın.” Küçücük ve gereksiz bir yığın şeyi kendimize dert ediyoruz çoğu zaman. Yaşarken ve o an içinde önemli görünse de, inanın çoğu fazlasıyla gereksiz bir yığın saçmalığın ortasında kendimizi yıpratıyoruz. Değmeyecek şeyler için enerjimizi harcıyoruz. Her şeyden önce kendimize iyi gelecek uğraşlar edinmeli ve kendi kendimizi motive etmeliyiz.
Her anımızın değerini ve bir daha geri gelmeyeceğini bilerek yaşamalıyız.