1. Giriş: Değer Gibi Görünenin Altındaki Menfaat
Modern toplumda birçok birey, bir başkasına gerçekten değer verdiğine, onu sevdiğine ve onun için fedakârlık yaptığına inanır. Fakat bu inanç, çoğu zaman davranışların gerçek motivasyonlarını örten bir psikolojik perde işlevi görür. Sevgi gibi görünen ilişkinin altında dikkatle bakıldığında menfaatler, beklentiler, çıkar hesapları ve karşı tarafın iyi niyetini kullanmaya dayalı stratejiler bulunabilir. Bu metin, iyiliğin suistimali ile öz-kandırmanın kesiştiği bu ilişki biçimini sosyolojik açıdan incelemeyi amaçlar.
2. Öz-Kandırma Mekanizması: “Sevgi”nin Menfaatle Maskelenmesi
- Öznel İyi Niyet Yanılgısı
İnsan kendi psikolojik bütünlüğünü korumak için davranışlarını olumlu bir çerçeveye oturtmak ister. Bu nedenle çıkar güden davranışlar bile “fedakârlık” olarak yeniden tanımlanabilir. - Rasyonalizasyon
Birey gerçek motivasyonunu gizleyerek bilişsel bir rahatlama elde eder. “Onun iyiliği için yapıyorum” gibi söylemler, menfaatin ahlaki bir kılıfa büründürülmesidir. - İlişkisel Güç Asimetrisi
Karşı tarafın duygusal açıklığı, saflığı veya ihtiyacı, çıkar odaklı kişi için bir araç hâline gelir. Bu durumda iyilik, bir sömürü zeminine dönüşür.
3. Toplumsal Normların Rolü: Fedakârlığın İdealize Edilişi
Toplumsal kültür, fedakârlığı ve karşılık beklemeden verme fikrini idealize eder. Bu idealizasyon, çıkar üzerine kurulu ilişkilerin görünmez kalmasına olanak sağlar; birey kendini haklı çıkarmak için toplumdaki bu yüce değerleri kullanır.
4. İyiliğin Suistimali: Masumiyetin Araçsallaştırılması
İyi niyetli bireylerin güveni kolayca manipüle edilebilir. Bu manipülasyon, bir ilişkiyi duygusal sömürü alanına dönüştürür. Karşı tarafın kırılganlığı, sevgi kisvesi altında çıkar amacıyla kullanılır.
5. Kişinin Kendini İnandırma Döngüsü
Kişi menfaat ilişkisini sevgi olarak tanımladığında içsel bir çelişki doğar. Festinger’ın bilişsel çelişki teorisi bu durumu açıklar: birey, davranışı ile inancı arasındaki uyumsuzluğu gidermek için kendini kandırır. Böylece menfaat, özveri olarak yeniden paketlenir.
6. Toplumsal Sonuçlar
Bu ilişki biçimi, genel güven duygusunun zayıflamasına yol açar. Sevgi ve fedakârlık kavramları bulanıklaşır; bir tür “duygusal ekonomi” ortaya çıkar. Bu ekonomide sevgi, ilgi ve iyilik bir değişim değerine dönüşür.
7. Sonuç: Gerçek Değer ile Menfaat Arasındaki Kırılgan Çizgi
Bireyin menfaat güden davranışını sevgi olarak sunması sadece kişisel bir yanılgı değil, modern toplumun ilişkileri araçsallaştıran yapısının bir sonucudur. Gerçek değer ancak menfaatten bağımsız olduğunda var olabilir; aksi hâlde öz-kandırma döngüsü hem bireysel hem toplumsal düzeyde derin yaralar bırakır.

















