Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası'nı ve Kullanım Şartları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul et
HayrendişHayrendişHayrendiş
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Kategoriler
    • Aile
    • Araştırma
    • Bilim & Kurgu
    • Bilişim & Teknoloji
    • Biyografi
    • Sevgi & Aşk
    • Çeşitli Bilgiler
    • Çocuk
    • Denemeler
    • Edebiyat
      • Öyküler
      • Şiirler
      • Hatıralar
      • Mesajlar
      • Sözler
    • Eğitim
    • Felsefe
    • Finans
    • Genel
    • Gezi
    • Güncel
    • Günlük
    • Hayvanlar Alemi
    • Hukuk
    • İlahiyat
    • İş ve Meslek
    • Kişisel Gelişim
    • Kitap & Dergi
    • Kültür & Sanat
    • Maneviyat
    • Motivasyon
    • Müzik
    • Nostalji
    • Psikoloji
    • Sağlık
    • Sevgi & Aşk
    • Sosyoloji
    • Spor
    • Tarih
      • Tarihi Mekanlar
    • TV & Sinema
    • Yaşam
    • Yemek & Mutfak
  • Okuma Listem
    • Okuma Geçmişi
    • İlgi Alanları
  • İletişim
Arama
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
Okunuyor: Öfke ile Kalkan Zarar ile Oturur
Paylaş
Bildirimler Daha fazla göster
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
HayrendişHayrendiş
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
Arama
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Kategoriler
    • Aile
    • Araştırma
    • Bilim & Kurgu
    • Bilişim & Teknoloji
    • Biyografi
    • Sevgi & Aşk
    • Çeşitli Bilgiler
    • Çocuk
    • Denemeler
    • Edebiyat
    • Eğitim
    • Felsefe
    • Finans
    • Genel
    • Gezi
    • Güncel
    • Günlük
    • Hayvanlar Alemi
    • Hukuk
    • İlahiyat
    • İş ve Meslek
    • Kişisel Gelişim
    • Kitap & Dergi
    • Kültür & Sanat
    • Maneviyat
    • Motivasyon
    • Müzik
    • Nostalji
    • Psikoloji
    • Sağlık
    • Sevgi & Aşk
    • Sosyoloji
    • Spor
    • Tarih
    • TV & Sinema
    • Yaşam
    • Yemek & Mutfak
  • Okuma Listem
    • Okuma Geçmişi
    • İlgi Alanları
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
Hayrendiş > Psikoloji > Öfke ile Kalkan Zarar ile Oturur
Psikoloji

Öfke ile Kalkan Zarar ile Oturur

Murat Er
Murat Er
Yayınlanma 30 Nisan 2025
211 Görüntüleme
Yorum yapılmamış
2
Paylaş
7 Dak. Okuma
Paylaş

Bu ayki ele alacağım konuyu bir öykü ile sizlere anlatmak istedim. Öfkenin, nasıl hayatları söndürdüğünü ifade etmeye çalışacağım.

Bu gecede bir türlü gözüne uyku girmemişti. Nasır’ın cezaevine düşeli bir haftayı geçmişti. Dünyaya gözlerini açan bir bebeğin anne karnından dünyaya gelmesi gibiydi Ali’nin yaşadığı ruhsal dünyası. Aklından bile geçirmediği bir dünyanın içerisinde bulmuştu kendini. Sanki hep bu dünyada doğmuş, böyle yaşamış gibiydi. Bir hafta onun için bir asır gibiydi. Cezaevine girmeden önce zamanın nasıl geçtiğini bile bilmezdi. Bir su misali gibiydi yaşadığı zaman onun için. Hastane koridorlarında, ameliyathanede zamanı bile bilmezdi. Günlerin değil, yılların bile farkında değildi.

Yatağında hem bunları düşünüyor hem de için için ağlıyordu. Gözlerindeki yaşlar, sessiz sessiz gözpınarlarından yanaklarına doğru yolunu bulmuş, süzülüyordu.

— Sabah sayımı zamanı, sayım için herkes hazırlansın.

Birazdan gardiyanlar gelip sayımı alacaklar.

Herkes, herkes maltaya…

Birden koğuş meydancısının sesi ile birden irkildi.

Nasır yatağından doğruldu, üzerini değiştirmeden elini yüzünü yıkayıp kendine gelmeye çalıştı. Saat 08.00 olmuş, sabah sayımı için koğuş kapısı açılmıştı. Başgardiyan başta olmak üzere görevli gardiyanlar içeriye girdi.

Başgardiyan, “Herkes tamam mı?” diye sordu.

Koğuş meydancısı Rıza cevap verdi:

— Evet, Başkan, herkes tamam.

— Sağdan say, dedi Başgardiyan.

Sırayla koğuşta bulunan mahkumlar saymaya başladı.

— Bir, iki, üç, dört, beş, altı, sekiz, dokuz, on, on bir, son.

— Allah kurtarsın, diyerek koğuştan çıktılar tüm gardiyanlar.

Sayım bittikten sonra maltada bulunan mahkumlar içeriye doğru yavaş bir şekilde ilerlediler. Nasır’ın canı hiçbir şey yemek istemiyordu. Yatağına doğru ilerledi. Yatağının üzerine oturup mutlu günlerinde elinde kalan tek şey olan, ailesiyle birlikte çektirmiş oldukları fotoğrafı çıkarıp bakmaya başladı. Fotoğrafa bakarken gözlerinden yağmur taneleri gibi yaşlar tekrardan akmaya başlamıştı.

Meydancı Rıza, “Kahvaltı hazır, herkes kahvaltıya!” diye bağırarak seslenince birden kendine geldi. Gözyaşlarını elleriyle sildi.

Nasır, “Canım kahvaltı yapmak istemiyor,” diyerek yatağa uzandı.

Canan ile ilk karşılaşmalarını hatırladı. Üniversitenin kantininde arkadaşlarıyla otururken, karşıdaki ay gibi yüzü parlayan bir kız dikkatini çekmişti. İlk bakışta yüreğinde bir farklılık hissetti. Bugüne kadar böyle bir duygu yaşamamıştı. İnsan ilk bakışta âşık olabilir miydi? Bunlara inanmazdı; lakin inanmadığı şey insanın başına gelir derler ya, o da sanki ilk bakışta âşık olmuştu bu ay yüzlü kıza. Masada oturan arkadaşlarına bu kızın kim olduğunu sordu. Arkadaşları tanımadıklarını ifade edince, masada bulunan Mehtap gidip öğrenebileceğini ifade etti. Yerinden kalkarak karşıki masaya doğru ilerlerken iki çay da götürmeyi ihmal etmedi.

— Merhaba, ben Mehtap. Müsaitseniz masaya oturabilir miyim? dedi.

Canan ürkek bir şekilde cevap verdi:

— Tabii ki, buyurun oturabilirsiniz. Ben de yeni geldim. Benim adım Canan, dedi.

Canan’ın ürkek hâli yavaş yavaş gitmeye, her ikisinin aralarında samimi sohbet doğru yol almaya başlamıştı.

Canan, bu samimi sohbetten dolayı kanı ona ısınmıştı. Mehtap biraz daha sohbetten sonra onu arkadaşlarının bulunduğu masaya davet edince, Canan teklifi samimi davranışından dolayı kabul etti. Her ikisi de oturdukları masadan kalkıp karşıki masaya doğru gittiler.

— Merhaba arkadaşlar, bakın size yeni bir arkadaşı getirdim.

Tüm masadakiler yeni gelen arkadaşa hoş geldin deyip oturması için bir sandalye uzattılar. Canan da aralarına katılmış oldu. Sohbet ilerledikçe Canan kendisi hakkında bilgi vermeye başladı. Diyarbakırlı olduğunu, bu sene Hukuk Fakültesini kazandığını, bir abisinin olduğunu, hayatıyla ilgili kısaca bilinmesi kadar bilgi verdi. Masadakiler de kendilerini tanıtmaya başladılar. Kendini tanıtma sırası Nasır’a gelmişti. Nasır çok heyecanlıydı. Ankaralı olduğunu, Tıp Fakültesi 3. sınıfta okuduğunu ifade etti. Canan ve Nasır bu tanışmadan sonra arkadaşlıklarını ilerlettiler. Her boş oldukları vakitleri beraber geçirmeye gayret göstermeye başlamışlardı. Aralarında sevgi çoktan filizlenmişti, sadece birbirlerine ifade etmek kalmıştı. Bir gün okul çıkışında Nasır duygularını ifade edince, karşılıklı bir sevgi olduğunu öğrendi. Birbirlerine oracıkta okul biter bitmez evleneceklerine dair söz verdiler. Zaman su misali geçip gitti. Okul bitince, birbirlerine vermiş oldukları sözü yerine getirmek kalmıştı.

Nasır, ailesine Canan ile evlenmek için birbirlerine söz verdiklerini söyledi. Ailesi, oğullarının almış olduğu karara saygı göstererek Diyarbakır’a kız istemek için yola koyuldular. Kız isteme merasimi bitince, bir ay sonra da düğün olayını gerçekleştirdiler. Mutlu bir yuvaya adımlarını attılar. Nasır da eşinin memleketinde kalıp doktorluk mesleğini orada icra etmeye başladı. Sevgiyle yoğrulmuş bir aile kurmuşlardı. Bu sevginin iki güzel meyvesi dünyaya gelmişti. Canan, Diyarbakır’da kazandığı davalarla tanınan ünlü bir avukat haline gelmişti. Bu tanınmışlık onu siyasete de taşımıştı. Kar Tanesi Partisi’nin il başkanlığı görevine getirilmişti.

Yoğun çalışma tempolarından dolayı birbirlerine zaman ayırma yok denecek bir dereceye gelmiş, bu durum aralarında ara sıra tartışmalara neden olmuştu. Bu tartışmalar, aradaki sevgi ve saygının da zayıflamasına neden olmaya doğru bir sürece gitmişti. Bir pazar günü, Diyarbakır Ceylan Plaza’ya çocukların eğlenmesi için ailece gitmiştiler. Çocuklar yorulunca eve gitmeye karar vermiştiler. Arabaya bindiklerinde tartışmaya başladılar. Öyle bir hâle geldi ki arabanın dışında yürüyen insanlar bile bu tartışmaya tanık oldular. Nasır kendini kaybedecek bir duruma gelmişti. Elleri titremeye, vücudu terlemeye ve ateş basmaya başlamıştı. Nasır, elini birden arabanın torpidosuna attı. Orada eşinin silahını aldı ve birden ateş etmeye başladı.

Çocukların çığlık ve ağlama sesleri ile kendine geldi Nasır. Oradan geçen güvenlik görevlileri silah seslerini duyar duymaz hemen arabaya doğru koşmuşlardı. Nasır’ın elinden silah düşmüş, başını iki elinin arasına almış, öylece cansız yatan eşine bakıyordu. Güvenlik memurları Nasır’ı alarak karakola götürmüşlerdi. Olay ifadesi alınarak hâkim karşısına çıkarılmış ve tutuklanarak Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ne gönderilmişti. Çocuklar psikologlar eşliğinde devlet koruması altına alınmış, bu travmayı atlatmaları için her türlü imkân seferber edilmişti.

Öfkesine hâkim olamayan bireylerin ödeyeceği bedel bazen çok ağır olabilmektedir. Aileler parçalanmakta, telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Yazdığım bu öyküde de bunu ifade etmeye çalıştım. Öfke anında kendine hâkim olabilen birey, oluşacak tüm olumsuz durumların önüne de geçmiş olur.

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…

Bu Yazarın (Murat Er) Diğer İçerikleri:

Ümmet; Sağır, Dilsiz, Kör Olmuş Halde

Evrim Teorisine Farklı Bir Bakış

Naci Bayburt ve Kan Donduran Anılar

Yazar Hanife Mert ve Yolculuk

İntihar Olgusu

ETİKETLER:Murat ErMurat Er yazılarıöfkeönerilenler
Bu İçeriği Paylaş
Facebook Whatsapp Whatsapp Bağlantıyı kopyala Yazdır
Tepki Ver
Hayran0
Mutlu0
Üzgün0
Uykulu0
Sinirli0
Şaşkın0
Göz Kırp0
Avatar photo
YazanMurat Er
Bağlantılar:
Sosyolog / Yazar
Önceki İçerik Genlerle Dans
Sonraki İçerik Başarının Anahtarı Yoğunlaşmak
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sosyal Medya

FacebookBeğen
XTakip Et
InstagramTakip Et
YoutubeAbone Ol

Yeni İçerikler

Firari
Arife Özden
Şiirler
3 Haziran 2025
12 Görüntüleme
Dönemin En İyi Fransa Takımı: Saint Etienne
Gökhan Yılmaz
Spor
3 Haziran 2025
9 Görüntüleme
Ev-sizlik
Ahmet Aydın
Sosyoloji Yaşam
3 Haziran 2025
22 Görüntüleme
Tahammülsüzlük Üslubu
Hüseyin Çağrı Topaloğlu
Felsefe Yaşam
3 Haziran 2025
52 Görüntüleme
Kale Muhafızı
Yekta Yıldızlı
Hatıralar Öyküler
3 Haziran 2025
20 Görüntüleme

En Çok Yorumlananlar

Minimalizm
Yaşam
Pilav
Hatıralar Öyküler
26 yorum
Aynanın Söylediği
Öyküler
26 yorum
Yorgunuz
Güncel
26 yorum
Her Şey Kendini Tanımakla Başlar
Öyküler
25 yorum

Bunları da beğenebilirsin

Yemek & Mutfak

Astarlı Sütlaç

19 Mart 2024
Yaşam

Tutkuyla İste

16 Aralık 2023
Bilişim & TeknolojiDenemeler

Başlığı Siz Koyun

10 Ağustos 2024
Şiirler

Kara Yemeni

29 Mayıs 2023
//

Hayatın Lezzeti “Hayrendiş” Olmakta!

Kurumsal

  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim

Hızlı Menü

  • Tüm Gönderiler
  • Bugün Eklenenler
  • Okuma Listem
  • İlgi Alanları
HayrendişHayrendiş
Bizi takip edin
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
Tekrar Hoş Geldiniz!

Hesabınıza giriş yapın

Username or Email Address
Password

Şifreni mi unuttun?