Tohum Ekmeden Meyve Beklenmez
Bizler; tarihin en sancılı kavşaklarından birinde, geçmişin ihtişamını unutan ama geleceği de inşa etme derdi olmayan bir nesil olarak duruyoruz. Gözlerimiz açık ama gönüllerimiz uykuda. Oysa dünya uyanmışken, biz hâlâ rüyadayız.
Bu bir çağrıdır. Bu bir silkiniş manifestosudur. Bu, toprağa yeniden tohum atma iradesidir.
Hiçbir büyük hareket bir günde doğmadı. Siyonizm, onlarca yıl boyunca fikri temelleri atılmış, entelektüel kadroları hazırlanmış, küresel ittifaklarla yoğrulmuş bir projedir. Sabır, plan, disiplin ve adanmışlık ister. Onlar yaptı, biz izledik.
Bir nesil tesadüfen değil; bilinçli bir şekilde, fikirle, eğitimle, hikmetle inşa edilir. Eğitim sistemleri, medya düzeni, kültür politikaları… Hepsi bir nesli ya inşa eder ya da ifsada sürükler. Bugünkü dağınıklık; hazırlıksızlığımızın, birlik olamayışımızın ve sahici bir dava inşa edemeyişimizin sonucudur.
Artık aklı erenler, arifler, münevverler, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları, eğitimciler, sanatçılar, gençler… Herkes kendi alanında saf tutmak zorundadır. Bu bir çağın fikri seferberliği olmalıdır.
Eğitim sistemimiz ezberci değil, inşa edici olmalıdır. Medyamız tüketici değil, bilinç uyandırıcı olmalıdır.
Aile, yeniden bir mektep olmalıdır.
STK’lar tabela değil, aksiyon merkezleri olmalıdır.
Gençler yalnız bırakılmamalı; fikriyle, ruhuyla, vicdanıyla donatılmalıdır.
Tohum ekmeden meyve beklenmez. Tefekkürsüz kalkınma, köksüz ağaç gibidir. Yeni bir nesil için, yeni bir dil, yeni bir metodoloji, yeni bir sistematik inşa etmek mecburiyetindeyiz. Bu, bir günü değil; bir çağı hedef alan uzun soluklu bir yürüyüştür.
Sabır ister. Strateji ister. Adanmış yürekler ister.
Toprağa tohum atacak, ağacı sulayacak, gövdesini rüzgârlara karşı siper edecek bir bilinç olmalı. Bu milletin evlatları, yeniden kendi hikâyesinin öznesi olmalı.
Fikri olmayanın geleceği olmaz. Nesil olmayanın devleti durmaz. Ruhu olmayanın zaferi sahte olur.
Bu bir davettir. Kurtuluş ve gelecek arıyorsan, önce kendini inşa edeceksin.