Van’ımızın şirin ilçelerinden biridir Başkale; benim de doğduğum, büyüdüğüm, bana et, kemik, tırnak olan ilçem. Burada doğmak, Türkiye’nin çatısında doğmak demektir. Çünkü Başkale, 2460 m rakımı ile Türkiye’nin en yüksek yerleşim yeridir. Belki de bu yüzdendir insanlarının sert mizaçlı olması. Mizaçları ne kadar sert ise, yürekleri de o kadar güzeldir. Sertlikleri kadar, mertlikleriyle de ön sıradadırlar. Türkiye’nin en kadim ve en büyük aşireti olan Ertuşi Aşireti de bu ilçededir. Bu aşiretin bilge liderinden, ders niteliğinde bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istedim.
Bir gün, aşiret mensuplarından biri, bu aşiretin büyüğü olan Mahmut Ağa’ya gelir:
“Ağam, yeni bir araç çıkmış, adına traktör diyorlar. Yüz ırgatın bir ayda yaptığı işi bir günde yapıyor. Sizin gibi bir büyüğümüze de böyle bir araç zaruridir,” der.
Bu fikir Ağa’nın hoşuna gider, ertesi gün adamlarıyla Van Merkez’de bulunan traktör bayisine gelirler. Bayiden içeri girince, çeşit çeşit traktörler görürler. Yanındakine:
“Bahsettiğin traktör bu mudur?” diye sorar.
“Evet ağam, budur,” cevabını alınca, Ağa traktörü incelemeye başlar. Traktörün etrafında tam bir tur döner ve yanında hürmetle duran traktör bayisine sorar:
“Merak ettim, bu traktörün önü nere, arkası nere?” diye.
Şaşkınlık içindeki bayi, traktörün ön tarafını göstererek:
“İşte burası ön tarafıdır, ağam,” der.
Ağa, ön kısımdaki tekerlekleri işaret ederek tekrar sorar:
“Şimdi bu küçük tekerlekler, şu kocaman tekerleklerin önünde mi gidiyor?”
Tekrar şaşıran bayi:
“Evet ağam,” der.
Ağa, güngörmüş bilge kişiliği ile çenesini sıvazlar ve tarihe geçecek bir söz söyler:
“Bu araç benim töremi bozar.”
Söylenen söze etraftakiler bir anlam veremeyince, Ağa sözlerine devam eder:
“Ayakların baş, başların ayak olduğu; küçüklerin büyüklerin önünde yürüdüğü bir yerde düzen olmaz,” diyerek traktörü almadan ilçeye geri döner.
Gerçekte de böyle değil midir? Ayakların baş, başların ayak olduğu; küçüklerin büyükleri saymadığı bir yerde düzen diye bir şey olmaz. Düzensizlik de beraberinde mutsuz bir toplum getirir. Ayaklar baş olunca, ellerindeki yetkilerin, makamın, rütbenin arkasına saklanarak bu unsurlardan güç almaya çalışırlar. Bu gücü de genellikle egolarını tatmin etmede kullanırlar. Bunu yaparken, bilerek ya da bilmeyerek birçok insanın hakkını gasp ederler. Bir toplumda liyakat esas alınmadan yapılan her icraat, topluma yapılmış bir ihanettir.
Allah hiçbirimizi, kendini bilmeyen asaletsiz insanlarla muhatap ettirmesin…