Sen olmadıkça, yaşanmadıkça,
Yüreğimde kaybolduğunu,
Sor şiirlerime, anlatsın seni.
Senin seni tanıyamadığın kadar seni,
Bence seni…
Kalbimde yaşayan seni,
Sor da anlatsın,
Sor da anlatsın ne kadar efsaneleştiğini,
Yüreğimin en ücra köşelerinde, Gülüm…
Sor gözyaşlarıma,
Sor yasak olan bende seni.
Tükenmeyen, bitmeyen,
Gözyaşıma kan karıştıran,
Ölümüne sevdiğim kır çiçeğini sor da,
Anlatsın sana seni…
Hepsini boşver,
Gözlerime sor gözlerini.
Gözlerime bak, anla nasıl sevdiğimi,
Nasıl sevdiğimi,
Gülüm…
Bu sevdanın son kurşunu beni mi buldu?
Bu yalnızlık inan ki ölümden beter oldu.
Ve gönlüm yokluğuna hasretken,
Yüreğim gül teninle doldu.
Sana vermek için yetiştirdiğim gül,
Bir vakit ansızın soldu.
Şaşkın arayışlar arasında,
Sadece…
“Gül” kokusu duyuldu.
O eski,
O yalancı,
O yabancı,
Anılardan…
Gülüm…
















