Bazı insanlar görevlerini büyük bir sorumluluk duygusu içinde yaparlar. Yapacakları iş ya da onlara verilen görev ne olursa olsun, öncelikle tüm detayları düşünürler. Yapılacakları netleştirir ve işlem basamaklarını belirlerler; her birinin mükemmel şekilde gerçekleşmesi için titizlikle çalışırlar. Ortaklaşa yapılacak bir işin başında olduklarında, iş bölümünü özenle yapıp her bir görevlinin işini en iyi şekilde yapması için kontrolü elden bırakmadan çalışırlar. İşlerini en iyi şekilde yapma sorumluluğu bu insanlar için çok önemlidir. Böyle insanlar sadece iş hayatında değil, özel hayatlarında da sorumluluk duygusunun gereklerini yerine getirerek eşleri ve çocuklarıyla, anne babaları ve kardeşleriyle, hatta akraba ve komşularıyla da çok ilgilenir; herkesin ve her şeyin sorumluluğunu her daim üzerlerinde hissederler. Bu, onlar için doğal bir durumdur. Çünkü kendilerini böyle tanımlarlar.
Sorumluluk duygusu nedir peki? Sorumluluk duygusu, bir görevi hakkıyla yerine getirme ve bunun olumlu ya da olumsuz sonuçlarına katlanma bilincidir. Doğuştan gelen bir özellik değildir. Küçük yaştan itibaren çocuklara verilmiş olan sorumluluklar, bu bilincin oluşmasında büyük rol oynar. Onlara yaşlarına uygun görevler vermek; odalarını toplamak, okul çantasını hazırlamak, sofrayı kurmaya ve toplamaya yardımcı olmak gibi alışkanlıklar zaman içinde bu duygunun gelişmesine katkı sağlar. Sorumlulukları için verilen görevler netleştirilmeli ve bu görevlerin yapılıp yapılmadığı kontrol edilmelidir. Takibi yapılmayan her şey zaman içinde önemini kaybeder ve yapılmamaya başlayabilir. Çocuklar zaman zaman sorumluluklarını ihmal edebilir; böyle durumlarda onları anlamaya çalışmak çok önemlidir.
Sorumluluk duygusuyla hareket eden insanlar, hayatlarında bir amaç edinmişlerdir; amaçları doğrultusunda yaşarlar ve bundan manevi bir huzur duyarlar. Çünkü yerine getirdikleri her şey, onlara kendilerini huzurlu hissettirir. İşlerini en iyi şekilde yapmak ve sosyal çevrelerindeki herkesle gerektiği gibi ilgilenmek, onlar için mutluluk vericidir.
Sürekli sorumluluk duygusu içinde olmanın ve bu doğrultuda yaşamanın getirdiği bazı olumsuzluklar da vardır. Sürekli bir şeylerin sorumluluğunu almak, aşırı kaygıya ve strese sebep olabilir; bu yüksek stres seviyesi zamanla tükenmişlik sendromuna yol açabilir. Ayrıca her şeye ve herkese eşit düzeyde zaman ayıramamak da çevresindeki insanlarla olan ilişkilerin zaman içinde kötüleşmesine neden olabilir.
Sorumluluk duygusu, yaşamın her alanında düzen ve güven sağlar; fakat bireyin kendi sınırlarını da belirlemesi gerekir. Dengeli bir sorumluluk anlayışı iyidir ve manevi huzuru artırır. Ancak sürekli aşırı yüklenme, kaygı ve tükenmişlik riskini de beraberinde getirir. Bu nedenle sorumluluk duygusunu dengeli bir şekilde yaşamak için görevleri netleştirmek, gerçekçi hedefler koymak, kendine ve çevrene zaman ayırmak, zorlandığın zaman yardım istemekten çekinmemek ve gerektiğinde görev paylaşımı yapmak önemlidir.
















