Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası'nı ve Kullanım Şartları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul et
HayrendişHayrendişHayrendiş
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Kategoriler
    • Aile
    • Araştırma
    • Bilim & Kurgu
    • Bilişim & Teknoloji
    • Biyografi
    • Sevgi & Aşk
    • Çeşitli Bilgiler
    • Çocuk
    • Denemeler
    • Edebiyat
      • Öyküler
      • Şiirler
      • Hatıralar
      • Mesajlar
      • Sözler
    • Eğitim
    • Felsefe
    • Finans
    • Genel
    • Gezi
    • Güncel
    • Günlük
    • Hayvanlar Alemi
    • Hukuk
    • İlahiyat
    • İş ve Meslek
    • Kişisel Gelişim
    • Kitap & Dergi
    • Kültür & Sanat
    • Maneviyat
    • Motivasyon
    • Müzik
    • Nostalji
    • Psikoloji
    • Sağlık
    • Sevgi & Aşk
    • Sosyoloji
    • Spor
    • Tarih
      • Tarihi Mekanlar
    • TV & Sinema
    • Yaşam
    • Yemek & Mutfak
  • Okuma Listem
    • Okuma Geçmişi
    • İlgi Alanları
  • İletişim
Arama
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
Okunuyor: Anne Tavuk Kadar da mı Olamıyoruz?
Paylaş
Bildirimler Daha fazla göster
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
HayrendişHayrendiş
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
Arama
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Kategoriler
    • Aile
    • Araştırma
    • Bilim & Kurgu
    • Bilişim & Teknoloji
    • Biyografi
    • Sevgi & Aşk
    • Çeşitli Bilgiler
    • Çocuk
    • Denemeler
    • Edebiyat
    • Eğitim
    • Felsefe
    • Finans
    • Genel
    • Gezi
    • Güncel
    • Günlük
    • Hayvanlar Alemi
    • Hukuk
    • İlahiyat
    • İş ve Meslek
    • Kişisel Gelişim
    • Kitap & Dergi
    • Kültür & Sanat
    • Maneviyat
    • Motivasyon
    • Müzik
    • Nostalji
    • Psikoloji
    • Sağlık
    • Sevgi & Aşk
    • Sosyoloji
    • Spor
    • Tarih
    • TV & Sinema
    • Yaşam
    • Yemek & Mutfak
  • Okuma Listem
    • Okuma Geçmişi
    • İlgi Alanları
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
Hayrendiş > Edebiyat > Öyküler > Anne Tavuk Kadar da mı Olamıyoruz?
Öyküler

Anne Tavuk Kadar da mı Olamıyoruz?

Şükrullah Yavuzer
Şükrullah Yavuzer
Yayınlanma 25 Mart 2025
381 Görüntüleme
Yorum yapılmamış
4
Paylaş
5 Dak. Okuma
Paylaş

Sıcak bir yaz günü bahçemizde, sarı sarı karahindiba çiçeklerini toplayıp saplarını birbirine ekleyerek halkalar oluşturuyordum. Annem, bahçeye kurduğu üç büyük taşın üstüne oturttuğu kara bir kazanda su kaynatıyor, alüminyumdan yapılmış eski bir maşrapa ile kazandan sıcak su alıyor, leğenin içindeki çamaşırların üstüne döküyordu. Çamaşırları yeşil sabunla çitiliyor, suyun üstünde beyaz beyaz köpükler oluşuyordu. Annem çamaşır yıkarken, sarı hindibaları bir kenara atıp yanına geldim. Aklım köpüklerdeydi. Ellerimi, bulut yığını bembeyaz köpüklerin içine daldırıp bir avuç aldım. Yeni bir dünya yeni bir eğlence keşfetmiştim. Köpükleri bir sağ bir sol elime alıp üflüyordum. Köpükler havalanıp bulutlar gibi uçtuktan sonra sönüyorlardı. Bu güzel oyunu oynarken kümesten çıkan bir tavuk bize doğru yaklaşmıştı. Tavuk her zamankinden farklı bir ses çıkarıyordu. Gıdaklama desem değildi, pek anlam verememiştim bu garip sese. Annem tavuğun sesine dikkat kesildi ve bana dönerek; “Bu tavuğun kuluçkaya yatma zamanı gelmiş.” dedi. Annemin ne demek istediğini anlamamıştım. Annem; “Biz evdeki taze yumurtaları tükettik. Evde yeterince yumurta yok. Hadi sen komşulara git günlük taze yumurta getir.” dedi.

Komşulardan yirmi kadar taze yumurta toplamıştım. Verilen görevi yerine getirmenin mutluluğu ile annemin yanına koştum. Annem hala çamaşır yıkıyordu. Yerinden kalkmadan; “Aferin sana, hadi şimdi doğruca kümese git, kapının arkasındaki folluğa bu yumurtaları koyda gel.” dedi. Söylenileni yaptım ve koşarak annemin yanına geldim.

“Anneciğim bu kadar yumurtayı neden kümese bıraktık? Hem o tavuk neden öyle tuhaf sesler çıkarıyordu?” diye sordum. Annem bana yirmi bir gün sonra bu yumurtalardan civcivler çıkacağını söyleyince inanılmaz heyecanlanmıştım. Benim tam yirmi tane civcivim olacaktı ve bu harika bir şeydi.

Her gün sabah erken kalkıyor doğruca kümese koşuyordum, yumurtadan civcivler çıktı mı diye merakla bakıyordum. Çıkmadıklarını görünce de bir koşuda annemin yanına varıyor: “Civcivler ne zaman çıkacak?” diye sorardım. Annem her seferinde daha kaç gün beklemem gerektiğini söylüyordu. Uzaktan tavuğu izliyor yumurtaların üstünde nasıl oturduğuna ve arada bir dışarda kalan yumurtaları gagasıyla nasıl tam da altına doğru çektiğini gözlemliyordum. Her geçen gün merakım ve heyecanım artıyordu ve nihayet bir sabah kümese gittiğimde önce kulaklarıma sonrada gözlerime inanamadım. Yumurtalardan küçük küçük altı tane civciv çıkmıştı. Mutluluktan göklere uçacaktım. Sonra gözüm diğer yumurtalara takıldı. Yumurtalar kıpırdıyor, çatlıyor ve bir mucize gibi içinden civcivler çıkıyordu. Anne tavuk da en az benim kadar mutlu ve şaşkındı. Koşarak anneme müjdeyi verdim. Annem de kümese geldi. “Maşallah!” dedi, “Bereketli olsunlar.” dedi. Sonra bana dönerek “Bundan sonra bunlar sana emanet kedileri ve kargaları kümese yaklaştırmayacaksın!” dedi.

Anne tavuk bir aslan parçasına dönüşmüştü kedilerin ve kargaların haddine değildi civcivlere yanaşmak… Civcivlere dikkat ettim her biri farklı bir renkte ve her birinin çıkardığı ses bir diğerine göre daha farklıydı. Anne tavuk hiçbir ayrım yapmadan tüm civcivleri aynı şekilde besliyor ve koruyordu.

Civcivler büyüdükçe farklılaşıyordu. Yine bir gün onları dikkatle izlerken civcivlerden üç tanesi bahçenin bir köşesinde bulunan küçük su birikintisinin içine düştüler. Anne tavuğun çırpınışını görmeliydiniz. Anne tavuk civcivler için çırpınıp dururken, civcivler suda çok güzel yüzüyorlardı. Meğerse suya düşmemişler, bilerek girmişlerdi.

Anne tavuk diğer civcivlerden biraz daha iri ve sesi farklı olanlara yönelmişti. Onlarda da bir tuhaflık ve bir farklılık vardı. Bembeyaz yumurtalardan farklı büyüklükte, farklı renklerde ve farklı özelliklerde civcivler çıkmıştı. Eminim ki anne tavuk da şaşırmıştı bu duruma ve acaba bunların hepsi benim yavrularım mı diye derin derin düşünmüştü…

Benim ve anne tavuğun kafasındaki karışıklık devam ederken annem çıkagelmiş ve işin aslını anlatmıştı. Komşulardan topladığım yumurtaların hepsinin tavuk yumurtası olmadığını, içlerinde hindi ve ördek yumurtalarının da olduğunu söylemişti.

Tavuğun fıtratında yüzmek yoktu ama ördek yavruları doğuştan yüzücüydü. Anne tavuk, tavukça konuşurken; hindi yumurtasından çıkan civcivler hindice, ördek yavruları da ördekçe ses çıkarıyorlardı. Ama hepsini anne tavuk besliyor, koruyor ve kolluyordu.

Kümes âleminde bu güzel mozaiği görmüş ve çok şaşırmıştım. Ya insanlar âlemi…

Beyaz-siyah; sarı-melez, Türk-Kürt, Sünni-Alevi; sağcı-solcu, kadın-erkek öteki bilmem ne… Sen üstünsün ben üstünüm derken bizim birbirimize ettiğimizi hayvanlar etmiyordu. Kâinattaki ilk ayrımcı, Âdem’e; “ Ben ateşten sen topraktan yaratılmışsın” diyen Şeytan değil miydi? Bizler insanız. Âdem ve Havva’nın çocuklarıyız. Kandan ve candanız. Mademki hepimiz topraktan yaratılmışız, Topraktan neden rengârenk çiçekler bitmesin ki? Farklılık; renklilik ve zenginlik değil miydi?

Doğadaki tüm çiçekler kırmızı olsaydı, tüm ağaçlar söğüt olsaydı, tüm mevsimler yaz olsaydı, herkes zengin ve sağlıklı olsaydı, tüm insanlar iyi olsaydı; dünyaya gelmenin ve imtihan olmanın bir anlamı kalır mıydı?

Bu güneş, bu hava, bu su, bu dünya hepimize yetmiyor muydu?

Biz insanlar adalet ve merhamette bir anne tavuk kadar da olamıyor muyduk?

Bu Yazarın (Şükrullah Yavuzer) Diğer İçerikleri:

Tavuk musunuz Yoksa Hindi mi?

Pireyi Deve Yapmak

Çocukluğumun Sokakları

Gölge

Mezarlık ve Asırlık Çınar

ETİKETLER:farklılıkmerhametönerilenleröykülerŞükrullah YavuzerŞükrullah Yavuzer öyküleri
Bu İçeriği Paylaş
Facebook Whatsapp Whatsapp Bağlantıyı kopyala Yazdır
Tepki Ver
Hayran2
Mutlu0
Üzgün0
Uykulu0
Sinirli0
Şaşkın0
Göz Kırp0
Önceki İçerik Bir Düşün Sonunu
Sonraki İçerik Liseli Aşkı
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sosyal Medya

FacebookBeğen
XTakip Et
InstagramTakip Et
YoutubeAbone Ol

Yeni İçerikler

Gidiyor
Mehmet Aras
Şiirler
15 Haziran 2025
6 Görüntüleme
Gölgesinde Büyüdüğüm Adam: Babam
Mesut Alan
Hatıralar
14 Haziran 2025
9 Görüntüleme
Reyting Uğruna
Nevbahar Baydar Avşar
Güncel
14 Haziran 2025
19 Görüntüleme
Psikopatım
Murat Tepeler
Psikoloji
14 Haziran 2025
20 Görüntüleme
Yaprak Dökme Zamanı
Filiz Akkaya
Kişisel Gelişim
14 Haziran 2025
35 Görüntüleme

En Çok Yorumlananlar

Minimalizm
Yaşam
Pilav
Hatıralar Öyküler
26 yorum
Aynanın Söylediği
Öyküler
26 yorum
Yorgunuz
Güncel
26 yorum
Her Şey Kendini Tanımakla Başlar
Öyküler
25 yorum

Bunları da beğenebilirsin

Bilim & Kurgu

Yakın Çağda Epiktetos Gibi Düşünmek

19 Şubat 2023
Şiirler

Bir Şehidin Özlemi

16 Temmuz 2021
Çeşitli BilgilerHayvanlar Alemi

Kuğunun Son Şarkısı

19 Kasım 2023
Motivasyon

Cesaret Modu

14 Eylül 2024
//

Hayatın Lezzeti “Hayrendiş” Olmakta!

Kurumsal

  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim

Hızlı Menü

  • Tüm Gönderiler
  • Bugün Eklenenler
  • Okuma Listem
  • İlgi Alanları
HayrendişHayrendiş
Bizi takip edin
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
Tekrar Hoş Geldiniz!

Hesabınıza giriş yapın

Username or Email Address
Password

Şifreni mi unuttun?