DenemelerNostalji

Çocukluğa Özlem

1

Çocuk olmak … Bir kuş tüyü olmak gibi hafif uyanabilmek sabahlara. Küçücük bir yürekte dünyaları barındırmak. Sabahları sadece mutluluğa uyanmak. Kuşu,börtü böceği,çiçeği, evrendeki her şeyi coşkuyla selamlamak. Çocuk olmak, başında sadece senin görebildiğin bir gökyüzü taşımakmış.

En güzel zamanlarımız oyundan başka bir şey düşünmediğimiz zamanlarmış meğer. Mevsim hep baharmış o günlerde. İçimizde hiçbir zaman solmayacak çiçekler açarmış. Yorgunluk ve dert nedir bilmediğimiz elimizden öylece kayıp giden güzel zamanlar… Şimdi neredeler? İçimizde zaman geçtikçe daha da belirginleşen bir boşluğun içinde eriyip gittiler. Onca koşturmaya rağmen yorulmadığımız zamanlar yerini kolumuzu kıpırdatmadan yorulduğumuz zamanlara bırakıverdi. Sevinçlerin yerini kaygılarımız aldı. Keşfedebilmekle, güvenmekle, yadırganmayacak olmanın verdiği konforla vedalaştık. Çocukluk bu hayat çizgisini en renkli kısmıymış meğer.

Koşulsuz sevgiyi menfaatlerimizin içine hapsettiğimiz zaman büyüdük. İçimizdeki o tarifi olmayacak kadar güçlü yaşama sevincimizi kaybettik ve büyüdük. Büyümenin harika bir şey olabileceğini umarak… Büyümek için sabırsızlandığımız o güzel günlerin ileride dönmek isteyeceğimiz en güzel günlerimiz olacağını bilemedik. Zamanla anladık. En büyük öğretmenimiz olan zaman, gerçekleri kulağımıza bir bir fısıldadı. Dimağlarımızda o zaman tanıdığımız tatlar artık yoktu. Küçücük bir dondurma,patlayan şekerler,sütlü çikolatalar eskisi kadar heyecanlandırmayacaktı gönüllerimizi. Ve artık şirin bir evin bembeyaz tavanına bakarak dolu dolu hayaller kuramayacaktık. Güneş eskisi kadar içimizi ısıtmayacak, rüzgâr o zaman olduğu gibi hep mutluluk getirmeyecekti peşinde. Büyüdük,isteklerimiz artsa da eksildi heveslerimiz. Bizi yaşama bağlayan heveslerimize veda ettik. Mutsuzluğu tatmadığımız o küçük alemimiz hayal kırıklıklarıyla, zorluklarla tanıştı. Büyüdük… Hayatın zorlukları içerisinde küçük mutluluklarımızı göremez olduk.

Bir kelebeğin kanat çırpmasını izlemek artık eskisi kadar haz vermez oldu. Yıldızların parlaklığına hayran olmayı bıraktık. Çevreyi tanıdıkça, insanları anlamaya çalıştıkça çocuk özümüzü unuttuk. O çocuk masumiyetimizi çok uzaklarda bıraktık. Sevgiye, iyiliğe olan inancımızı yitirdik. Şeffaflığımızı o güzel günlerde bırakıp çok farklı kılıflara girdik. Ömrümüz bu güzel günlere duyduğumuz özlemle geçmekte… nerede bir masumiyet,sevgi,şefkat görsek çocuk kalbimiz sanki hep orada…

Seçim Emer

Tarzın Yaşam Alanını Ne Kadar Yansıtıyor

Önceki makale

İkinci Kedi

Sonraki makale

Yazarın Diğer Yazıları

1 Yorum

  1. Çocukluk ancak bu kadar güzel yazıya aktarılabilir di.Guzel yazınız için teşekkürler…

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha Fazla Denemeler