Öyküler

Susturulmuş Bir Hayat

2

Banka oturmuş, yorgun bacaklarına bakıyordu,omzu düşmüş, sırtı kamburlaşmıştı, alnında ince çizgiler vardı, hiçbir şey görmek istemezcesine gözleri iyice küçülmüştü, hayat ne çok yormuştu.

Bir zamanlar umut doluydu, hayalleri vardı. Görmek istediği yerler, tanımak istediği insanlar vardı. Dünya çok büyüktü, masmavi gökyüzünün altında kitap okurken, düşler kurardı, nasıl heyecanlıydı, koşarak eve gelir, tek tek liste yapardı.

Ailesi hiçbirine izin vermemişti, sürekli kavga ediyorlardı. “Sen yapamazsın,sen bilmezsin, sen ne anlarsın, sus konuşma, büyük sözü dinlesen ne olur, onca emek verdim sana, besleyip büyüttüm.” Bu sözler kalbini yaralıyordu.

Haykırmak istiyordu, yapamıyordu. Susturulmuştu bir kere boğazı düğüm düğüm olmuştu, yutkunamıyordu, nefesi kesiliyordu.

Okulu bitirmiş, ailesinin istediği üniversiteyi kazanmış ve bitirdikten sonrada memur olmuştu. Masa başı bir işti, kendi hayallerinden eser yoktu, kafese konulmuş bir hayvan gibi hissediyordu. Bu mesleği hiç sevmiyordu. Nefes alamadığını hissediyordu, kalbi çarpıyordu. İletişim kurmakta zorlanıyordu, işinde başarılı da değildi, arkadaşı da yoktu.

Aradan zaman geçti, ailesi onu evlendirmek istiyordu, birini bulmuşlardı onunla evlenmesini istemişlerdi. İtiraz etmek istemişti, yapamadı. Ailesinin sözleri kulaklarında çınladı, bağırarak konuşmuşlardı. “Biz senin mutluluğunu istiyoruz, sen ne bilirsin, sus ve kabul et biz zaten konuştuk anlaştık, yarın sözümüz var.”

Yutkunmakta zorlanıyordu, sesi kısılmış, boğazı düğüm düğüm olmuştu, nefesi kesiliyor, kalbi sıkışıyordu, kalbinde bir ağrı vardı, elleri buz gibiydi, terliyordu, odasına gitti yattı.

Ailesinin istediği gibi düğün gerçekleşmişti. Eşi iyi bir insan olmasına karşın onunla aynı hayalleri paylaşmıyordu, konuşacakları hiçbir konu yoktu, saatlerce kanepede oturup tek bir söz söylemeden uyumaya gidiyorlardı. Kendini yalnız ve çaresiz hissediyordu.

Yatağa her yattığında nefesi kesiliyor ve kalbi çarpıyordu, çoğu zaman boğulma hissiyle uyanıyordu, kalbi ağrıyordu,vücudunun her yanında kırmızı benekler ve kaşınmadan dolayı yaralar vardı. Sağlık sorunları gittikçe artıyordu, neredeyse merdiven çıkamaz hale gelmişti.

Bir gün otururken aniden gözü karardı, kendine geldiğinde hastanedeydi, etrafına baktı doktor geldi, durumunu anlattı ve bir reçete verdi.

Hastanenin hemen yanında bir eczane vardı, oraya gitti ilaçlarını aldı. Eczaneden çıktı ve yürümeye başladı, kendini çok yorgun hissediyordu, bulduğu ilk banka oturdu. Uzun uzun düşündü, bir iç çekti. “Bütün bunlar yaşanmak zorunda mıydım? Tek bir şeye ihtiyacım vardı, anlaşılmak ve hayallerimi gerçekleştirmekti.” Gözleri doldu,nefes almakta zorlanıyordu, başını çevirdi yanında duran bir poşet dolusu ilaçlara baka kaldı.

Sema Aktaş
Aile Danışmanı

Gecenin Bir Vakti

Önceki makale

Bazı Kadınlar

Sonraki makale

Yazarın Diğer Yazıları

2 Yorum

  1. Elinize saglik cok onemli noktalara deginmissiniz karar yetkisi her zaman bizde olmali

    1. Aynen, hayatınıza yön verebilme yeteneğine sahip olmalısınız,bunun için kendinizi her zaman geliştirin

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha Fazla Öyküler