Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası'nı ve Kullanım Şartları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul et
HayrendişHayrendişHayrendiş
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Kategoriler
    • Aile
    • Araştırma
    • Bilim & Kurgu
    • Bilişim & Teknoloji
    • Biyografi
    • Sevgi & Aşk
    • Çeşitli Bilgiler
    • Çocuk
    • Denemeler
    • Edebiyat
      • Öyküler
      • Şiirler
      • Hatıralar
      • Mesajlar
      • Sözler
    • Eğitim
    • Felsefe
    • Finans
    • Genel
    • Gezi
    • Güncel
    • Günlük
    • Hayvanlar Alemi
    • Hukuk
    • İlahiyat
    • İş ve Meslek
    • Kişisel Gelişim
    • Kitap & Dergi
    • Kültür & Sanat
    • Maneviyat
    • Motivasyon
    • Müzik
    • Nostalji
    • Psikoloji
    • Sağlık
    • Sevgi & Aşk
    • Sosyoloji
    • Spor
    • Tarih
      • Tarihi Mekanlar
    • TV & Sinema
    • Yaşam
    • Yemek & Mutfak
  • Okuma Listem
    • Okuma Geçmişi
    • İlgi Alanları
  • İletişim
Arama
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
Okunuyor: Yaprağın Toprağına Kavuşması
Paylaş
Bildirimler Daha fazla göster
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
HayrendişHayrendiş
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
Arama
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Kategoriler
    • Aile
    • Araştırma
    • Bilim & Kurgu
    • Bilişim & Teknoloji
    • Biyografi
    • Sevgi & Aşk
    • Çeşitli Bilgiler
    • Çocuk
    • Denemeler
    • Edebiyat
    • Eğitim
    • Felsefe
    • Finans
    • Genel
    • Gezi
    • Güncel
    • Günlük
    • Hayvanlar Alemi
    • Hukuk
    • İlahiyat
    • İş ve Meslek
    • Kişisel Gelişim
    • Kitap & Dergi
    • Kültür & Sanat
    • Maneviyat
    • Motivasyon
    • Müzik
    • Nostalji
    • Psikoloji
    • Sağlık
    • Sevgi & Aşk
    • Sosyoloji
    • Spor
    • Tarih
    • TV & Sinema
    • Yaşam
    • Yemek & Mutfak
  • Okuma Listem
    • Okuma Geçmişi
    • İlgi Alanları
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
Hayrendiş > Edebiyat > Öyküler > Yaprağın Toprağına Kavuşması
Öyküler

Yaprağın Toprağına Kavuşması

Gökçe Ateş
Gökçe Ateş
Yayınlanma 31 Temmuz 2022
704 Görüntüleme
Yorum yapılmamış
Paylaş
7 Dak. Okuma
Paylaş

Nisan ayının başlarıydı… Havalar bir güneşli bir yağmurlu devam ediyordu. Yağmurlu günlerin birinde Yaprak yine evlerinden uzakta olan parka doğru başı önünde yavaş ve düşünceli adımlarla yürüyordu. Hayattan yediği darbeler onu öyle bir hale getirmişti ki yüzüne bakınca sanki bütün dünyanın yükü onun omuzlarındaymış gibi görünüyordu. Parka girdiğinde küçük bir kız gözlerini dikmiş Yaprak’a bakıyordu. Yaprak o an üzgün olsa bile bu mavi mavi gülen gözlere istemsizce gülümsedi. Ve nedense içine bir mutluluk doldu. Bu mutlulukla beraber sorgulamalar başladı. Her zamanki sorgulamalar… ‘‘Niye hayat böyle, niye benimde mutlu bir ailem yok, niye huzurlu bir yuvam yok…?’’ Bu sorgulamalarla her zaman oturduğu köşedeki banka oturdu.

Yaprak, üç kardeşli bir ailenin en küçük kızıydı. Geçen ay 17 yaşına girmişti. Yaşıtlarının derdi okul, dersler, üniversite hayalleriyken onun derdi mutlu ve huzurlu yaşayabilmek… Ablası babasının zulmüne dayanamayıp kaçarak evlenmiş. Abisi ise gündüzleri annesi ve Yaprak için nerede iş bulursa çalışan akşamları ise babalarının zulmüne karşı annesine ve Yaprak’a siper olan genç bir adamdı. Anneleri kendini öldürmek isteyen garip bir kadın ama bu isteğine engel olan şey Yaprak’ın okuduğunu, kendi ayakları üzerinde duran güçlü bir kadın olduğunu görmek ancak Yaprak’ın dersleri böyle huzursuz ortamda pek de iyi değildi. Yağmurun hızlanmasıyla artık eve gitme vaktini anlayan Yaprak ayakları geri geri gitse de eve koşar adımlarla gitti ama yağmur şiddetini artırıp sırılsıklam etmişti Yaprak’ı… Aradan bir saat geçmeden burnu akmaya, titremeye başlamıştı. Odasına geçip uykuya dalmak üzereyken babası gelmişti. Yaprak’ın elinde olmadan içine bir korku düştü. Hem hasta hem korku dolu Yaprak sabahı edebilecek miydi? Babası yine sarhoş ve bağırarak eve geldi. Yaprak’ın annesi kızı hasta diye ekstra bir çaba harcıyordu ki bağırmasın, kızı uyandırmasın diye. Ama sarhoş baba her gün olduğu gibiydi. Kadının onu susturmasına dayanamayan sarhoş adam bir anlık öfke kriziyle mutfakta tezgah üzerindeki bıçakla kadına saldırdı. Dünkü dayaktan kalan mor gözlerle ağlayarak, bağırarak sokağa kaçtı kadın. ‘‘İmdat! kimse yok muuu?’’ çığlıklarını herkes duydu ama korkudan kimse dışarı çıkmayı bırak başlarını perde arkasından bile göstermediler. Ama cesur kız Yaprak ağlama, bağırma seslerine uyanarak hasta ve uykulu haliyle hemen polisleri yığdı kapıya. Gelen polisler sarhoş adamı nezarete Yaprak’ı ise hastaneye götürdüler. Evin abisi bu olaylar olurken ekmek peşindeydi. Komşulardan olanları öğrenir öğrenmez soluğu hastanede aldı. Nefes nefese kalan abi annesinin ve kardeşinin iyi olduğunu gördükten sonra serin ve hafif çiseleyen yağmurlu gecede hastane önünde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ki bir el omuzuna dokundu. 70’li yaşlarda bir dede hüzünlü gözlerle abinin gözlerine bakarak ‘‘Ferahlık seninle olsun evlat, ölümden başka her şeye vardır bir çare. Söyle bakalım kim ölüm döşeğindeki sen böyle içli içli ağlıyorsun?’’ Genç adam şaşkınlıkla gözlerini silip omuzunu silkerek ‘‘Kimsem ölmedi, ölüm döşeğinde değil.’’ deyip gözlerini ayaklarına dikti. Dede biraz bekledi, gökyüzüne baktı epey. Sonra dönüp gence dedi ki ‘‘Benim can yoldaşım ölüm döşeğinde ve ben ondan ayrılmaya hala hazır değilim, hiçbir zamanda hazır olacağımı sanmıyorum.’’ dedi hüzünlü ses ve dolu gözlerle. ‘‘Eğer sevdiklerin hayattaysa kalk sorun neyse savaş onunla. Daha gençsin, kuvvetlisin, pes etme. İnsan kendisi için olmasa bile sevdikleri için ayakta kalmalı, güçlü olmaya çalışmalı…’’ deyip sessizce hastaneye doğru yöneldi. Dedenin söyledikleri abinin kafasına dank etti. Dedenin haklı olduğunu kabul ederek annesi ve kardeşinin yanına gitti. Onlara sımsıkı sarılarak ‘‘Bundan sonra her şey farklı olacak…’’ dedi sessizce.

Birkaç gün sonra Yaprak hastaneden çıktı. Babasının cezaevine girdiğini annesinin ise babasından boşandığını öğrenince Yaprak hem bir rahatlama hemde bir endişe hissetti. Ama abisinin dediği gibi her şeyin farklı olacağının farkındaydı. Akşam yemeğinden sonra üçü kafa kafaya verip ne yapacaklarını konuşurken annesi çoktandır verdiği kararı açıkladı. ‘‘Alaçatı’ya anneannenizin yanına yerleşeceğiz. Zaten annemde hep gelin diyordu. Biliyorsunuz Zeliha sultanın orada bir kafesi de var. Orada da çalışırız. Ne dersiniz?’’ diye sordu çocuklarına. Abi kardeş birbirlerinin yüzüne bakarak düşüncelere daldılar. İkisine de mantıklı geldi. Her şeyi geride bırakıp yeni bir hayatın hepsine iyi geleceğini biliyorlardı.

Uzun bir otobüs yolculuğundan sonra Alaçatı’ya vardıklarında Alaçatı’nın hayallerindeki güzellikten daha güzel olduğunu gördüler. Evlerin bahçe duvarlarından sarkan renkli çiçeklerle sarmaşıklarla dolu dar sokaktan geçerek sokağın sonundaki mavi renkli, bahçesi çeşit çeşit çiçeklerle ve kokularla dolu olan Zeliha sultanın evine vardılar. Yaprak Alaçatı’ya hayran kalarak şimdiden buradaki hayatını hayal etmeye başladı. Zeliha sultan bahçesine güzel bir sofra kurmuştu. Yöresel yemeklerinden yapmıştı. Yaprak ile abisi güzelce karınlarını doyurup odalarına çekildiler. Zeliha sultan ile kızı sofrada kalıp dertleşip hasret giderdiler. Zeliha sultan kızının haline içten üzülüyor ama bunu kızına göstermekten kaçınarak kırışmış yüzüne tatlı bir gülümseme yerleştirerek ‘‘Yaprak’ı buradaki liseye yazdıracağız, sizde benimle kafede çalışacaksınız, zaten ben artık yaşlandım, yetişemiyorum kafeye…’’ dedi.

Yaprakgil artık Alaçatı’ya alışmış, yıllardır orada yaşıyormuş gibi hissediyorlardı. Yaprak okula da kaydını yaptırmış, yeni arkadaşlarıyla okuluyla kaynaşarak derslerine sıkıca sarılmıştı. Bu sene Yaprak’ın lisede son yılıydı 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanmak istiyordu. Onun içinde gecesini gündüzüne katmaya başlamıştı. Alaçatı’da kış soğuk yüzünü göstermiş hemen hemen her gün yağmur yağıyordu. Yerli insanları dışında tatilciler çoktan gitmişlerdi. Kafelerini kapatmış günlerini evde geçiriyorlardı. Yaprak gündüzleri okulunda geceleri de dersinin başındaydı. Kendine çok inanıyordu. Hukuk Fakültesini kazandığı gözünün önündeydi. Uyanıkken hayalinden uykudayken rüyasından çıkmıyordu. Aylarca çalışıp girdiği sınavın tercihleri sonucunda çok istediği 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandı. Tercih sonucu açıklandığı an Yaprak sevincinden annesinin boynuna sarıldı, hüngür hüngür ağlayarak ‘‘Annee oldu bak, istediğim yeri kazandım. Çok güzel hayatımız olacak. Seni çok seviyorum anne iyi ki varsın. Senden güç aldım, senin için kazandım…’’ dedi. ‘‘Annesi de kızına sarılıp ağlayarak bende sizden güç aldım, sizin için sizin geleceğiniz için her şeyi geride bırakıp yeni bir düzen kurdum ya…’’ dedi.

Yaprak için alışverişler yapıldı. Eksikleri tamamlandı. Valizi hazırlandı ve İzmir’e gitme günü geldi. Valizini otobüsün bagajına yerleştirdikten sonra ailesiyle tek tek görüştü. Bir yandan da gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu. Anneannesi duygusallığın farkına varıp ‘‘Ne yapıyorsunuz böyle? İzmir dibimizde. Her hafta sonu o gelecek biz gideceğiz.’’ dedi. Ve Yaprak otobüse çıkarak koltuğuna yerleşti. Otobüs harekete geçince Yaprak’ın içinde anlamlandıramadığı duygu seli yaşandı. Fark etti ki bu duygular onu mutlu ve inançlı hissettiriyor. Gözlerini kapatarak kendini yola bıraktı…

Bu Yazarın (Gökçe Ateş) Diğer İçerikleri:

Şifalı Sevgi

Eşrefi Mahlukat

İnsan

Bilge Öğretmen

Hayal ve Umut

ETİKETLER:Gökçe AteşhikayeönerilenleröyküYaprak ve Toprak
Bu İçeriği Paylaş
Facebook Whatsapp Whatsapp Bağlantıyı kopyala Yazdır
Tepki Ver
Hayran0
Mutlu0
Üzgün0
Uykulu0
Sinirli0
Şaşkın0
Göz Kırp0
Avatar photo
YazanGökçe Ateş
Bağlantılar:
Yazar
Önceki İçerik Eş Cinsellik Bir Hastalık mı Yoksa Sapma mıdır
Sonraki İçerik Ağıt
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sosyal Medya

FacebookBeğen
XTakip Et
InstagramTakip Et
YoutubeAbone Ol

Yeni İçerikler

Hasan Çavuş
Ahmet Furkan Demir
Öyküler
11 Mayıs 2025
25 Görüntüleme
Anam
Mehmet Emci
Şiirler
11 Mayıs 2025
20 Görüntüleme
Renkli Boncuklar
Emine Ekinci
Denemeler
11 Mayıs 2025
17 Görüntüleme
İmanın Has Bahçesinde Güllerimizi Ektikten Sonra
Mehmet Aluç
Denemeler Maneviyat
10 Mayıs 2025
48 Görüntüleme
Çocuklara Eleştirel Düşünmeyi Kazandırmak: Neden, Nasıl, Ne Zaman?
Burcu Şengül
Çocuk Eğitim
10 Mayıs 2025
41 Görüntüleme

En Çok Yorumlananlar

Minimalizm
Yaşam
Pilav
Hatıralar Öyküler
26 yorum
Aynanın Söylediği
Öyküler
26 yorum
Yorgunuz
Güncel
26 yorum
Her Şey Kendini Tanımakla Başlar
Öyküler
25 yorum

Bunları da beğenebilirsin

Maneviyat

Beden mi? Yürek mi?

23 Haziran 2024
Şiirler

Şimdi Sevmek Zamanı

12 Mart 2023
Denemeler

Dodo’yu Beklerken, Kendimden Kendime

16 Temmuz 2023
Eğitim

Öğrenme Güçlüğü ve Akademik Başarı

21 Ekim 2024
//

Hayatın Lezzeti “Hayrendiş” Olmakta!

Kurumsal

  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim

Hızlı Menü

  • Tüm Gönderiler
  • Bugün Eklenenler
  • Okuma Listem
  • İlgi Alanları
HayrendişHayrendiş
Bizi takip edin
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
Tekrar Hoş Geldiniz!

Hesabınıza giriş yapın

Username or Email Address
Password

Şifreni mi unuttun?