Kültür & Sanat

Yaratıcı Dramanın Önemi

7

SOSYAL HİZMET MESLEĞİ VE SOSYAL HİZMET EĞİTİMİNDE YARATICI DRAMANIN ÖNEMİ

1. Yaratıcı Drama Nedir?

Yaratıcılık kavramının birçok alanda kullanıldığı bilinmektedir. Özellikle son beş yüzyılda yaratıcılık kavramı sanatın her alanında kullanılmaya başlanmıştır. Günümüz dünyasında ise sanattaki yaratıcılık yerini bilim ve tekniğe bırakmıştır. Bilim ve teknik alanlarında gösterilen yaratıcılık önemle vurgulanmakla birlikte, insan eliyle gerçekleştirilen her çalışmada bir yaratıcılık bulunmaktadır (San, 1985) . Yaratıcılık, insan doğasında bulunan var edebilme yeteneği olarak açıklanabilir ve insanın olduğu her bölgede ve bireyin ürettiği her parçada kendisinin yeniden yapılanmasına izin verir.

Bireyin ortaya yeni bir ürün çıkarmak için yaptığı her eyleminde kendisine yönelik öz düzenlemesi mevcuttur. Bu, kişinin ortaya çıkaracağı olguyla ilgili olarak bir formülasyon hazırlamasından geçmektedir. Öz düzenleme, bireyin öğrendikleri, anlamlandırmaları ve uygulamaya yansıtması arasındaki bağlantıyı nasıl kuracağına dair fikir sahibi olmasında yardımcı olur (Schunk, 2001). Öz düzenleme kavramını somut olarak temsil edebilecek en güzel örnek öğrencilerin akademik kariyerlerinde sergiledikleri tutum ve davranışlarıdır. Öğrenciler akademik kariyerleri süresince karşılaştıkları durumun özelliklerine ve gerekliliklerine uygun yorum yapabilmek ve fikir üretebilmek için doğru olarak varsaydıkları düşüncelerini gözden geçirirler. Oluşturulan yoruma bağlı olarak hedef belirlerler. Daha sonra, ürünü ortaya çıkaracak taktik ve stratejileri uygulamaya başlarlar. Bu stratejiler bilişsel, duyusal ve davranışsal olabilir. Kendini verme stratejileri ve gelişmiş ürünler, öğrenmeyi hedefleyen birey için içsel dönüt oluşturur (Adıgüzel Ö. , 1994).

İçsel dönüt, bireyin kişilik inşasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Öğrenen kişinin kendisini değerlendirmesi anlamına gelir ve öğrenenin becerilerini ve performansını tanımak ve geliştirmek için yararlı bir araç olabilir. Özetle bireye farkındalık ve iç görü kazandırır. Yaratıcı drama içsel dönüşün oluşması konusunda bu noktada devreye girmektedir.

Peki bu yazının asıl konusu olan yaratıcı drama nedir? Bu noktada öncelikle drama ve yaratıcı drama konusundaki ayrıma dikkat edilmelidir. Drama bir kavramı, bir olguyu, bir düşünceyi, bir cümleyi ya da yaşantıyı veya olan bir şeyi yerleşik tiyatro tekniklerinden yararlanarak oyun ya da oyunlar geliştirerek canlandırma anlamına gelmektedir. Yaratıcı drama ise aynı tekniklerin bilişsel örüntü vasıtasıyla yeniden düzenlenerek yaşam deneyimlerinin ve barındırılan duyguların yansıtılması anlamına gelir. Daha çok ‘oyunsu’ süreçler kastedilir (San, 2002). Eğitim programlarının öğeleri incelendiğinde; amaç, kapsam, kapasite ve değerlendirme bölümlerinden oluştuğu görülmektedir. Birey herhangi bir şeyi öğrenip içselleştirmek için bu süreçlerden geçer. Yaratıcı drama ile de içsel durumlar ve düşünceler eyleme dönüşmektedir. Eğitim planında olduğu gibi yaratıcı dramada da bir şeyleri öğretme ve farkındalık oluşturma hedefi bulunmaktadır. Yaratıcı drama ile kişi düşünür, plan yapar, organizasyonlarda bulunur. Düşünce ve davranış kalıplarını anlamlı eylemlere dönüştürür. Yaratıcı drama etkinliğinin öğrenme modeli, kişinin bilgiyi bizzat keşfetmesi üzerine kuruludur. Bireyi öğrenme sürecinde etkin kılarak deneyimleyerek öğrenmesine imkan tanıyan, kendini gerçekleştirmesine ve yaratıcı, üretken bir birey olmasına kısaca kişinin bütün yönleriyle gelişmesine katkıda bulunan bir yöntem olarak görülen yaratıcı drama günümüzde eğitim kurumları ve farklı kurumlarda da sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır (Kaf, 2000). Sosyal hizmet müdahalelerini uygulayan ve sosyal hizmetler veren kurumlarda bu kurumlar içerisinde geçmektedir.

Yaratıcı dramanın tek amacı yalnızca bir şeyleri öğretmek, bilinç ve farkındalık kazandırmak değildir. Ayriyeten eylemde bulunan kişiyi mutlu etmeyi hedefler. Yaratıcı drama birçok düşünüre göre ortak bir geçmişe ve yaşantılara dokunmak demektir. Sanatın her alanında küresel dil nasıl hem kişiye hem de tüm insanlığa ulaşabiliyorsa yaratıcı drama da aynı dili oyun yoluyla sağlamakta, hem bireye hem de insanlığa dokunmaktadır. Yaratıcı drama oyunları sırasında herkes kendisinden bir şeyler bulmakta, bir grupla birlikte olma, ait olma duygusu yaratıcı dramanın verdiği keyfi ve bağlılığı artırmaktadır (Okvuran, 2012).

Drama çalışmaları, uzman kişiler tarafından katılımcıya, bilişsel, fiziksel ve duygusal olarak dramatik bir ortamda var olma imkanı sunacaktır. Sağlanan bu imkan, katılımcıların kendi potansiyelini fark etme, kendini ifade etme ve tanıtabilme, yaratıcılık gelişimi, kendini başkalarının yerine koyarak empatik düşünce gibi becerilerin gelişiminde önemli bir katkı sağlamanın yanı sıra, en önemlisi drama etkinliğinin içerisinde yer alan bireyleri mutlu edecektir (Sağlam, 2004, s. 11).

Yaratıcı drama gelişim, öz güven, kendini tanıma, yaratıcılık, eleştirel bakış, problem çözme ve probleme farklı bakış açıları sunma gibi nitelikleri kazandıran etkili bir yoldur (Genç, 2003). Yaratıcı dramanın bir eğitim yöntemi olarak kullanılması modern toplumdaki bireylerin toplumsal ilişkilerini düzenlemesine, üretmesine ve kendini göstermesine imkan vermektedir. Yaratıcı drama aracılığıyla olaylar ve durumlarla bunların arasındaki bağlantılar kolayca öğrenilebilir. Yaratıcı drama dolaylı yoldan anlatılır, bu nedenle başkalarının davranışlarını ve insanın kendi davranışlarını emin bir mesafeden gözleme imkânı vardır. Bugünün sorunları, geçmiş ve gelecekte araştırılabilir (Kara & Çam, 2007). Psikoloji ve sosyal hizmet meslekleri gibi ruh sağlığıyla ilgilenen diğer meslek dallarının kendi odaklarında yürüttükleri mesleki müdahalelerinde görülen ‘şimdi ve burada’ ilkesine alternatif olarak yine bu mesleklerde kullanılabilen bir çağrışım ve eğitim yöntemidir. Bireye öz disiplin ve kendini yönetebilme yetisi kazandırması yaratıcı drama yaklaşımının en önemli özellikleridir.

Özetle yaratıcı drama, drama oturumuna katılan üyelerin yaşam deneyimlerinden, duygu ve düşüncelerinden yola çıkarak sergiledikleri eylemlerdir. Bir olay ve/veya kavram üzerindeki düşünceye odaklanmaları sonucunda yaptıkları doğaçlamalar ile başkalarından bir şey öğrenmeleri ve başkalarına kendi deneyimlerini öğretmeleri sürecidir. Yaratıcı dramanın bireye kattığı özellikler şu şekilde listelenebilir:

  • Yaratıcılık ve estetik geliştirme,
  • Eleştirel düşünme yeteneğini geliştirme,
  • Sosyal gelişim ve birlikte çalışma becerilerini geliştirme,
  • İletişim becerisi geliştirme,
  • Problem çözme becerilerini geliştirme,
  • Sanat ruhunu güçlendirme,
  • Hayal gücünü geliştirme,
  • Empati kurabilme,
  • Bağımsız düşünebilme.

2. Yaratıcı Dramanın Tarihçesi

Drama kelimesi Yunanca kökenli olmakla birlikte Türkçede kavramsal bir karşılığı bulunmamaktadır. Hareket etme, hareket halinde olma anlamlarına gelmektedir. İlk olarak İngiltere ve Amerika’da örneklerine rastlanmıştır. Sonrasında Avrupa ülkelerinde yayılım göstermiştir. Carl Gross, Harriet Finlay-Johnson, Winifred Word, Viola Spolin, Dorothy Heathcote, John Deweyn, Henry Coldwwey Cook, Peter Slade, Brian Way Slade, Betty Jone Wagner, Balton, McCaslin bu alanın gelişmesinde katkıda bulunmuş isimlerdir. Türkiye’de ise Tamer Levent, İsmail Hakkı Baltacıoğlu ve İnci San drama çalışmalarının gelişmesinde ve yaygınlaşmasında liderlik etmiş olan kişilerdir (San, Eğimde Yaratıcı Drama, 1991, s. 576).

Yaratıcı drama eğitimde ve rehabilite edilmesi gerekilen belirli kurumlarda sıklıkla başvurulan yöntemlerdendir. Yaratıcı drama Türkiye’de bu raddeye gelene kadar tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi farklı zamanlarda farklı tanımlamalar ile eğitim sürecinde ve sosyal hayatın içerisinde yer almıştır. İlk olarak Cumhuriyet’in kuruluş dönemlerini kapsayan 1926-1927 senelerinde İlkokul Programı’nda dramatizasyon kelimesine rastlanılmıştır. 1950 yılına doğru gelindiğinde ilk ve ortaokullarda sergilenen gösteriler drama faaliyetlerinin bir bölümünü kapsamaktadır. 1962 senesinde ortaokul düzeyi etkinliklerinde drama ‘temsil yoluyla canlandırma’ olarak açıklanmıştır. 1965’lerde ise derslerin anlatımında bir metot olarak kullanılmıştır ve 1968 yılında 7 ila 11 yaş arası çocuklarda dramatize etme kelimesine rastlanılmıştır (İçelli & Polat, 2014).

Türkiye’de eğitimde yaratıcı dramanın yakın tarihini 1980’den önceki senelerde ve 1980’den sonraki senelerde iki bölüme ayırarak incelemek daha sağlıklı olacaktır. Bunun nedenlerinden biri Türkiye’de yaratıcı drama sahasında başı çeken iki sanat insanının yaratıcı drama noktasında ki ilk ortak yanlarını bulma zamanlarının 1982 yılı olması ve o vakte kadar bilindiği düşünülenin aksine, modern ve şu anki anlamdaki yaratıcı drama anlayışının varlığını bu yıllarda hissettirmeleridir. 1980’lerin başında gerçekleşen birleşmenin yaratıcı drama araştırmalarını arttığını söyleyebiliriz. Bu İki sanat insanı birleşmeseydi ülkemizde eğitim ve öğrenimde yaratıcı dramanın yakın geçmişi ya da başlangıç öyküsü bu zamanlardan çok daha başka vakitlere doğru evrilecekti (Adıgüzel H. Ö., 2008).

1970 yılının ikinci yarısından ve özellikle 1980 yılından sonra yaratıcı drama modern yöntemlerle daha sistemli bir hale getirilmiştir. Bilimsel olarak ele alınmış ve eğitimde soyut olan kavramların daha kolay anlaşılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Akademik ve kuramsal çalışmaların yanında atölye, kurslar ve belirli sağlık kurumlarında da yaratıcı dramadan bir etkinlik olarak yararlanılmaya başlanılmıştır.

3. Sosyal Hizmet Mesleğinde Yaratıcı Dramanın Önemi

Sosyal hizmet mesleği bilindiği üzere yardım temelli ilerleyen ve doktrinleri olan profesyonel bir meslektir. Birey, toplum ve gruplar üzerinde gerçekleştirilecek olan mesleki müdahalelerin sonucunda sosyal değişim ve gelişime, sosyal entegrasyona, bireylerin öz kontrol kazanmalarına ve özgürleşmesine yardımcı olur. Özellikle meslek elemanlarının toplum içerisine çıkarak sahada çalıştığı bir meslek ve mesleğin temelini oluşturan bilgi kaynağını bilimsel ve sosyal çalışmalar sonucu elde eden akademik bir disiplindir.

Sosyal Hizmet Uzmanları Federasyonu ve Uluslararası Sosyal Hizmet Okulları Birliğinin 2014 yılında revize ettiği açıklama ile sosyal hizmet mesleğinin tanımı geliştirilmiş ve güncellenmiştir. Tanımın son kısmına bakıldığı zaman ‘sosyal adalet ve insan hakları, ortak sorumluluk ve çeşitliliğe saygı’ sosyal hizmet mesleği için temel teşkil eden, yaşamdaki güçlükleri işaret etmek ve iyilik halini geliştirmek üzere insanları ve yapıları bir araya getiren bir meslek olarak tanımlanmıştır (Akbaş, 2019, s. 1958).

Sosyal hizmet mesleğini diğer meslek gruplarından ayırt edecek birtakım özellikler bulunmaktadır. Etkili iletişim, etkin dinleme ve kendini ifade edebilme mikro beceriler içerisinde yer alan önemli ayırt edici özelliklerdir. Mikro becerilerden olan dinleme becerisi sözsüz iletişim becerisidir ve birey, aile ve terapötik gruplarla girilen etkileşimler kadar çalışılan kurumda her daim kullanılması gerekilen bir beceridir (Seafor & Horejsi, 2002). Yapılan hizmetler bir müdahale ya da yalnızca bir iş ile kendisini kapalı kapılar ardına kapatmaz. Bir örnek ile desteklemek gerekirse, yaşlı alanında çalışan bir meslek elemanı için yaşlı ile gerçekleştirdiği ikili sohbette, muhatap olduğu kişinin sorununa saygı ile kulak vermelidir. Bireyi asıl problemin ne olduğu üzerine bilgilendirmekle yükümlüdür. O yaşlının problemini çözecek ya da en aza indirecek, o kişiye özgü çözümleri, önlemleri bulup ortaya çıkartmalıdır (Tomanbay, 2007). Sosyal hizmet uzmanı, mesleki çalışma yürüttüğü kişiye karşı sorumlu olduğu için maksimum faydayı sağlamak amacıyla çabalamalıdır. Görüşme yaptığı yaşlı birey ile çözüm önerilerini konuşmalı ve müracaatçısının içine sinecek olan düşünceyi benimsetmelidir. Alternatif olarak üretilen çözüm önerileriyle problem sahibinin sorunlarının çözüleceği fikrine inandırmalı ve yaşlı bireyin düşünce ve davranışlarında değişiklik meydana getirmelidir.

Bu noktada müdahale sürecini yöneten meslek elemanının mesleki yetkinliği, bilgi ve becerileri konusundaki yeterliliği ön plana çıkmaktadır. Müracaatçılarına en iyi hizmeti sunma noktasında etkin bir meslek elemanı olması için kişisel yeterliliklerinin yanında mesleki ve kişisel özelliklerini geliştirecek birtakım eğitimler almalıdır. Daha öncede bahsedildiği gibi sosyal hizmet eğitimi bilgi, beceri ve değer temeline dayanmaktadır. Bu eğitim 4 yıllık lisans eğitiminin sona ermesiyle bitmediği gibi yaşam boyu öğrenme modeliyle desteklenmeli ve meslek hayatında da devam etmelidir. Yaşa, bilgi sağla ve rol yap tekniğine bağlı olan yaratıcı drama ise sosyal hizmet eğitim sürecinde, sosyal hizmet mesleğine dair beceri ve değerlerinin kazandırılmasında bir metot olarak uygulanabilmektedir. Yeni bir şeyler düzenlemeyi, yaratıcılığı ve etkili iletişim becerilerinin ilerlemesini de amaçlayan yaratıcı drama, meslek elemanlarının uygulama süreçlerinde kılavuzluk eden bir rehber niteliğindedir. Yaratıcı drama eğitimi ülkemizde ki bazı üniversitelerin sosyal hizmet lisans bölümlerinde üniversite ya da bölüm seçmeli dersi olarak verilmektedir. Yaratıcı drama eğitiminin sosyal hizmet eğitiminde yaygınlaştırılmasının sosyal hizmet lisans bölümü öğrencilerinin ve sosyal hizmet uzmanlarının hem kişisel hem de mesleki gelişimlerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir (Nazlıer & Akoğlu, 2018, s. 251).

Etkili iletişimin, yardım edici ilişkinin en temel bileşenlerinden olduğu bilinmektedir (Özcan, 1996). Yapılan çalışmalarda sosyal hizmet uzmanı ve öğrencileri üzerinde etkili iletişim, kendini ifade edebilmenin geliştirilmesi, etkin dinleme, sorun çözümünde yaratıcı düşünmenin geliştirilmesi konusunda yaratıcı drama eğitiminin oldukça etkili olduğu gözlenmiştir. Elif Gökçearslan Çiftçi ve Hasan Hüseyin Altınova, Sosyal Hizmet Eğitiminde Yaratıcı Drama Yöntemiyle İletişim Becerisi Geliştirme: Ders Uygulaması Örneği isimli çalışmasında yaratıcı drama yönteminin sosyal hizmet öğrencilerinin iletişim becerilerine etkisi incelemiştirler. 28 deney grubu, 26 kontrol grubu ile toplam 54 denekle yürüttükleri çalışmada bulgular kısmında deney grubundaki deneklerin iletişim beceri düzeyleri, kendilerini ifade edebilme yetileri ve öz güvenli tutum sergilemelerinde anlamlı bir artış meydana geldiğini, kontrol grubunda ise bu artışın olmadığı görülmüştür.

Sonuç olarak sosyal hizmet öğrencilerine ve sosyal hizmet uzmanlarına iletişim becerilerinin, sosyal becerilerinin, grupla çalışma becerilerinin, problem çözme becerilerinin ve empati kurabilme yeteneklerinin geliştirilmesi gerektiği, bunun için de yaratıcı drama vb. sanat etkinlikleri programlarının uygulanmasının yarar sağlayacağı söylenebilir.


Kaynakça

  • Adıgüzel, H. Ö. (2008). Türkiye’de Eğitimde Yaratıcı Dramanın Yakın Tarihi. Yaratıcı Drama Dergisi, 7-49.
  • Adıgüzel, Ö. (1994). Eğitimde Yeni Bir Yöntem ve Disiplin: Yaratıcı Drama. Çukurova Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi 1. Eğitim Bilimleri Kongresi, (s. 522-532). Adana.
  • Akbaş, E. (2019). Sosyal Hizmetin Revize Edilen Küresel Tanımının Gösterdikleri: Paradigma Değişimi. Turkish Studies – Social Sciences, 1945-1956.
  • Genç, H. (2003). Eğitimde Yaratıcı Dramanın Alımlanması . Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24, 196-205.
  • İçelli, O., & Polat, R. (2014). Fen Eğitiminde Yaratıcı Drama Desenleri. İstanbul: Maya Akademi Yayınları.
  • Kaf, Ö. (2000). Hayat Bilgisi Dersinde Bazı Sosyal Becerilerin Kazandırılmasında Yaratıcı Drama Yönteminin Etkisi. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (6), 173-184.
  • Kara, Y., & Çam, F. (2007). Yaratıcı Drama Yönteminin Bazı Sosyal Becerilerinin Kazandırılmasına Etkisi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 145-155.
  • Nazlıer, E. N., & Akoğlu, G. (2018). Sosyal Hizmet Eğitiminde Yaratıcı Dramanın Önemi. Yaratıcı Drama Dergisi, 251-260.
  • Okvuran, A. (2012, Kasım 27). IDEA Dünya Yaratıcı Drama Günü Ulusal Drama Bildirgesi. 2012 IDEA Dünya Yaratıcı Drama Günü Ulusal Drama Bildirgesi.
  • Özcan, A. (1996). Hemşire Hasta İlişkisi ve İletişim. İzmir: Saray Medikal Yayıncılık.
  • Sağlam, T. (2004). Dramatik eğitim: Amaç mı? Araç mı? (17). Tiyatro Araştırmaları Dergisi, 4-22.
  • San, İ. (1985). Sanat ve Eğitim. Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları.
  • San, İ. (1991). Eğimde Yaratıcı Drama. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimler Fakültesi Dergisi, 573–582.
  • San, İ. (2002). Yaratıcı Drama, 1985-1986 Yazıları. Ankara: Naturel Yayıncılık.
  • Schunk, H. (2001). Social Cognitive Theory and Self-Regulated Learning, SelfRegulated Learning and Academic Achievement Theoretical Perspectives. New York: Taylor & Francis Group.
  • Seafor, B. W., & Horejsi, C. R. (2002). Techniques and Guidelines for Social Work Practice. Boston: Tenth Edition.
  • Tomanbay, İ. (2007, Ağustos). Yaşlılara Yönelik Sosyal Hizmetler. Ankara, Türkiye.
Fatmanur Liva Çetin
Psikolog/Sosyal Hizmet Uzmanı

Misafir Bereketi

Önceki makale

İyimserlik

Sonraki makale

Yazarın Diğer Yazıları

7 Yorum

  1. Harika. Gayet açıklayıcı ve öğretici. Cümleler çok açık ve net.. harikasınız liva hanım

    1. Selamınaleyküm öncelikle bu yararlı açıklayıcı cümleleriniz için sizi çok tebrik ve teşekkür ederim yaratıcı drama tam anlamı ile bu olmalı teşekkürler liva hanım?

  2. Mükemmel bir kalem.Fazlasıyla açıklayıcı ve öğretici.Tek kelimeyle kusursuz.Tebrik ederim Liva hanım.

    1. Mükemmelsiniz liva hanım çok acıklayıcı ve güzel elinize sağlık

  3. Daha önce drama çalışmasına katıldığım Liva psikoloğumla bu yazı altında rastlaşmak güzel oldu, ülkemizde gözlerinden başarı çıkan kadınların sayısının artması temennimdir

  4. Eline emeğine yüreğine sağlık. Başarıların daim olsun

  5. cok basarili ve aydinlatici bir yazi olmus
    yazilarinizin devamini basarilarinizinda daim olmasi ile kaleminize saglik liva hanim

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha Fazla Kültür & Sanat