Dünyamız hızla teknoloji alanında ilerliyor. Artık yapay zekâ, hızlı bir şekilde bizleri esir alarak beyin nöronlarımıza hükmediyor.
Eskiden bir günlük yolculuk yaparken pek çok olumsuz şartları yaşıyorduk. Artık teknoloji sayesinde aynı yolu daha hızlı ve güvenli şekilde seyahat ediyoruz. Zamandan tasarruf sağlıyoruz. Ancak her şey tam olarak güllük gülistanlık gibi görünse de, aslında öyle değil.
Teknoloji, bizleri tembelleştirerek düşünce sistemimize darbe vuruyor. Çocuklar oyun üretmek yerine ellerine tablet alarak dört duvar arasına sıkışıyor; böylece sanal bir Z kuşağı yetişiyor.
Sanal zehir adeta kanımıza kadar işlemiş durumda. Teknolojinin faydalı yönlerini kullanmak yerine, çoğu zaman zarar veren tarafını tercih ederek kolay bir yaşam sürmeye çalışıyoruz.
Mesela, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte okuma alışkanlığımız sona erdi. Kütüphaneye gitme fikrimiz ortadan kalktı. Kitap yazmak kolaylaştıkça, kitapların eski otoritesi sarsıldı; bu durum, adeta kanayan bir yaramız hâline geldi.
İnternet üzerinden, ne yazık ki art niyetli insanlar yüzünden masum vatandaşlarımızın hesapları çalınıyor ve büyük soygunlar gerçekleştiriliyor.
Vergi kaçakçılığı yoluyla da ülkemize büyük maddi zararlar veriliyor.
İleri teknolojinin kullanım amacı farklılaştıkça birçok zarara yol açabiliyor:
- Sanal kredi ile yaşlı vatandaşlarımızın maaşlarının çalınması,
- Organ mafyalarının bu teknolojiyi kullanarak çaresiz insanların organlarını satması,
- Teknolojinin amacı dışında kullanılarak suçsuz insanların yaşam hakkını elinden alan silahların üretilmesi,
- Korsan kitap basımı yoluyla emeğe saygısızlık edilmesi,
- Sahte ilaç üretimiyle büyük vurgunlar yapılması gibi.
Peki, insanoğlu ne yapıyor?
Kolay yoldan kazanılan maddi kazançlar, bizlere ileride büyük zararlar verecektir.
Bir kitap yazarı, araştırmadan, sadece kopyalayarak kitap yazdığında haksız kazanç elde etmiş olur.
Korsan kitap yazımı, kopya çeken öğrenci, sahte ilaç mümessili, sanal dolandırıcılar ve diğer kötü niyetli kişiler, ileri teknolojiyi amaç dışı kullanarak zarar veriyor.
Oysa bizler, emeksiz kazancın topluma zarar vereceğini bilmeliyiz.
