“Hayata doymak bilmez bir merakla yaklaş ve kesintisiz öğrenmek için sürekli arayış içinde ol… (Leonardo Da Vinci)
Merak iki türdür: geliştirici ve geçiştirici.
Geliştirici merak, öğrenmeye ve bilgilenmeye açık bir meraktır. Sürekli araştırma “açlığı” yaşanır; bunu yaşayanlarda bu açlık hiç bitmez, bilakis öğrendikçe daha çok “aç” kalırlar. Çünkü insan bilgilendikçe ne kadar küçük ve hiç olduğunu fark eder; küçüldükçe sadeleşir. Bana göre insanı üç önemli unsur terbiyelendirir: ailesi, öğretmeni ve okudukları… Doğru ve yerinde söylenmiş anlamlı bir cümle bile insanın bütün hayatını değiştirebilir. Kavramak bunun için çok önemlidir. İnsanın varlığını anlamlandıran meraklardan biri de budur. Örneğin: Bir binanın inşasını merak edip yapılışından tut, son tuğlasına kadar bilgileri öğrenmek insana neler katmaz ki? Bu bilgileri öğrenmeden önce en azından tarih, matematik ve kültürle ilgili önemli dataların ortaya konulacağı aşikârdır… Bu şekilde bir sürü bilgiye ulaşabiliriz. Şimdiki zamanda gelişmek ve bilgiye ulaşmak çok basit; internet üzerinden merak ettiğin bilgiye ulaşmak 0.80 salise bile değil…
Bir de geçiştirici merak var. Ortada bir merak var ama içindeki bilgiler geçiştirici anlam taşıyor; yani o merak öğretici ve eğitici değil de, öğrenmek adına geçiştirerek öğrenmeyi kapsıyor. Örneğin: Okula gittiğinizde edebiyat fenninden bir yazarın hayatından bahsedeceksiniz; siz o yazarın biyografisini öğretmenden iyi puan almak için okursunuz. Burada amaç öğrenmek değil, iyi puan almak… Böyle olduğu takdirde amaç, niyete geçiştirici hizmet etmiş oluyor.
Bir de meraklar içinde nereye sığdıracağımı bilemediğim boş merak vardır ki bu, insanların genelde kendi hayatları dışında dışsal olan her şeyle ilgilenmeleridir. Mesela: Magazin programları bu işleri yapar. Bu merakın beni şaşırtmayacak bir yanı da var ki, böyle meraklar insanı salaklaştırıyor; mantığı devre dışı bırakıyor…
Yani merak iyidir ama sizi geliştiriyorsa… Amaç her şeyi merak etmek değil de, anlamlı, önemli, öğrendikten sonra hem size hem de başkalarına yararı dokunacak merakı keşfetmektir. En güzeli ise ruhunuzun merak ettiği, ona iyi geldiği meraktır.
Hayat bize sürekli “oku” diyor, yani araştır ve geliş. Çünkü insan gelişmesi gereken bir varlık; insan hayata anlam katmadığı, hayatın içinde anlam bulmadığı ve gelişmediği sürece hayatını boş meraklarla geçirir durur. İnsan gibi anlamlı bir varlığın zamanını boş merakla geçirmesi o anlama yazık eder. Anlamlı meraklarda buluşmak dileğiyle..
















