Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası'nı ve Kullanım Şartları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul et
HayrendişHayrendişHayrendiş
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Kategoriler
    • Aile
    • Araştırma
    • Bilim & Kurgu
    • Bilişim & Teknoloji
    • Biyografi
    • Sevgi & Aşk
    • Çeşitli Bilgiler
    • Çocuk
    • Denemeler
    • Edebiyat
      • Öyküler
      • Şiirler
      • Hatıralar
      • Mesajlar
      • Sözler
    • Eğitim
    • Felsefe
    • Finans
    • Genel
    • Gezi
    • Güncel
    • Günlük
    • Hayvanlar Alemi
    • Hukuk
    • İlahiyat
    • İş ve Meslek
    • Kişisel Gelişim
    • Kitap & Dergi
    • Kültür & Sanat
    • Maneviyat
    • Motivasyon
    • Müzik
    • Nostalji
    • Psikoloji
    • Sağlık
    • Sevgi & Aşk
    • Sosyoloji
    • Spor
    • Tarih
      • Tarihi Mekanlar
    • TV & Sinema
    • Yaşam
    • Yemek & Mutfak
  • Okuma Listem
    • Okuma Geçmişi
    • İlgi Alanları
  • İletişim
Arama
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
Okunuyor: Mevsimsiz Şehirler
Paylaş
Bildirimler Daha fazla göster
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
HayrendişHayrendiş
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
Arama
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Kategoriler
    • Aile
    • Araştırma
    • Bilim & Kurgu
    • Bilişim & Teknoloji
    • Biyografi
    • Sevgi & Aşk
    • Çeşitli Bilgiler
    • Çocuk
    • Denemeler
    • Edebiyat
    • Eğitim
    • Felsefe
    • Finans
    • Genel
    • Gezi
    • Güncel
    • Günlük
    • Hayvanlar Alemi
    • Hukuk
    • İlahiyat
    • İş ve Meslek
    • Kişisel Gelişim
    • Kitap & Dergi
    • Kültür & Sanat
    • Maneviyat
    • Motivasyon
    • Müzik
    • Nostalji
    • Psikoloji
    • Sağlık
    • Sevgi & Aşk
    • Sosyoloji
    • Spor
    • Tarih
    • TV & Sinema
    • Yaşam
    • Yemek & Mutfak
  • Okuma Listem
    • Okuma Geçmişi
    • İlgi Alanları
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
Hayrendiş > Yaşam > Mevsimsiz Şehirler
Yaşam

Mevsimsiz Şehirler

Gülay Eker
Gülay Eker
Yayınlanma 17 Eylül 2024
458 Görüntüleme
3 yorum
Paylaş
5 Dak. Okuma
Paylaş

Bazı yazı başlıkları vardır, sadece okunup geçilen. Bazıları da vardır, insanı derinden etkileyip yazının tamamını okutan.

Bazen yoğunluğun içinde okuduğumuz başlığın altını kendimiz doldururuz; yolda, arabada, mutfakta… Kendimizce, kendi kelimelerimizle zihnimizde yazar dururuz. Çünkü yazıyı okuyamasak da başlık bizi alıp bir yerlere götürmüştür.

Sanırım ben de bu başlığı (mevsimsiz şehirler) farklı zamanlarda, farklı kelimelerle çok fazla doldurdum.

Her ay yazmak için oturduğumda, masamda “mevsimsiz şehirler” de benimle birlikteydi. Ama her seferinde yerini başka bir arkadaşına verdi. Başka bir başlık ve yazıyla çıktım karşınıza, ta ki bugüne kadar.

Çocukken hepimize öğretilmiştir, bir yılın dört mevsimden oluştuğu. İlkokul sınıfımızın duvarındaki kartonlar hepimizin aklındadır. Kartona çizilmiş kırmızı atkılı kardan adamın, pamukla kaplanmış şişman vücudunu hatırlamayanımız yoktur sanırım.

Çiçeklerin, güneş ve denizin doldurduğu yaz panosu resimlerini, yaprak dökümüyle süslü kahverengi sonbahar panosunu da unutmamak gerekir tabii.

Her birimizin sevdiği mevsim farklıydı çocukken. Kimimiz yaz derdi, kimimiz bahar. Büyüdük birer birer, sevdiğimiz mevsimlerle…

Çocukluğumda mevsimler daha bir başkaydı diyenlerinizi duyar gibiyim. Yazın başlangıcı, okulların tatil olmasıyla başlardı.

Çocukluğumda yaz demek, tatilin diğer adıydı. Şimdiki gibi klimalı odalarda, telefon ve bilgisayar karşısında odaya kapanmak değildi. Sokaklar birden şenlenir, çocuk cıvıltıları ile dolup taşardı. Yaz mevsimi; oyun, arkadaşlık, karanlık olmadan eve gelmek, bir de arkadaşlarla salçalı ekmek paylaşmanın adıydı.

Bazılarımız da en çok bahar ayını severdi. Doğanın canlanması, ölü toprağın yeniden can bulmasını severdi. Derelerin ve akan her suyun sesi, insanın içini coşturur, heyecanlandırır. Mis gibi yemyeşil otların topraktan başlarını çıkarması, yağmur sonrasındaki toprak kokusu bize insanlığımızı, mayamızı hatırlatır.

Hafta sonu piknikleri baharın habercisidir. Yeniden dirilen doğanın sabah saatleri bir başkadır. Bahçeli bir evin penceresinden sabahı gülümseyerek selamlamak… Böyle güne uyanmak, bulunmaz bir nimet değil midir yüreğimiz ve ruhumuz için?

Evlerimiz çok değil, bundan yirmi otuz yıl öncesinde genelde bahçeliydi. Müstakil evlerin, minik de olsa bir bahçesi olurdu ve içinde en az birkaç ağaç.

Gölgesi, meyvesi ve serinliğiyle bize yoldaş olurdu ağaçlar. Mevsimleri bize hatırlatırlardı. Yaprakların her mevsim değişmesi evlerin görünümünü de değiştirirdi. Evler, mevsimlere göre şekil alırdı. Baharda çiçek saksıları değişir, toprak yenilenirdi. Komşudan alınan yeni çiçekler dikilir, bahçede yerini alırlardı.

Şimdiki bahçeli evlerin çoğu, bu zamanları yaşamış teyzelere ait. Annem ve annem gibi teyzeler, balkonlarda yaptıkları doğal çiçek tabloları ile hâlâ bizlerin hem gözlerine hem de gönüllerine huzur vermeye devam ediyorlar.

Beton ile kaplı sokaklar, toprağın unutulduğu beton bahçeler ve ağaçsız, çiçeksiz balkonlar… Ve toprağı unutan bizler… Gökyüzündeki bulutları görebilmek için epeyce kaldırmamız gereken başlarımız…

Doğadan uzaklaştıkça, bilmeden kendimizden de yabancılaşıyoruz.

Her gün ihtişamla doğan ve renk cümbüşü ile batan güneşin o muazzam güzelliğini göremeden yitip giden günlerimiz… Yani; mevsimsiz şehirlerimiz…

Şarkıda “bak, önümüz yaz” diyor ya, ben de “önümüz kış” diyorum. Hüzün mevsimi olan eylülün ortalarına geldik, geçiyoruz. Peki, eylülün ne kadarını hissedebildik?

Sonbahara girdiğimiz şu günlerde kaçımız bir bağ bozumuna gidebildi? Yazın bir bostan tarlasında en son ne zaman bir karpuz kopardık ya da bir incir? Her gün yediğimiz ekmeğe ait buğday tarlasına en son ne zaman elinizle dokundunuz?

Beton binalar arasında, bir kamyonet arkasında veya bir marketin meyve reyonlarında gördük mevsimleri… Değişen mevsimler ve değişen meyveleri…

Elbette yaşam gereği şehirlerdeyiz. Çalışmak zorundayız. Ama kendimiz için, özellikle de ruhumuzun dinginliği için doğadan uzaklaşmamalıyız. Beden sağlığı gerçekte doğadan kopmamakta sağlanır. Mevsimleri yaşamakla beden dinç ve sağlıklı kalır.

İnsan, yaratılış gereği doğaya uyumludur. Doğa ve mevsimlere ihtiyacı vardır. Her mevsim insan için bir şifadır. Her mevsimin insan ruhuna sayısız katkısı vardır. Ama insan, fabrika ayarlarını bozmuştur. Ve artık bu ayarlara dönmek zorunlu hale gelmiştir. Maddi ve manevi tüm rahatsızlıkların temelinde de bu yatmaktadır.

Bedenimizi mevsimlere uyumlandırmalıyız. İnsanın fabrika ayarlarına geri dönmesi şart. Ancak bu şekilde olabilir. Doğaya yakın, çevreye uyumlu… Zaten dönüş de toprağa değil mi?

Bu nasıl mı olacak? Önce isteyelim bence… Nasıllar bir şekilde sizi bulacaktır.

Bu Yazarın (Gülay Eker) Diğer İçerikleri:

İki Şehrin Hikayesi

Kelebek Etkisi

18 Mart

Ümitsizlik Yorgunlugu

Her Çocuk Alkışı Hak Eder

ETİKETLER:Gülay EkerGülay Eker yazılarımevsimsiz şehirlerönerilenler
Bu İçeriği Paylaş
Facebook Whatsapp Whatsapp Bağlantıyı kopyala Yazdır
Tepki Ver
Hayran0
Mutlu2
Üzgün0
Uykulu0
Sinirli0
Şaşkın0
Göz Kırp0
Avatar photo
YazanGülay Eker
Bağlantılar:
Öğretmen / Yazar
Önceki İçerik Dil Belası, Kelam Hatası
Sonraki İçerik Asosyal Medya
3 yorum 3 yorum
  • Nail dedi ki:
    19 Eylül 2024, 14:20

    Gençliğimizi hatırladık. Teşekkürler…

    Yanıtla
  • Fatma Sarı dedi ki:
    19 Eylül 2024, 17:54

    Neden önceki çocukluk sayenizde tekrardan o günlere döndük teşekkür.

    Yanıtla
  • Mustafa Türkmen dedi ki:
    20 Eylül 2024, 21:27

    Gülay hocam tebrik ediyorum, unuttuğumuz çocukluk anılarımızı hatırlatıp mutlu ettiniz, iyiki o günleri yaşamışız hafizanıza kaleminize sağlık .

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sosyal Medya

FacebookBeğen
XTakip Et
InstagramTakip Et
YoutubeAbone Ol

Yeni İçerikler

Reyting Uğruna
Nevbahar Baydar Avşar
Güncel
14 Haziran 2025
19 Görüntüleme
Psikopatım
Murat Tepeler
Psikoloji
14 Haziran 2025
20 Görüntüleme
Yaprak Dökme Zamanı
Filiz Akkaya
Kişisel Gelişim
14 Haziran 2025
35 Görüntüleme
Masal Bu Ya
Nazan Biçer
Sevgi & Aşk
14 Haziran 2025
34 Görüntüleme
Sen Eksilme Yanımdan
Ali Rıza Acun
Şiirler
13 Haziran 2025
42 Görüntüleme

En Çok Yorumlananlar

Minimalizm
Yaşam
Pilav
Hatıralar Öyküler
26 yorum
Aynanın Söylediği
Öyküler
26 yorum
Yorgunuz
Güncel
26 yorum
Her Şey Kendini Tanımakla Başlar
Öyküler
25 yorum

Bunları da beğenebilirsin

DenemelerYaşam

Ağlamak Zehri Alır

26 Eylül 2023
Kişisel Gelişim

Yüklediğin Anlam Kime Ait

14 Nisan 2025
Öyküler

Siyah ve Beyaz

15 Mayıs 2023
Şiirler

Eskiyen Bahar

10 Temmuz 2023
//

Hayatın Lezzeti “Hayrendiş” Olmakta!

Kurumsal

  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim

Hızlı Menü

  • Tüm Gönderiler
  • Bugün Eklenenler
  • Okuma Listem
  • İlgi Alanları
HayrendişHayrendiş
Bizi takip edin
© 2024 Hayrendiş - Sitede yer alan makale, yazı ve şiirlerin tüm hakları yazarlarına ve Hayrendis.com'a aittir. Kaynak gösterilerek de olsa kullanılamaz. Web Tasarım: YD Web
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Yazarlar
  • Başvuru
  • Gizlilik politikası
  • İletişim
Tekrar Hoş Geldiniz!

Hesabınıza giriş yapın

Username or Email Address
Password

Şifreni mi unuttun?