GüncelYaşam

Hep Beraber

0

Senin yüzün yoksa,
Aynalar mezar bana.
Senin elin yoksa,
Yetişmez iki elim de hiçbir yere.
Senin dokunuşun benim var oluşum,
Bir ben var benden içeri ise,
Senin varlığından ötürü.

Adem ile Havva’dan bu yana insanlığın hikayesi ikiyle başlar. Bir olan yalnızca Allah’tır. İnsan ikiden itibaren insan olur. Yaradılışımız bir başkasının yaradılışı ile başlar. Akli dengemiz bir başınalığı kaldıracak güçte değildir. Hafızamız, anılarımız başkalarıyla tazelenir ve varlığını korur. Lacan bunu “ayna evresi” ve “bakış” ile anlatmıştır. Freud “kitle psikolojisi” ile Durkheim “sosyal psikoloji” ile. Birçok psikiyatrist, sosyolog ve filozof bu konuda düşüncelerini dile getirmiştir. Edebiyatta da bunu en güzel ifade eden kişi Nazım Hikmet’tir: “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.” diyerek insanın hem birey olarak yalnızlık ihtiyacını hem de yalnız başına yaşayamayacağını bir bütünün parçası olduğunu ve damarlarının bu bütünle beslendiğini çok güzel anlatmıştır.

Birlik ve beraberlik yalnızca ulus olmakla da yetmez. İnsandan önce insanlığı sevmeliyiz. Evet dünya bazen sert bir yer, bazı insanlar dünyayı çekilmez bir hale getirebiliyor. Psikolojimizi ve ruhsal dengemizi ayakta tutmak bazen daha zor olabiliyor. Hatta bazı insanlar diğer insanlara küsüp evlerine saklanıyorlar, kendi içlerindeki denizin kıyısına kuruyorlar o evleri. Ama bu yalnızlık da bizi tatmin etmeyecek, eksik bir şeyler var diyeceğiz. Bu eksiklik gün be gün ruhumuzu kemirecek. Yine de her şeye rağmen, hep beraber olmalıyız. İnsandan geçip insanlığı sevmeliyiz. Dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan insanlığı sevmeliyiz çünkü bu bütün sadece tek bir şeyden oluşmuyor. Binlerce , milyonlarca etken bir araya gelmiştir. Sadece insanlık da değil doğayı da sevmeliyiz çünkü insanlık doğayla birlikte bu bütünü oluşturuyor. Hepimiz aynı gezegendeyiz aynı evrende. Hep beraber olmazsak ne birey olarak biz ayakta kalabiliriz ne de gezegenimizin ömrü uzun olur.

6 şubatta Türkiye’de 7,7 şiddetinde iki depren art arda oldu. 10 ilimiz ve milyonlarca insan bundan etkilendi. Binlerce insanımızı kaybettik, binlerce insan da ruhen ve fiziken yaralı. Binlerce yuva yıkıldı sadece binalar değil hayaller, umutlar, yaşamlar yok oldu. Maalesef kentsel dönüşümde başarılı değiliz. Bu depremde bunu maalesef bir kez daha gördük oysa 1999 depreminde bizim dersimizi almış olmamız gerekiyordu. Umarım bundan sonra bu konuda bir şeyler değişir. Yine de her şeye rağmen eksikleri, yanlışları düzelterek yeniden hep beraber bir şeyler yapmalıyız. Mesela bilim insanlarını daha çok dinlemeliyiz ve onların söylediklerini eyleme geçirmeliyiz. Voltaire’in dediği gibi; “Bahçemizi yetiştirmek gerek.” ve bunu hep beraber yapacağız.

Sergül Gültekin

Dikkat! Sen de Bir Aleksitimi Olabilirsin

Önceki makale

Manevi Yoksulluk

Sonraki makale

Yazarın Diğer Yazıları

Yorum

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha Fazla Güncel