Bir gemi, bir uçak ya da bir tren… Hangisi olursa fark etmez. Sadece gitmek ister, yok olmak ister insan. Hayatın karmaşası ve yaşadıkları, omuzlarına yük olmuş ağırlıkları şöyle bir silkeleyip yeniden doğmak gibi arınmayı ister. Nedenli ya da nedensiz kaçışları hayal eder. Ah çeker, dayanır; vah çeker, dayanır. “Oh be!” demek istediği, kaygısız bir nefesi en derinlerine çekmeyi özlemle ve umutla bekler durur.
Kaç kişinin şansı olur ki yeniden bir başlangıç yapabilmek!..
Bizler hayaller kurarken, başımıza geleceklerin hep iyi şeyler olmasını arzu ederken, hiç beklemediğimiz şeyler getirir karşımıza hayat. Bir bakmışsın göklerde, bir bakmışsın tabiri caizse yerin dibindesin. Ne olduğunu anlamadan, belki de yok olup hayata veda etmişsin. Şaka gibi, değil mi? Yaşarken farkına varamadığımız, normal sandığımız ne çok şey bir anda hayal ettiğimiz, hatta yeniden onları yapabilmek için dua ettiğimiz şeyler oluverir.
Geliyorum demeden gelir iyi olan da, kötü olan da. Bir tek andan ibaret, bir nefeslik mesafede hayatın başı ya da sonu. Tecrübe ettiğimiz her ne varsa gözlerimizin önünde şimdi. Bugün seviyor ve seviliyoruz, güzel ve mutlu olduğumuz bir işimiz ve ailemiz var. Peki ya tüm bunların garantisi var mı? Hayır, yok!.. Şimdi var ama sonrası belirsiz. Hayat hep belirsizlikler ve acı tatlı sürprizlerle dolu. Farkında olduğumuz ya da olmadığımız birçok şey olup bitiyor her an etrafımızda. Rahat aldığımız bir nefes ve içten attığımız bir kahkaha ile anlamlı aslında bu hayat. Boşa harcanacak tek bir anımız bile yok. Ne çok sevinecek ne de çok üzülecek kadar anlamı yok hiçbir şeyin aslında.
Ne kadar sıradan, ne kadar klişe cümleler değil mi? Böyle okuyunca! Değil aslında, hiç değil. Defalarca hayatın anlamını ya da anlamsızlığını deneyimlemiş olan hiç kimse için değil. Ölümle yaşam arasında kısacık bir çizgi, küçücük bir an var. Ya gidiyor ya da kalıyorsun, o küçücük anda olup bitiyor her şey. Ne olduğunu anlamadan gözlerinizi bambaşka bir yerde açıyor ya da farklı bir ortamda oluyorsunuz.
Sahte insanlar, sahte ilişkiler ve yalan bir hayat koşturmacası… Tuhaf bir kurmacanın içinde, biraz ileri biraz geri gidip geliyoruz. Sıkılıyoruz, bunalıp daralıyoruz. Bazen de yaşamaktan zevk alıp tadını çıkarıyoruz. Yaşamak güzel ama zor, hayat güzel ama çoğu zaman bezdirici. Her ne olursa olsun, yaşamak ve var olmak için mücadele ediyoruz. Geldik ve gidiyoruz. Hayatın insana en huzur veren ve olmazsa olmazı ise sağlık. O yoksa hiçbir şey yok esas. Anlamını her şey yitiriyor işte sağlık olmazsa. Ne mal mülk ne de başka bir şey… Ayağın yürümez, kolun tutmaz ise, yüzün gülmez olmuş, hayatın anlamı değişmiş ise işte o zaman zor hayat. Şimdi, bugün tüm bu değerlere sahip ve istediğini yapabilen kişiler isek, bundan daha değerli ve anlamlı başka hiçbir şey olamaz.
Daima gülümseyerek, sağlıkla aldığımız her nefesin değeriyle bugün bir başka bakalım hep birlikte hayata.