Yapay zekâ hakkında konuşurken çoğu zaman karmaşık düşünceler ve hisler içindeyiz. Bir yanda insanları işsiz bırakacağı, düşünme tembelliğine sürükleyeceği ve üreticiliği körelteceği endişesi taşıyoruz. Öte yandan her sorunu çözecek mucizevi bir teknoloji olacağı beklentisine giriyoruz. Oysa her büyük teknolojik dönüşüm ne bütünüyle kurtarıcı ne de başlı başına yıkıcı. Yapay zekâ da tıpkı internet gibi artık kaçınılmaz olarak hayatımıza yerleşmiş durumda.
Özgür Taburoğlu’nun Say Yayınları’ndan çıkan Yapay Zekâ 101 adlı kitabı, yapay zekâyı teknik bir araçtan ziyade insan düşüncesini ve toplumsal yapıları dönüştüren bir olgu olarak ele alıyor. Bilgisayar mühendisliği eğitiminin ardından sosyoloji alanında doktora yapmış olan Taburoğlu, yapay zekâyı yalnızca nasıl çalıştığı üzerinden değil, neyi nasıl değiştirdiği üzerinden tartışıyor. Bu yaklaşım, kitabın en güçlü yanlarından biri.
Kitap, Turing Testi’nden yapay sinir ağlarına, konuşan dil modellerinden transhümanizm ve kültürel dönüşüm tartışmalarına uzanan geniş bir çerçeve sunuyor. Kavramların düşünsel arka planını koruyan bir anlatımla ilerliyor. Metnin merkezinde yapay zekânın gündelik hayatı nasıl dönüştürdüğü ve bu dönüşümün zihinsel ve etik sonuçları yer alıyor.
Kitapta özellikle dikkat çeken bir diğer başlık, yapay zekânın insan önyargılarıyla eğitilme meselesi. Algoritmaların tarafsız olduğu varsayımı sorgulanıyor ve verinin kendisinin de tarihsel ve kültürel önyargılar taşıyabileceği ortaya konuyor. Bu bağlamda etik, eleştirel okuryazarlık ve denetim, yapay zekâ gelişiminin vazgeçilmez unsurları olarak inceleniyor.
Yapay Zekâ 101, yapay zekânın sanat ile kurduğu ilişkiye de dengeli bir mesafeden yaklaşıyor. Yapay zekâ, insan üreticiliğinin yerine geçen bir tehditten çok, estetik sınırları zorlayan ve yeni sorular üreten bir alan olarak ele alınıyor. Asıl mesele, yapay zekânın üretici olup olmadığı değil, insan üreticiliğinin bu yeni araçlarla nasıl dönüşeceği.
Yapay Zekâ 101, yapay zekâya dair temel bilgileri kapsamlı başlıklar altında sunmasının yanı sıra okuyucuyu düşünmeye de davet eden bir kitap. Yapay Zekâ’nın eğitildiği büyük veride yer alabilecek önyargılardan bahsediyoruz ama ben kitabı okurken kendi önyargılarımın birçoğundan kurtulduğumu rahatlıkla söyleyebilirim 🙂
Sevgiyle kalın.


















