Ah, şu duvarların dili olsa da konuşsa… Ah, şu odada ne anılarımız var…” Bu tür cümleleri mutlaka duymuş ya da kurmuşuzdur. Çünkü biz insanlar, zamanla eşyalarla, mekanlarla bağ kurarız. Eşyaların bile bir dili vardır aslında: Yıkandıklarında parlarlar, eskidiklerinde çatlar ya da kırılırlar. Hepsi birer mesaj taşır.
Peki ya duygularımız? Duyguların dili olsa, neler söylerlerdi? Belki de konuşuyorlar ama biz fark etmiyoruz… Gelin, bu sorunun cevabını birlikte keşfedelim.
Bizler genellikle duygularımızı bastırmayı seçiyoruz. Oysa ki her duygunun kendine has bir dili var. Kelimelerle dans ettikleri gibi, kelimelerin yetersiz kaldığı anlarda bedenimizi, bakışlarımızı, hatta sessizliğimizi kullanırlar.
• Sevgi, sarılmalarda ve yüzümüzdeki tebessümde görünür.
• Öfke, yumruk olmuş ellerde ve sertleşen bakışlarda ortaya çıkar.
• Korku, titreyen bir nefeste gizlidir.
• Heyecan, hızlı atan bir kalpte saklıdır.
Duygular evrenseldir. Hissetmek için kelimelere ihtiyaç yoktur. Ancak biz bu dili zamanla unutur ya da duymamayı seçeriz.
Neden Bastırıyoruz?
“Ağlama.”
“Sakin ol.”
“Bu kadar sinirlenmemelisin.”
Bu sözlerle büyüdük biz. Ve böylece duygularımızı bastırmayı öğrendik. Ama unutma: Bastırılan duygular bir gün mutlaka dışa vurur. Hem de aniden ve kontrolsüz şekilde. Duygularını bastırmak, kendine karşı dürüst olmamaktır. Oysa onları kabul etmek, anlamaya çalışmak — kendinle barışmanın ilk adımıdır.
Yeni “Ben” Hikayeleri Yazmaya Var mısın?
Evet, yıllarca öğrendiğimiz kalıplar var. Ama artık değiştirebiliriz. Gel, birlikte bu döngüyü kıralım. Yeni, daha özgür ve duygularıyla barışık bir “sen” hikayesi yazalım. Yanındayım. Dert ortağın burada.
İlk Adım: Duyguyu Tanımak
Önce kendine şunu sor: “Şu an ne hissediyorum?” Gelen cevabı küçümseme. Bu, artık adını koyabildiğin bir duygu demektir.
Sonra bu duyguyu dışa vur:
- Yazıya dökebilirsin,
- Bir arkadaşınla paylaşabilirsin,
- Ya da bir resimle ifade edebilirsin.
Seçim senin. Ama ne yaparsan yap, lütfen kendine nazik ve sabırlı ol. Gerisi zamanla yoluna girer.
Duygularından Gelen Bir Mesaj Var
“Sevgili Sen,
Ben buradayım. Hangi ruh haliyle gelmiş olursan ol, seni anlıyor ve kabul ediyorum. Kendine iyi bak. Çünkü hissetmek bir zayıflık değil, en büyük gücündür. Beni dinlediğinde, kendini daha iyi tanıyacak ve daha çok seveceksin.”
Unutma: Duygular bastırılmak için değil, anlaşılmak için var.